?

24 0 2
                                    

ellerimdeki kanı yıkayabilmek için tuvalete gittim. durup ellerime baktım. daha sonra da aynaya. kendi kendime, ''bu barış değil'' diye düşündüm. ellerimi yıkayıp çıktım. sınıfa girip cam kenarına en arkaya oturdum. dersi dinlemiyordum, dinleyemiyordum da zaten. camdan dışarıyı seyrederken barışı gördüm. yanında ise avukat olan babasını. barışı sakinleştirmeye çalışıyordu. barış ise babasına bağırıyordu, asla bağırmadığı babasına. bir anda koşup aşağı indim. bana durmamı söyleyen hocanın inadına indim aşağı.  barışın yanında gidip elini tuttum. ''barış, bu sen değilsin-'' bir anda elini çekip beni itelemeye başladı. aynı anda bağırıyordu. ''BU BENİM YOSUN. BAK BU BENİM TAMAM MI BEN BÖYLE BİRİYİM BEĞENMİYORSAN DEFOLUP GİDEBİLİRSİN UMURUMDA DEĞİL'' gözlerimden yaşlar geldi. neden böyle yaptığını anlamaya çalışıyordum. bir anda çenemi tutup bağırmaya başladı. '' NOLDU AĞLIYOR MUSUN ŞİMDİDE? ÜZÜLDÜN MÜ?'' gülmeye başladı ve bir anda yine itti. son itişinde yere düşmüştüm. kanayan dirseğimi tutup gözyaşlarımı serbest bıraktım. ayağa kalkamıyordum. galiba bileğimi burkmuştum. bir anda bana döndü. dönüşünden korkmuştum. bana doğru gelmeye başlayınca kendimi geri geri sürükledim. duvara çarpınca durup kendimi uzak tutmaya çalıştım ondan. elini dirseğime koydu. ''yosun? bak ben-'' sarıldı. saçımı okşayıp öptü. ''çok özür dilerim'' normal olarak korkuyordum. sarılmadım. kucağına alıp revire götürdü koşarak. beni oturtup yüzüme baktı. ''seni seviyorum yosun. biliyorsun de mi?''kıpkırmızı olan ve hala gözyaşlarımın aktığı gözlerimi barışa çevirdim. sadece baktım. malzemeleri getirip dirseğimi tuttuğunda ahladım. dirseğimi anında bıraktı. ''APTALIN TEKİYİM BEN YOSUN APTALIN TEKİ'' revirdeki her şeyi kırıp döktü. ben ise köşede kulaklarımı kapatmış ağlıyordum. şişeyi yere fırlatıp kırdı. sonra duvara dayanıp yere oturdu. dizlerini kendine çekip kafasını dizlerine koydu ve ağlamaya başladı. kafamı kaldırıp barışa baktım. çok çaresiz görünüyordu ve ben barışı böyle görmeye asla alışık değildim. yavaşça ayağa kalkıp yanına gittim ve oturdum. boynuna sarılıp ağlamaya başladım. belime sarılıp saçlarımı okşadı. ''barış neyin var? kendine gel'' cevap vermedi. ''sadece sarılsak olur mu?'' kafamı salladım.uzanıp kafasını bacaklarıma koydu. gülümseyip saçlarını okşadım. birkaç dakika sonra uyuyakaldı. uyurken masum bir çocuk gibiydi. uyanana kadar onu izledim uyanıp beni öptü. ayağa kalkıp elini uzattı. tutup kalktım. dışarı çıktığımızda babası müdürle çoktan konuşup her şeyi halletmişti. ''lunaparka ne dersin güzel kız'' gülümsedim. ''olur derim'' gülümseyip koşmaya başladı. mecbur bende koşuyordum çünkü elimi tutuyordu. ''iyi de senin bacakların çok uzun yavaşlasan mı'' umursamayıp daha hızlı koştu. gülüp daha hızlı koştum. ''karşıdan karşıya geçerken koşmasak mı-'' durmadı hala koşturuyordu ve yayalar için kırmızı ışık yanıyordu. az daha araba çarpıyordu ki araba zar zor durdu. barış duraksayıp korkan bana bakıp sarıldı. ''kahretsin seni öldürüyordum lan ben'' bana iyi miyim diye bakıp özür diledi. hızlıca karşıya geçirdi ve lunparka girdik. ''hmm ilk çarpışan arabalar'' kafa salladım. ''hayır dönme dolap'' kafa salladı. ''o çok sıkıcı çarpışan arabalar'' kafa salladığımda tam söze başlayacakken bağırdı. ''ÇARPIŞAN ARABA DEDİM''bağırışından herkes bize bağırdı. ''ta- tamam bağırmana gerek yoktu.'' özür dileyip elimden tutup çarpışan arabalara götürdü. bindik. küçük bir çocuk ve ablası bize çarpınca arabayı durdurup indi ve çocuğun yakasından tutup çekti, bağırdı çocuğa. hızlıca yanına koşup barışı ittim. ''KENDİNE GEL YA. YETER LAN YETER. NAPIYORSUN KÜÇÜCÜK ÇOCUĞA GERİZEKALI MISIN SEN YA? ANLAM VEREMİYORUM YAPTIKLARINA. BİR APTAL GİBİ DAVRANIYOSUN Kİ GALİBA ÖYLESİN'' deyip hızlıca gittim. arkamdan bağırışlarını ve koşuşlarını umursamayıp hızlıca yürüyordum ki. kolumu sertçe tutup kendine çekene kadar. kafamı göğsüne dayayıp saçımı okşadı. itip geri çekildim. ''BİR HATA YAPIP BUNU YAPMAKTAN VE ÖZÜR DİLEMEKTEN VAZGEÇ. BUNUN YERİNE HATA YAPMAMAYA ÇALIŞ. ÇÜNKÜ ÖZÜR DİLEMEK ZAMANI GERİYE SARMIYOR SADECE ÖZÜR DİLEMİŞ OLUYORSUN VE SÖZLERDE KALIYOR. VE DAHA DA ÖNEMLİSİ  BEN BIKTIM'' sadece dinliyordu. ifadesizce. ''peki barış, bitti.bunu sen yaptın.'' bunu derken yutkunmuş olsam da,bunu demek zor olsada. dedim. barış hiçbir şey demeden kolumu bıraktı. ''ama şunu bil isterim prensesim. seni hiçbir zaman isteyerek üzmem.'' gözlerim dolduğu an belli olmasın diye arkamı döndüm yürümeye başladım. arkamda çaresiz bir şekilde duruyordu. arkamı dönüp barışa baktım tekrar. hala oradaydı ve bana acılı bir gülümseme yollayınca gözümden yaş geldi. ''ağlama prenses ağlamak sana yakışmıyor'' diye seslenip gülümsemeye devam etti. benim için zor olsa da önüme dönüp ilerlemeye devam ettim. eve gidip sıcak bir duş aldım. sanırım olanlardan artık yorulmuştum. her şey üst üste, çok daha ağır bir şekilde geliyordu. ve bu beni yeterince yıpratmıştı. üstümü giyinip yatağıma uzandım.


-ertesi gün okulda-

derste bir anda müdür sınıfa geldi. ''yosun odama'' ne olduğunu anlamasam da müdürün yanına gittim.  ''alyanın öldüğü saatlerde okuldaymışsın yosun'' duraksadım. ''evet?'' dedim anlamsızca. ''bilmem farkında mısın ama bu seni suçlu duruma düşürüyor ve bu sebepten dolayı polisler senin için gelecek'' durup müdüre baktım. ''bilmem sizde farkında mısınız ama okulumuzda kameralar var şu küçücük beyninizi beni suçlamaya değilde kamera kayıtlarına bakmaya kullansanız katili bulurdunuz öyle değil mi?'' dedim sinirlice. müdür duraksayıp bana döndü. ''birincisi benimle bu şekilde konuşmaya hakkın yok yosun ben senin müdürününüm-'' ayağa kalkıp ellerimle masasına dayandım. ''öyle mi kendimi savunduğum için suçlu ben mi oldum? aa pardon katilde bendim zaten. çünkü hobilerimin arasında arkadaşlarımı öldürmek vardır.'' müdür sinirlenmiş olmalı ki ''OTUR'' diye bağırdı. gülüp, ''SİZ BURADA 'AA ÖLMÜŞ TÜH' DEYİP HAYATINIZA HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ, GÜLEREK, EĞLENEREK DEVAM EDERKEN BEN BİR KÖŞEDE AĞLIYORDUM HİÇ GÖRDÜNÜZ MÜ BİLMİYORUM AMA ALYA İÇİN ÜZÜLEN TEK KİŞİ BENDİM BU YÜZDEN Mİ BEN SUÇLUYUM. BURADAKİ SUÇLU TEK KİŞİ DEĞİL MÜDÜR BEY HEPİNİZSİNİZ. ÜZÜLMÜŞ GİBİ YAPINCA ÜZÜLMÜŞ OLMUYORSUNUZ TEK YAPABİLDİĞİNİZ GÖSTERİŞ ZATEN'' dedim sinirlice. daha sonra doğrulup, ''kim geliyorsa gelsin şimdi'' dedim ve sınıfa çıktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 23, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gizemli OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin