Birkaç saniye için, Büyük Biraderin yüzü hâlâ ekranda duruyormuş gibi geldi. İzleyicilerin göz bebeklerinde bıraktığı etki, o denli canlıydı ki, bir anda silinip gidemezdi. Ufak tefek, kum rengi saçlı kadın, kendisini önündeki sandalyenin üzerine bırakıverdi. Titrek bir sesle, 'Kurtarıcım' gibi birtakım sözler mırıldanarak, kollarını ekrana doğru uzattı. Sonra, elleriyle yüzünü örttü. Belli ki, içinden bir dua okuyordu.Bu sırada, orada bulunanların tümü, derin, ağır, ritmik bir Şarkıya başladılar: 'B- B!.. B-B!.. B-B!.. tekrar tekrar, çok yavaş, iki B arasında uzun soluklar alarak, söyleniyordu, şarkı ilkelce bir şeyler taşıyordu içinde, ezginin gerisinde, çıplak ayakların yeri dövdüğünü, tamtamların çalındığını duyar gibi oluyordu insan. Bu durum hemen hemen otuz saniye sürdü. Duyguların yoğunlaştığı anlarda sık sık söylenen bir nakarattı bu. Büyük Biraderin bilgeliğine ve görkemine adanan bir ilahiydi, ama daha çok, halkın kendi kendisini ipnoz etmesi, bilinçlerin ritmik bir ses yardımıyla, istemli olarak bastırılmasına yarıyordu. Winston içinin buz kestiğini hissetti. İki Dakikalık Nefretteki taşkınlıklara katılmadan edemezdi, ama bu aşağılık B-B ezgisi, onu her zaman dehşete düşürürdü. Elbette, o da ötekilerle birlikte söylerdi, başka türlüsü olanaksızdı zaten. Duyguları bastırmak, yüz çizgilerini denetim altında tutmak, diğerlerinin yaptıklarına katılmak, içgüdüsel tepkilerdi. Ama bir iki saniye için, Winston'ın gözlerinin ifadesi, kendisini ele verecek bir hal aldı. Ve işte tam o anda, o önemli olay oldu, eğer olay sayılabilecekse.
Bir an için, O'Brien'la göz göze geldiler. O'Brien ayağa kalkmış, çıkardığı gözlüklerini tipik hareketiyle, burnunun üstüne yerleştiriyordu. Saniyenin onda biri kadar bir süre göz göze kaldılar; ama Winston'm sezgilerini doğrulayacak kadar uzun bir zaman birimiydi bu, evet anık biliyordu, O'Brien da kendisi gibi düşünüyordu. Bu konuda yanılmış olmadığından emindi. Sanki iki kafa, aynı anda açılmış ve düşünceler gözleri yardımıyla birinden öbürüne geçmişti.
'Seninleyim,' diyordu ona sanki O'Brien. 'Neler hissettiğini çok iyi biliyorum. Karşı koyduğunu, nefretini, tiksinmeni, hepsini biliyorum. Ama kaygılanma, senin yanındayım.' Sonra o zekâ pırıltısı söndü ve O'Brien'in yüzü de ötekilerinki gibi anlaşılamaz oldu.
Hepsi buydu. Winston, aralarında geçenlerin doğruluğundan bile emin değildi. Bu tür olaylardan bir sonuç çıkmazdı. Yalnızca, kendinden başkalarının da, Partiye düşman olduğu inancını ve umudunu içinde canlı tutmasına yarıyorlardı. Belki de büyük yeraltı örgütü hakkındaki söylentiler gerçekti, belki de Kardeşlik örgütü gerçekten vardı! Sonu gelmeyen tutuklamalara, itiraflara, idamlara karşın, yine de Kardeşliğin yalnızca bir efsane olmadığını söylemek olanaksızdı. Kimi günler buna inanıyor, kimi günler inanmıyordu. Ortada bir kanıt yoktu; yalnızca anlamı şüpheli kaçamak bakışlar, rastlantı sonucu duyulan tek tük konuşmalar, tuvalet duvarlarındaki silik karalamalar, iki yabancı karşılaştığında, bir tür tanışma işareti izlenimi uyandıran el hareketleri... Tümü bir tahmindi; bunları kendisi de uydurmuş olabilirdi. O'Brien'a tekrar bakmaksızın, odacığına dönmüştü. Bir an için yakaladıkları teması sürdürmek aklından geçmemişti bile. Durumu idare edebilse bile bu, sanıldığından daha da tehlikeli olabilirdi.
Aralarında bir iki saniye kadar süren bir bakış alışverişi olmuştu, hepsi bu kadardı. Ama bu bile, insanın yaşamak zorunda bırakıldığı kilitlenmiş yalnızlığın içinde, hatırı sayılır bir olaydı.
Winston silkinerek daha dik oturdu. Geğirdi. Midesindeki cin ağzına geliyordu.
Gözleri yeniden önündeki sayfaya çevrildi. Çaresiz düşünceler içinde kıvranırken, farkında olmadan bir şeyler yazmış olduğunu gördü. Bu, öncekiler gibi kargacık burgacık bir karalama değildi. Kalemi, yumuşacık kâğıdın üzerinde ihtirasla gezinmiş ve hep büyük harflerle, tekrar tekrar şunları yazmıştı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1984
Actionİngiliz yazar George Orwell'in 1949 yılında yayımlanan ve kısa sürede kült mertebesine erişmiş eseri 1984, 1949 yılında yayımlanmıştır. Distopya türünde bir roman olan 1984, "Büyük Birader", "Düşünce Polisi", "101 Numaralı Oda", "2+2=5" gibi çeşitli...