14

5.4K 90 6
                                    

Okurken keyif alıyor musunuz ?
Düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim iyi okumalar...

Gözlerimi açmadan ciğerlerime dolan Yağız'ın kokusuyla kendime gelmeye çalıştım
Gözümü açtığımda o pis yerde olmadığımı kapının önünde ki arabada yağızında kaygılı gözlerle başımda buldum
"Duru ohhh şükürler olsun iyiymisin ? Meleğim çok özür dilerim aptalım ben aptalın tekiyim ben.. ben.. ben belki tamamen sana iyi gelir yani sen iyi olursun diye düş.."
Lafını tamamlamasına izin vermedim ve vücudumda kalan son güç ile bağırmaya başladım
"Sen sen ne yaptığının farkında mısın??? Kim sana benim için onu bul dedi sana kanayan yerimi iyileştir diye gösterdim o koca burnunu içine sok kanat diye değil! Ve.. ve sen değil ben aptalım hemde o kadar aptalım ki sana tüm geçmişimi anlattım sen ne yaptın Peki !??" Gözyaşlarıma engel olamıyordum ve çokta umrumda değildi sicim gibi akan yaşlarımı elimin tersiyle silip cevap vermesini dinlemeden arabadan indim
Peşimden o da indi
"Duru Meleğim özür dilerim defalarca milyonlarca özür dilerim..."
"Kes sesini özür dileme ve Peşimdende gelme"
Anayol'a hızlı adımlarla ilerlerken yağız inatla peşimden geliyor ve aynı şeyleri söylüyordu
"Özür dilerim Duru lütfen bekle konuşalım böyle olacağını bilmiyordum belki onunla yüzleşirsen sana iyi gelir diye düşündüm ... Meleğim lütfen bekle"
"Defol!!!!!" Yüzüne bile bakmadan öfkeyle yürürken sadece bu kelimeyi kullanabildim
Ana yola geldiğimde bereket bir taksi denk geldi ve Yağız'ın kolumu tutmasına ramak kala binebildim taksiye
Kapıyı kitledim ve taksicide durumumdan anlamış olacak ki nereye diye sormadan gaza kökledi
Eve gidemezdim çünkü uzak kalıp kafamı toplamaya ihtiyacım vardı
Emire gitmeye karar verdim
Taksiye minnettar bakışlarla adresi söyledim ve telefonuma uzandım
10 defa cevapsız arama 3 tanede mesaj vardı hepsi yağızdandı
İlk mesajda
"Duru lütfen aç telefonu"
İkinci mesajda
"Meleğim nolur konuşalım"
Üçüncü mesajda
"Evinin orda bekliyorum lütfen Duru açıklamama izin ver"
Daha çok beklersin diye geçirdim içimden
Allahım biliyorum benim mutlu olmam imkansız ama keşke bu kadar zor bir durumu yaşatıpta ayırmasaydın bizi diye isyan etmekten de geri kalmadım
Emirin evinin önünde taksi yavaşladı
Parayı ödeyip hızla indim taksiden
Emirin kapısını 3. Çalışımda açtı ve üstü yarı çıplak bir şekildeydi
Ağlamaktan harap olmuş beni görünce afallayarak
"Duru ne oldu " diye bağırdı
"İyiyim emir bu gece sende kalabilir miyim?"
"Tabi gir içeri"dedi
Salona geçip koltuğa kurulduğum da içerden boxterı ile bir erkek koridorda belirdi
Belli ki emir yine rahat durmuyordu
"Ben bu saatte geldiğim için özür dilerim ben yokmuşum gibi davranın ve beni yanlız bırakın"dedim
"Saçmalama kızım seni hiç böyle görmedim"dedi emir
Erkek arkadaşının yanına gidip birşeyler söyledi ve çocuk odaya geri döndü 2 dakika sonra giyinik vaziyette
"Emir ben çıkıyorum başka zaman gene görüşürüz arkadaşın belli ki zor bir gün yaşamış sana ihtiyacı var " dedi
Emir "anlayışın için teşekkürler seni geçireyim"dedi
O kadar takatsizdim ki sadece başımla selam verebildim
Emir içeri girdiğinde hemen yanıma geldi
"Anlatsana kızım ne oldu sana"
"Birşey olmadı emir İyiyim sadece biraz kafamı toplamaya ihtiyacım var"
"Derdini söylemeyen derman bulamaz dökül hadi"
"Emir lütfen gerçekten boktan bir akşam yaşadım ve sadece sessizlik istiyorum"dedim
Emir benim başıma gelenlerin hiç birini bilmiyordu ben bu durumu ona nasıl açıklardım ki ...
Ah yağız beni ne hallere soktun evime bile gidip buhranımı tek başıma doya doya yaşayamıyordum
"Peki kuzum kahve yapayım mı sana istersen bir duşa gir"
"Duş iyi fikir"dedim
Suyu açıp altına girdiğimde ağlamam da artmıştı suya karıştı göz yaşlarım ne kadar kaldım banyoda bilmiyorum ama sıcak suyun ve ağlamanın etkisiyle iyice yorgunluğumu hissettim
YağıZın yaptığının hiç bir hafifletici nedeni yoktu
Ve kendinde bu hakkı nasıl bulupta bana sormadan böyle bir halt yiyordu
Ona o kadar öfkeliydim ki neden bir yumruk ona sallamadım diye hayıflandım
Duştan çıktığımda bornozla odaya geçtim ve emirin yaptığı kahveyi alıp yudumlamaya başladım
"Sana kıyafet getireyim ama benimkiler olmaz sana geçen arkadaşımın eşortmanları burda kalmıştı yıkadım temiz yani onları sana getireyim"dedi emir ve odaya doğru yol aldı
Telefonuma bakma fikri geldi ama Yağızdan gelen aramaları düşününce vazgeçtim
Emir elinde bir tişört ve eşortman altı ile döndü
Üstümü giyinip koltuğa yayıldım
"Ben 2 gün yokum evde sana anahtarları bırakırım iş için şehir dışına çıkmam lazım kendi evin gibi takıl "
Emir gerçek bir dosttu benim için her ne kadar uçarı bir hayat yaşasada seviyordum onu
"Tamam emir desteğin için teşekkür ederim "
"Saçmalama kızım sen iyi olda ben herşeyi yaparım senin için buzlar kraliçesi"dedi
Gülümseyerek kucakladım onu
Fazla beni yormak istemediğinden yatakları açtı ve odasına uyumaya gitti
Yatak diken gibiydi yatamıyordum aklım sakin değilken uyumam mümkün değildi
Dönüp durdum yatakta ve en son dayanamayıp telefonumu kontrol etmeye karar verdim
Yağızdan sayısız arama vardı ve 8 tane mesaj en son mesajı 2 dakika önce atmıştı
Ve hepsi birbirine benzer mesajlardı
"Duru evin önündeyim nolur benimle konuşma ama hala gelmedin iyi misin merak ediyorum en azından İyiyim diye mesaj at bende rahat edeyim"
Diyordu en son mesajında
Evet şu an için iyi olabilirim arkadaşıma sığınmış ve hala nefes alabiliyorum ama daha kötüsü de olabilirdi karaoke bara gittiğimizde vücudumun verdiği tepkiyi görmüştü buna rağmen benim iznim dışında benim hayatımı etkileyecek bir işe kalkışmıştı ve ona cevap vermememin daha uygun olacağını düşündüm
Saat 1 e geliyordu
Alper beyin iş telefonuna mesaj yazmaya başladım
"Alper bey bu ara kendimi iyi hissetmiyorum ve yokluk iznimi kullanmak istiyorum tabi sizin içinde sorun olmayacaksa eğer yoğunluktan dolayı izin veremiyorsanız da çıkışımı verebilirsiniz" diye yazıp gönderdim
Ciddi anlamda huzura ihtiyacım vardı telefonu kilitleyip yanıma bıraktım
Ve huzursuzca döne dolana yatakta uykuya daldım
....
Sabah uyandığımda telefonumun yanındaki not dikkatimi çekti yataktan doğrulup notu elime aldım
"Kuzu ben gidiyorum Perşembe'ye dönerim anahtarlar kapıda keyfine bak ve seni üzen her ne ise kıçına büyük bir tekme at dikkat et kendine..."
Emir den di not deli bu kız bu halde bile beni gülümsetmeyi başarmıştı
Alper beyden mesaj var mı diye telefonu elime aldım ve evet mesaj vardı hemde 1 i sadece Alper beyden di geriye kalan arama ve msjlar yağızdandı
Alper beyin mesajını açtım
"Duru kızım bilirsin seni severim ve durduk yere izin kullanmayacağını da bilirim
Zaten içerde birikmiş izinlerin var ama yazın keyfin yerinde iken gidip eğlenmenden ve iznini verimli kullanmandan yanayım bu yüzden gene işinin başında olmalısın tek fark ile kendini iyi hissedene kadar evden bilgisayar ile çalış sunumlar hazırlandıkça sende bir göz at ve mail ile gözlemlerini belirt çalışanlara
Çıkış konusuna gelince şirket batmadan çıkışını alamazsın"
İnsan zor günlerinde anlarmış kimin yanında olup olmadığını ve şükür olsun ki benim dostlarım patronum beni sorgulamadan destek verenlerimdi
Yağız'ın araması ile telefon titredi ve açıp açmamak arasında bocalandım
Açmamak daha doğru olacak diye telefonu bırakıp kendime kahve yapmak için mutfağa yöneldim
Kahvaltı yapmak içimden gelmiyordu
Ve farkettim ki ben yani eski ben yalnızlığı severdi şimdi ise yanlız kalmak istemiyordum
Ama yanımda olan kişinin de yağız olmasını istiyordum
İçim derin bir özlemle sarsıldı ama öfkem daha ağır basıyordu
Beni bu kadar incitmeye hakkı yoktu
Kendini ne sanıyordu
Günün kalanında Yağız'ın attığı mesajları okudum ama hiç birine cevap vermedim
En çok içime işleyen mesajı ise
"Sen yoksun içim karanlık içim paramparça kalabalık için de yanlız kalmış bir boynu bükük
Her insanın hatası olur bu da benim yaptığım en büyük hata oldu ama benim meleğimin kalbi pamuk gibidir beni affedersin değil mi?"
Mesajı okurken Yağız'ın mimikleri gözümde canladı
İçim sızladı içim...
Evet bir yandan iyi birşey yapmıştı kendime bile itiraf etmekte zorlanıyordum ama evet iyi birşeydi çünkü o adama kızgınlık bile duymadığımı farkettim
Belki zamanın da bu yüz yüze gelme konusu olsaydı bu kadar kendimi dışa kapatmazdım
Belki de şuan daha farklı bir hayatım olurdu
Ama bir yanımda çok kızgındı Yağıza ne olursa olsun bınu benim iznim dışında yapmamalıydı
....
İki günüm bu şekilde üzgün bitkin ruhsuz kendimi sorgulayarak geçti
Emirin bilgisayarından ofisten gelen sunumları inceleyip işimi yaparak devam ettim
Yağız aramaya sürekli devam ediyordu ama açmadım telefonlarını
Hala öfkem geçmemişti
Akşam üzeri emir kapıyı açarak geldi
"Buzlar kraliçesi nasılız bakalım özlendin mi beni"
"İyi özledim sayılır çok canım sıkıldı"
"Akşam o zaman benimle gelirsin herhalde dışarı bara gidelim çok yoğun geçti iki gün biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım var"
"Aslında evime gitsem daha iyi olur emir giyecek üstüm de yok ve açıkçası evimi de özledim"
"Tamam sen bilirsin nasıl iyi hissedeceksen"
Eşyalarımı toparladım ve evden çıkarken emire sıkı sıkı sarıldım
"Özletme arada uğra" dediğinde
"Olur dikkat et kendine "diye karşılık verdim
Yoldan geçen taksiyi durdurup evimin adresini verdim
Yağızdan yeni gelen mesajları okudum
"Sensiz nefessizim sensiz zaman geçmiyor ve ben seni çok özledim Durum beyaz Meleğim affet bu boş kafalıyı"
Pişman olduğu her halinden belliydi ama gene de aramak istemiyordum
Eve geldiğimde anahtarlarımı çıkarıp kapının kilidini açtım
İçeri girdiğimde burnuma Yağız'ın kokusu geldi ve aynı anda gözlerim doldu
Evime bile kokusu sinmişken ben bu adamı nasıl unutacağım nasıl kalbimden kapı dışarı edeceğim
Hemde gönlüme girebilen ilk erkeğin olması da ayrı bir hüzün yaratıyordu
İçeri girdim çantamı ve anahtarları girişte ki dolaba bıraktım ve salona doğru yürümeye başladım
Salona girdiğimde küçük çaplı bir şok yaşadım
Odanın tamamı Gül yaprakları ile doluydu
Ve mumlar yanıyordu
Yağız koltukta oturuyor bana bakıyordu
Affedilmek isteyen küçük bir çocuk gibi bana masum masum bakıyordu
3 gündür traş olmadığı belliydi sakalları uzamaya yüz tutmuş ve kirli sakalın onu daha seksi bir hale getirdiği de itiraz edilemeyecek kadar doğruydu
Gözlerinin altı çökmüş ve teni solgundu
Benim yokluğumda tamamen kendimi dağıtmıştı belli ki
Bu durum içimi acıttı
"Duru.. Durum Meleğim " diye haykırdı
Ve bana doğru gelip iznimi bile beklemeden kucakladı
Sıcaklığı kokusu ne kadar özlemiştim hiç birşey demeden sarılmasına bende sarılma ile karşılık verdim ve o an "offfff şükürler olsun"dedi
Sarılmam onu rahatlatmıştı belli ki
Beni kucaklayıp koltuğa oturttu ve ayaklarımın altında oturarak
"Ne desem az ve bana ne yapsan mislisini hakettim biliyorum ama İnan kötü bir niyetim yoktu"
" Tamam Yağız kötü niyetle yaptın demiyorum zaten ama beni darmadağın ettin o akşam"
"Biliyorum ve bunun için de senden özür diliyorum
Lütfen affet beni senin hayatımda olmaman fikri beni deliye çeviriyor "
Hiç birşey demeden dudaklarına eğildim ve minik bir öpücük kondurdum
"Affettin dime yani beni bırakmadın yani biz hala birbirimize aitiz değil mi ?"diye sordu çocuk gibi sevinerek
"Yağız affettim ama böyle bir şeyin tekrarını istemiyorum
Bana danışmadan benim hayatım hakkında düzenlemeler ya da öneriler yapamazsın
Beni daha kötü bir hale de sokabileceğinin bilincinde misin "
"Evet Duru sen o taksiye binip gittikten sonra bu düşünce tokat gibi indi yüzüme"
"Sen eve döneceğimi nerden biliyordun bu kadar hazırlık yapmışsın?"
"Eve döneceğini bilmiyordum yani bugün döneceğini bilmiyordum o geceden beri evde seni bekliyordum"dedi ve Doğum gününde ona hediye ettiğim anahtarlık ve evin yedek anahtarını salladı
"İşe gitmedin mi ?"
