Özür Dilerim...

37 1 0
                                    

"Barış bak  düşündüğün gibi de-" sinirle lafımı kesti barış. "YOSUN SUS" dedi ve derin bir nefes alıp uzaya döndü. "Şey barış bey ben yer yok diye buraya oturdum yanlış anladınız" dedi uzay barışın soru belirten bakışlarına karşılık. Barış elindeki sanırım bana almış olduğu çiçekleri masamızın yanına gelerek masamıza fırlattı. Ayağa kalktım hızlıca ve barışın kolunu tuttum. "Sevgilim bak-" kolunu çekti. "Barış çok yanlış anladın yapma" sinirli bakışlarını bana çevirdi ve hızlıca çıktı. Montumu ve çantamı alıp hızlıca arkasından koştum. "BARIŞ BİR DUR" durmadı tabii ve büyük adımlarla taksiye binip gitti. Ben ise orda ağlayarak banka oturdum. "Lan özürlü yosun sen mal mısın? sevgilin var senin git başka yerde otur de" taksi çağırdım ve binip eve gittim. Direk odama çıkıp pijamalarımı giydim. "Yosun!" annemin bağırışlarına karşılık kapımı kapattım ve yere oturup kulaklığımı taktım. Kapımı açmaya çalışan bir adet anne ve bütün olanları umursamayıp şarkı dinleyen bir salak. barışa mesaj atmak için mesaj kutusunu açtım. 

   -barış kişisine mesaj-  

barış bak düşündüğün gibi değil gerçekten açıklayabilirim.. 

çevrim içi olduğunu gördüm ve mesajımı gördü. nefes alamıyordum çok heycanlanmıştım. sanki kalbim yerinden çıkmış halay çekiyordu. 

bir an bir şey oldu..

-barış kişisine mesaj-

barış? pp gitti??? 

ve evet mesaj gitmedi. engeli ağzıma soktuğu için barışa teşekkür dileklerimi iletmeyi çok idterdim ama mesaj gitmiyor. güzel..

                                                                    Yarın Sabah

Annemin bağırışlarıyla uyandım.  ''YOSUN KALK GEÇ KALIYORSUN'' yerde şarkı dinleyerk uyuya kaldığım için heryerim ağrıyordu. oflayarak ayağa kalkıp hazırlanmaya başladım. siyah tayt, siyah uzun sweet, siyah adidas, at  kuyruğu saç. hazırlanıp çıktım. ''günaydın'' deyip annemin sorgusundan kaçarak çıktım. kapıyı açtığımda barışla aynı anda çıkmıştık. yayay yine aynı asansöre bineriz sonra ben kendimi affettiririm. yürü be kızım güveniyorum sana. sanırım barış asansörü  benden önce çağırdığı için asansör geldi. kapıyı açıp elimi buyur der gibi uzatıp gülümsedim. bana boş boş bakıp 11. kattan merdivenle inmeyi tercih etti. nasıl ya?  oflayıp arkasından koştum. ''bak senin için 11. kattan aşağı doğru sana yetişmek için koşuyorum. bir dursan mı ne?'' asla umrunda bile olmadı. aslında 78458378 kilo olan demir kapıyı ışık hızıyla açtı ve çıktı. ''oha oha ben bu kapıyı açamıyorum bile insafsız'' kapıyı zar zor açıp koştum arkasından. uzaklaşmıştı aslında baya. yanına geldiğimde adımlarımı onunki kadar hızlı atmaya ve ona yetişmeye çalışıyordum. ''yoruyorsun beni buzdan kalp hemde çok yoruyorsun'' durup bana döndü. ona uyarak bende durup baktım gözlerine. '''üzüyorsun beni hemde çok'' hop füze. ben öyle kalakaldığımda yürümeye çoktan başlamıştı. koşup elini tuttum. 1 salise geçmeden elini çekti. durdum öyle. yürüdü çok hızlı yürüdü sanki bütün sinirini ayaklarından çıkarıyordu acıyordu ayakları farkındayım. hem çok sert attığı için adımlarını, hemde çok hızlı gittiği için. ''BENİ DİNLEMEN GEREKİRDİ. TAM BİR MALSIN BUZDAN KALP. BAK NE DİYECEM DÜZ GİTME-'' duraksadım. çünkü durup bana döndü. bende tüm onları ben dememişim gibi, şirin bir kız gibi gülümsedim. ve o sadece bana bakarken sigarasını yaktı.''neden bana bakarak?'' gülümsedim romantik gibi bir şeydi. güzel sözler bekliyordum şuanda. ''çünkü rüzgara sırtımı dönmem gerekirdi sigarayı yakamadım'' gülümsemem anında söndü. arkasını döndü tekrar. ''AMA ŞİMDİ BANA ARKANI DÖNÜYOSUN. RÜZGARA DÖNSEN OLMAZ MI?'' umursamadı. okula geldiğimizde sigarasını atıp sınıfına girdi. çantamı kendi sırama koyup onun sınıfına gittim. kızlar bir güzel yavşıyorlardı. kaşlarımı çattım. çünkü barışında maşallahı vadı. ''SEVGİLİM SENİ ARIYORUM NERDESİN?'' diyerek yanına gittim kızları itip yanına geçtim. kaşlarını çattı. ''hadi seninle işim var SEV Gİ LİM'''kızlar bana büyü yapıcak gibi bakıyorlardı. sahte birşekilde kızlara gülümsedikten sonra barışın kolundan tutup yangın merdivenine götürüm. kapıyı kapattım. ''SENDEN NEFRET EDİYORUM YA. KIZLARIN İÇİNE DÜŞÜYORDUN RESMEN. AÇ KÖPEK'' kaşlarını çattı. tamam fazla kaba ve ağır konuştum. ve sanırım sinirlenmişti. ''şey.. ben.. ben özür dilerim. öyle demek istemedim'' sinirle ayağa kalktı. yutkundum. bana boş ama sinirli gözlerle bakıyordu sadece. ''bitti mi'' dedi sakin gibi yaparak sesini. ''hayır'' dedim. kafasına ne? der gibi salladı. bir anda sarıldım. sımsıkı. durdu. gözlerim dolmuştu. 'ò sadece boş yer yok deyip benim masama oturdu. sen geldiğinde daha yeni tanışıyorduk. çok yanlış anladın barış. hemde çok.'' ağlamaya başladım. beni kendinden çekti. barışa baktım.  gözleinin içine baktım. gözyaşlarımı sildiğinde gülümsedim. çok nazikti. sanki kırılacağım gibi davranıyordu bana. sanki kaybedecek, ve çok özleyecek gibi. '' seni seviyorum'' sesi titriyordu. gözleri dolmuştu. sarıldım tekrar. o da sarıldı.  

zil çaldığında sınıfa girdik. beni sınıfıma götürdü. ders başladı ve dersin ortasında sıkılıp tuvalete gitmek için hocadan izin aldım. hoca izin verince çıktım.bizim kattaki tuvaletin ampulü patladığı izin aşağıdakine karar verdim. aşağı inerken bağrışmaları duydum. kaşlarımı çatıp duvarın arkasından tuvaletin oraya baktım. ordalardı. barış ve son zamanlarda bana bir şey söylemeye çalışan ama söyleyemeyen mert. barış mertin boğazından tutmuş duvara dayamıştı. ''sana ağzını açmaycaksın dedim mert'' barışı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. duyulmasın diye dişlerini sıkarak konuşuyordu. mert birden barışı itti. ''bilmeye hakkı var ve bilecek'' dedi mert. ve tam buraya doğru gelirken barış arkasından tutup demir kapıya fırlattı. ve yumruklamaya başladı. gözlerim büyüdü. ne yapacağımı şaşırdım. ''SÖYLEMEYECEKSİN DEDİM SÖYLEMEYECEKSİN LAN SÖYLEMEYECEKSİN UNUTACAKSIN OLANLARI UNUTACAKSIN'' bir anda hocalar çıkmaya başladı. barış hala yumrukluyordu. barışa doğru koştum. ayırmaya çalıştım. hocalarında yardımıyla ayırdık. barışın elleri ve mertin yüzü kan içindeydi. şok içinde ellerini tuttum. ''ba- barış'' barış bu değildi de mi? barış kibar bir insan çünkü. çok kibar. ''barış bu sen değilsin''bir anda sarıldı. ''unut bunları ben böyle biri değilim tamam mı?'' geri çekildim. ''neden beni de mi döversin unutmazsam'' elini yüzüme koydu. ''insan değer verdiği şeyler için her şeyi yapar minik'' kaşlarımı çattım anlamaya çalıştım. sarıldı tekrar. saçımı öptü. ''seni seviyorum yosun'' bende sarıldım. ellerim kanlıydı. hocalar barışı çağırdı. herkes sınıfa girdi. barışta müdürün odasına gitti. 

sanırım biraz gecikti. özür dilerim bir türlü yazamadım. ama en yakın zamanda yeni bölümü yayımlamaya çalışacağım. sizi seviyorum kendinize iyi bakın..

Gizemli OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin