13

5.4K 94 3
                                    

Sabah yarı uykulu gözümü açtığımda Yağız'ın beni izlediğini gördüm
Ne kadar da güzel bakıyordu bana şefkatle hiç gitmeyeceğim seni hiç bırakmayacağım der gibi
Gözlerimi açtığımı görünce
"Günaydın Meleğim" dedi
Yatakta gerinerek "günaydın hayatım" dedim
"Hadi kahvaltıya inelim"
"Tamam lavaboya gidip geliyorum"
Yağız üstüne tişörtünü geçirip odadan çıktığında Ben de yavaş yavaş lavabonun yolunu tuttum elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı çekidüzen verdikten sonra aşağıya kahvaltıya indim nergis hanımla gözgöze gelince bana şaşkın şaşkın bakmaya devam etti bu kadının derdi neydi her beni gördüğünde verdiği tepki aynı oluyordu şaşkınlıkla gözlerini büyüterek bana bakmak
Şaşkınlığını gizleyerek kahvaltıyı hazırlamaya devam etti yaz ise masaya kurulmuş keyifli bir şekilde beni baştan aşağı süzüyordu
Masaya geçip oturdum ve gülümseyerek Yağıza baktım
Bana o müthiş gülümsemesi ile bakıp göz kırptı
Allahım gene nefesim kesilir gibi oldum
Her bu hareketi yaptığın da aynı tepkiyi veriyordu vücudum ve eminim yağız bundan haberdardı çünkü yüzüne muzip bir gülümseme yayıldı
O sırada telefonu çaldı ve işe gitmediği için evden halletmesi gerekecek diye iç geçirdim
Yağız telefonu ile konuşarak çalışma odasına geçti
Nergis hanım elinde çaylar ile masaya geldiğinde dayanamadım ve sordum
"Nergis hanım neden beni her gördüğünüzde şaşkın bakıyorsunuz ?" Dedim
Kadın sorum karşısında afallayarak
"Efendim bu eve yağız bey kız arkadaşlarını getirmez şaşkınlığımı maruz görün ama bu beni oldukça şaşırttı"dedi
Kadının söyledikleri karşısında ben de küçük çaplı bir şaşkınlık geçirdim yağız beni ne kadar çok seviyormuş diye düşünmeden edemedim sonuçta bu eve gelen ilk kız arkadaşı benmişim nergiz hanımın demesine göre bu gururumu okşadı beyazın gözünde ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamama sebep oldu
"Anladım" diyebildim kadına
Nergiz hanımda gülümseyerek kafasıyla bana selam verip mutfağın yolunu tuttu
Yağız odaya girmeden kokusu ondan önce burnuma geldi erkeksi kokusu başımı döndürüyordu
Ve yanağıma öpücük kondurup karşıma oturdu
"Ağrın var mı ?"
"Şuan İyiyim merak etme her ay olan birşey"dedim
"Canının yanması fikrine alışmamı bekleme keşke ağrını senden alabilsem ben daha dayanıklıyım"
Ahhh allahım bu adam ne kadar da beni utandırmayı seviyor
"Bununla baş edebilirim ama konuyu değiştirirsen en azından utanmama neden olmazsın"
"Benden utanma Duru herşeyinle benim olmanı istiyorum utanman beni kabul etmemiş olman gözümde
Sen herşeyinle bana açık ol ki bende beni herşeyinle benimsediğini anlayayım"
"Tamam ama zamana ihtiyacım var bu kadar kısa zaman da bile bence fazlasıyla seni benimsedim"
"Daha fazlası Duru beni vücudunun bir parçası olarak gör Gör ki ben den utanma"
"Deneyeceğim"
Kahvaltı bittikten sonra yağız beni bir yere götürmek istediğini söyledi
Pek hevesli olmasam da kabul ettim
Sonuçta ağrım var ve evde kalıp dinlenmek daha cazip geldi ama gene de ona hayır diyemedim
Arabada klimayı açıp "iyice ağrın artsın istemeyiz değil mi"dedi
Tamam bundan sonraki aylar kesinlikle adet olduğumu söylemeyecektim çünkü yeteri kadar utandırmıştı beni
Arabayı park ederken elimi alıp dudaklarına götürdü ve Özlem dolu bir öpücük kondurdu
"Yanındayken bile seni özlüyorum" dedi
Vücudumda depremler oluyor sanki hee kelimesi o kadar içime işleyip vücuduma hüküm ediyorduki
Erimemek mümkün değildi
Gülümsedim sadece cevap verecek dermanı bulamadım kendimde...
Arabadan inerken yağız beni kendine doğru çekti ve o müthiş kokusunu ciğerlerimde hissettim
Bu duygu çok yeni olmasına rağmen vücudum arsızca daha fazlasını istiyordu
Küçük şirin bir kafeye getirmişti beni ve tüm şehir ayaklarımızın altındaydı
İçerinin dizaynı çok güzeldi tekne Deniz detayları ile bir gemicinin evine girmiş gibi bir hissiyat oluşturuyordu
Şömineden çıkan kıvılcımlar ve odun çıtırtısı huzurlu hissettirdi bana kendimi
Şömineye yakın bir masaya oturduk ve yağız bu sefer karşıma değil yanıma oturdu
Elleri ile ellerim kenetledi
Yumuşacık dudakları ile alnıma bir öpücük kondurdu
"Evine daha önce başka bir kadını götürmedin mi?"
Sorum onu şaşırtmış olsa gerek
"Evet ilk defa seni götürdüm" dedi tek kaşı havada
"Peki neden başka kimseyi götürmedin?"
"Sen benim için çok özelsin bunu belki idrak edemiyorsun ama daha öncede söyledim sana benimle beraber olan kızlar para ve lüks yaşam için birlikte oldu ve bende vücudunu beğendiğim yada o an için arzuladığım kadınlarla beraber oldum ama sen farklısın evet güzelsin seksisin seninle yatmak birlikte olmak arzuladığım birşey ama ben senin kalbini sevdim yüreğini sevdim ve kendi ayakları üstünde duran bir kadınsın yani maddiyat için bana yanaşmıyorsun ve sana karşı beni daha da yakınlaştıran daha önce kimse ile birlikte olmaman oldu o ev benim annem ve babamın yaşadığı ev sıradan bir kadını oraya götürmek onlara saygısızlık olurdu."dedi
"Sevindim sende bıraktığım etkiye ve senin beni değerli gördüğüne sevindim" diyebildim
Bu adam kalbimin ritmini değiştirmekle kalmayıp her kelimede kendimi özel hissettiriyordu
"Seni seviyorum" diye ekledim
"Bende seni çok seviyorum Meleğim hemde tahmin edemeyeceğin kadar"
Konuşmamız gelen garson kız ile bölündü
Ben orda yokmuşum gibi Yağız'ın neredeyse içine düşecekti
"Siparişinizi alayım yağız bey "
Heyyy bende burdayım ve o erkek benim tatlım
Gırtlaklamama ramak kalmıştı gerildim ve yağız durumu farkettiğinden olacak
"Meleğim ne sipariş edelim"
Kız isteksiz bir şekilde bana döndü. Yağız buraya devamlı geliyordu sanırım kız ona ismiyle hitap etmişti çünkü
"Sıcak çikolata içeceğim ben" dedim ve Yağıza göz kırptım
"Bende aynısında alayım" dedi Yağızda bana güzel bir gülümseme bahşederek
Kız yanımızdan isteksiz bir şekilde ayrıldı ve giderken parlayan bakışlarla Yağızı süzmeyi de unutmadı
Kafeyi çok beğenmiştim sıcacık bir ortamdı ve manzarası ayrı güzellik taşıyordu
Yağız lise ve üniversite de olan komik anılarını anlatırken karnıma ağrılar girene kadar güldüm
Sanki yılların birikmiş kahkahaları bugünü beklemiş gibi dökülüyordu boğazımdan
"Çok güzel gülüyorsun "
Utandırmayı başarmıştı yine beni
Hafif bir gülümseme ile cevap verdim
"Sende çok güzel güldürüyorsun"
Ve ekledim
"Kim derdi ki aşırı duygusuz görünen bu adam bugün bana bu kadar kahkaha attırır"
"Öyle mi görünüyorum?"