"Duru ben bu durumda çalışamam senden haber bile alamadım bu kafa ile şirketi ya iflasa sürüklerdim ya da kapanışını verirdim"
Demek o akşamdan beri beni evimde beklemiş ve benim gelmem umuduyla hazırlık yapmıştı
"Seni seviyorum yağız "
"Şükürler olsun Duru bir daha bana seni seviyorum deneyeceksin diye o kadar korktum ki bende seni seviyorum Meleğim"
Çok açtım 3 gündür doğru dürüst beslenmemiştim
Ve Yağız'ın sıcaklığı ile birlikte acıktığımı da yeni yeni hissettim
"Pizza söyleyeceğim "
"Meleğim istersen dışarı çıkıp yiyelim"
"Hayır kendimi yorgun hissediyorum dışarı çıkmak istemiyorum "
"Tamam o zaman ben siparişleri vereyim"
Yarım saat içinde siparişlerimiz gelmişti beraber pizzalarımızı yedik ve Yağız'ın da iştahla yemesini görünce
" sende mi birşey yemedin 3 gündür"diye sordum
"Sen olmadan nefes almak bile haramken yemek fikri hiç aklıma gelmedi"dedi
İçim acıdı benim için birşeyler yapmaya çalışırken eline yüzüne bulaştırmış ve bu durumda benim üzüldüğüm kadar o da üzülmüş acı çekmişti
Sükunet içinde yemeğimizi yedik
Duşa girmem Lazımdı ve aslında yağız da çok yorgun görünüyordu
"Duşa girelim mi "diye sordum
Yağız'ın gözleri ışıl ışıl oldu
"Buna hayır denir mi hiç tabi ki girelim "dedi
Beni kucağına alıp banyoya taşıdı
Ve üzerimdekileri çıkarırken sordu
"Nerde kaldın"
"Emirlerde"
"Hmm oranın adresini de öğrenmem gerek ne olur ne olmaz "
Ne yaparsan yap gibisinden omuz silktim
Yağızı beklemeden akan suyun altına girdim ve rahatlamanın tadını çıkarmaya başladım
Çok geçmedi ki Yağız da çıplak bir şekilde arkamdan bana sarıldı ve akan suyun altında boynumu küçük öpücüklere boğdu
Bir yandan hafif ısırıklar atıyordu ve inlememi tutamadım inlemem banyoda yankılanırken yağız boğuk bir ses ile konuşmaya başladı
"Beni kokundan mahrum bırakma sakın sakın benden uzaklaşma buna dayanamam
Sensizliğe alışamam teninde kaybolmak varken beni karanlıklara itme"
Söylediği sözler o kadar anlamlıydı ki her bir kelimesinde hasret vardı Özlem vardı...
Ona doğru döndüm dudağına sert bir öpücük bıraktıktan sonra dilim ile dudaklarını yaladım yavaş yavaş dilim dudaklarını talan ederken Yağız'ın inlemesi kulaklarımda en sevdiğim müziğin nakaratını dinliyormuşum gibi haz uyandırdı
"Bir daha şakın benimle alakalı olan konularda benim haberim olmadan adım atma bunu yapma yapmaki sensizliğe alışmak için kalbim kanamasın
İçim huzursuzlukla dans etmesin
Tenim sensizlikle terbiye edilmesin "
Sözlerimin üzerine Yağız'ın sesi fısıltı halinde
"Tenim tenine hasret kaldı "dedi
Cevap vermeden ellerimde vücudunu okşadım ve göğüslerini yalamaya başladım her hareketim Yağız'ın inlemesine ve boğuk boğuk adımı fısıldamasını sağlıyordu
Beni aniden kucakladı ve bacaklarımı belinde kenetledim
Erkekliği benim kadınlığımın üzerine baskı yapıyordu
Beraber olacaktık
Yağıza ilk öpücük ilk aşk kavramlarımı vermiştim ve şimdi sıra İlk ilişkimi vermedeydi
Ama yağız birden sertleşmiş erkekliğini benden geri çekti
Ve boynuma kafasını gömdü
Kendiyle savaştığı belliydi
Bi kaç dakika bekledik su üstümüze akarken biz birbirimize sarılmış halde ve benim bacaklarım hala Yağız'ın beline sarılı halde bekledik
Beni arzulayan ama kendiyle savaşan bir ses tonuyla
"Seni seviyorum Meleğim" dedi
" Bende seni seviyorum hayatım..."
Görüşleriniz benim için önemli yorumlarınızı bekliyorum 💕

Kalbin RitmiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin