Platonik

14. Bölüm

☘️ 2 saat sonra

"Çok soğumadı mı burası?" dedi ellerini çapraz bir şekilde karşılıklı omuzlarına koyup ovuşturarak.

Bende üşümeye başlamıştım. Fazla ince değildi üstümdekiler ama yavaştan bir üşüme gelmişti.

"Evet baya soğudu." dedim odaya bakarak. Niye bakıyorum ki odaya. Sanki bakınca soğuğu görüyorum da söylüyorum.

"Demek ki biz okuldan gidince kaloriferleri de kapatıyorlar." dedi ve devam etti
"Yiğit'in altın tavuğu listeme yeni bir bilgi eklemiş oldum."

"Neyin ney listesi." dedim böğürerek. Bildiğiniz böğürerek yani.

"Ne böğürüyon lan. Öğrendiğim bilgileri altın tavuk listeme yazıyorum ben." dedi anlamamı istercesine.

"Adı niye böyle. Yani biraz garip." dedim böğürdükten sonra kibar kız ayağına yatmak için.

"Küçükken en sevdiğim masaldı. Altın yumurtlayan tavuk. Of abi şimdi benimde bir altın yumurtlayan tavuğum olsa, bende bunu çiftleştirsem, bir yavrusu olsa etti 3 tavuk. 5 tane yumurtlasa her biri, günde 15 yumurta. Altına da zam geldi. Okulu bırakıyorum ben. Zengin tavuk buldum."
dediklerine sırıtmadan edemedim. Ben ona sırıtırken o hala bir şeyler hesaplıyordu.

Düşünürken yüzü daha bir masum görünüyordu. Bir yere odaklanmıştı. Gözleri sürekli izlenilebilecek bir manzara gibiydi. Of kendine gel Beren. Yavşama çocuğa.

"Bir ayda yaklaşık ee."

"450 yumurta." dedim sözüne yardım ederek.

"Seni zeki şey." Elini tanımadığım bir çocuğun şekerinden alırken amcanın bana uyardığı gibi yapmıştı. Hakkaten nolmuştu o amcaya. Sadece bir şeker alcaktım çoçuktan. Şekersiz kal inş amca.

"Boşuna sözelci değiliz demi." derken kendimi gösterip kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Bakıyorum da açılıyoruz." dedi büyük bir gurur ve gülümseme dolu bir şekilde.

Keşke açılsam da sana seni sevdiğimi söylesem be güzel insan.

SlaKoparan