"Evet ve çalışanlara da hala öyle duygusuzsun"
"Duru sınırlarım var ve ben bu sınırların aşılmasını istemiyorum her zaman mesafe iyidir düşünsene duygusuz davranmasam etraf bana aşık kadınlarla dolu olurdu" dedi ve omuzunda toz varmış gibi eliyle o tozu silkeledi
"Yağız çok fenasın gerçekten" diyebildim
Hava kararmaya yüz tutmuştu ki Yağız'ın telefonu çaldı. Özür dileyerek yanımdan ayrıldı biraz gergin telefonunu açarak yanımdan uzaklaştı
İşe gitmemesin de payım olduğu için bir kere daha utandım işten arıyorlardı büyük ihtimalle
Yağız masaya geldiğinde biraz gergin bir ifadeyle "kalkmamız gerek" dedi
"Tamam" diyerek peşinden ilerledim
Yol boyu kaygılı biraz da endişeli ve aynı zamanda sinirli bir ifade ile arabayı kullandı
Birşey sormadım üstüne gitmemek için sonuçta kaç şirketi yükü o güzel biçimli omuzlarındaydı allahım o kaslı kollarda erimek ne güzel bir fikir diye düşünürken arabanın ani freniyle kendime geldim
Eski depo gibi bir yere geldik
Yağız sessizliği bozarak
"Duru bu yüzleşmeyi yapman gerekiyor "dedi
Ve arabadan indik duruma anlam veremeden onu takip ederek eski yıkık deponun kapısını açmasını izledim
Pastan kulak kanatan cinsten bir ses ile kapıyı açtı
İçerisi hafif aydınlık loş bir ortamdı
O önden ben arkadan içeri girdik merak içindeydim acaba ne demek istemişti ve akşamın bu saatinde burada ne işimiz  vardı
İçerisi rutubet kokusu ve havasızlıkla karışık bir koku vardı
"Yağız ne oluyor "diye sordum ama cevap vermeden ilerledi
Küçük bir koridoru geçtikten sonra geniş bir alana açıldı yol içeride 5 belki de 10 kişi vardı ve bir adam ağzı burnu kan içinde sandalyeye bağlıydı
İçimden bir ses burdan gitmem gerek diye çırpınırken meraklı tarafım kalmamda ısrarcıydı
"Yağız bu adam kim neden kanlı yüzü niye burdayız artık birşey söyler misin ?"dedim
Bana döndü ve kulağıma fısıldadı
"Bu akşam seni üzen yıpratan hayatını bok eden bu adama istediğini yap hatta öldüredebilirsin içinden ne geliyorsa yap yap ki o durmadan kanayan yaran iyileşsin kafandaki o sesler sussun gece uykuların kabussuz geçsin"
Ben olayı hazmetmeye çalışırken birden o tanıdık ses
"Duru... kızım arasaydın gelirdim neden bu şekilde beni istedin ki"dedi ve pis kahkahası boş alanda çınladı
Bu üvey babamdı öyle bir dayak yemişti ki suratı kan içindeydi ve konuşmasa tanımazdım
Gözlerim iri iri açıldı ve Yağıza baktım o sırada üvey babamın kahkahasına kızmış olacak ki onun yanına hızlı adımlarla gitti ve yüzene sayamadığım kadar hızlı ve sert darbelerle yumrukladı.
Midem bulanmaya ve etraf dönmeye başladı
Yer sanki ayaklarımın altından kayıyormuş gibi dengemi kaybettim
Ben zaten iyileşiyordum neden yağız neden sardığın yaraya neden tuz bastın ?
Yağız'ın sesi ve bana doğru gelişi ama etraf kararmaya başladı ve bacaklarım beni taşımıyordu
Yağız'ın sesi kulağımda "Duruuu"
Görüşleriniz benim için önemli eksik noksan bulduklarınızı bana belirtirseniz sevinirim

Kalbin RitmiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin