BENİMLE YAN~

Üçüncü Bölüm~

Ali huzursuzca kıpırdadı yatağında. Bir türlü uyku tutmuyordu. Aklı hep o gördüğü kızdaydı. Onu ilk gördüğü anı canlandırdı gözünde. Otobüsteki hali geldi gözünün önüne. O çekingen tavırları, utanışı...

Yolculuk boyunca gözünü alamamıştı Ali o kızdan. Ve şimdi yan odada uyuyordu. Derin bir soluk aldı Ali. Gözlerini kapattı. Kızın kimliğinde 'Sedef Akcan' yazıyordu. Bu sadece bir isim benzerliği miydi yoksa izini bulamadığı çocukluk aşkı mı?

Kızın hayat hikayesi ne kadar da çok benziyordu. Ali Ankaraya Sedef için gitmişti. Ama nereye baksa bulamamıştı onu. İçi huzurla doldu birden. Ali kadere inanmazdı aslında. Ama o kız çocukluk aşkıysa işte o zaman kader denen şeyin varlığına yürekten inanacaktı. Sedef'i son görüşü geldi aklına. 10 sene önce görmüştü belkide.. Uzaktan görüşmüşlerdi. Ona sarılamamıştı bile.

Saate baktı. Saat gecenin 3 ü olmuştu. Yatağından çıktı. Pantolonunu ve gömleğini giydi. Aklından geçen şeylere kahkahayla güldü. Kıyafetlerini giydikten sonra aynaya baktı. Saçlarını elleriyle düzeltti. Odanın kapısından çıkıp yan odanın kapısının önüne geldi. Derin bir nefes aldı. Nefesini bir süre içinde tuttu. Tüm cesaretini toplayıp kapıyı çaldı. Bir kere.. iki kere.. kapıyı açan olmamıştı.

Odasına geri dönmeye karar verdi. Kendi odasının anahtarı birden elinden düştü. Eğilip onu alacakken kızın kapısı açıldı. Kız Aliyi öyle yerde görünce şaşırmıştı. Yüzünde bir gülümseme belirdi. Aman Allah ım bu nasıl bir gülmekti. Ali anahtarı alıp ayağa kalktı. Ellerini saçlarının arasında gezdirdi. Utanınca hep böyle yapardı.

-Şey.. ımmm.. uyku tutmadı da.. seni merak ettim.  Uyudun mu diye..

Kızın yüzündeki gülümseme kahkahaya dönüştü.

-Ne yani?  Gecenin 3ünde beni mi merak ettin?

Kızın üstünde pijamaları vardı. Beyaz üst pijamasının ortasında pembe ayıcık vardı.

-Beni de uyku tutmadı aslında.  Biraz bekler misin?

-Tabi.. tabi beklerim ben.

Aradan 10 dk geçti. Ali kapının yanına oturmuş bekliyordu. Kız kapıyı açtı. Çizmelerini giymiş, elinde montuyla çıktı. Ali ye hadi gidelim der gibi baktı. Otelin kapısına gelince montunu giydi. eldivenlerini ellerine geçirdi.

Hava serindi. Ama kar çok güzel yağıyordu. Etrafta kimse yoktu. Her yer çok sessizdi. Arada bir geçen arabalar sessizliği bozuyordu.

İkiside sessizdi. İkisininde içindeki heyecan belli oluyordu. Sedefin uzun saçları rüzgarda savruluyordu. Saçları ne de güzel kokuyordu. Sedef birden durdu. Sol elindeki eldiveni çıkardı. Cebine koydu. Alinin elini tuttu birden. Ali olanlara bir anlam verememişti. Ama kalbi duracaktı sanki. Kendini.liseli aşıkşar gibi sandı.

-Ellerin üşümüştür diye düşündüm.

-Evet üşümüştü ama senin elin ısıttı.

İkisi birden güldü. Daha birbirlerini tanımıyorlardı bile. Ali kızın elini daha bir sıkı tuttu. Sanki hiç bırakmayacakmış gibi.

Hava yavaş yavaş aydınlanmıştı. Ali saate bakmak için cebinde telefonunu aradı ama bulamadı. Otel odasında unutmuş olmalıydı. Kız Alinin ne aradığını anlamış gibi kendi telefonunu çıkardı.

-Saat 5 olmuş. Zaman çok çabuk geçti değil mi?

-Saat 5 mi olmuş?  O zaman acele etmemiz lazım. Biraz hızlı yürüyelim.

Kız olanlara anlam verememişti. Ama Alinin bu heyecanlı telaşlı tavrı çok hoşuna gitmişti.. Neredeyse koşar adımlarla yürüyorlardı. Nihayet durdular. Ali de kızda çok yorulmuştu.

-Tamam mı geldik mi?

-Hayır küçük hanım daha gelmedik. Çünkü şu merdivenden çıkmamız gerekiyor.

-Biraz dinlenelim o zaman. Çok yoruldum yürüyemeyecegim.

-Bekleyemeyiz. zaman geldi.

Ali kızı kucagına aldı. Kız kahkahalarla gülüyordu. Ali kucagında kızla merdivenlerden çıkmaya başladı. merdivenler bitmişti.

-Tamam şimdi geldik.

Ali kızın elini tuttu. Saat 6ya geliyordu. Elele biraz daha ilerlediler.

Bu ne güzel bir manzaraydı. Güneşin doğuşu.. Kırmızıya yakın bir turunculukla güneş kendini göstermeye başlamıştı. Kız güneşe hayranlıkla bakıyordu. ali de hayranlıkla kıza.. Güneşin ışıkları bembeyaz kara yansıyordu. Kız Ali ye döndü. Kollarını boynuna sardı. Ve ona sımsıkı sarıldı. Kulağına:

-Geçirdiğim en güzel geceydi çok teşekkür ederim..