3.Bölüm

181 30 0
                                    

Okuduğum notla sinirim tepeme çıkmıştı. 

Hemen defterimi hızla kendime çektim. Aptal!

Jimin: Heaven??

Üzgün şekilde fısıldadığında öyle bir hayal kırıklığına uğramıştım ki, dönüp bakmadım ona. Baksaydım ağlayacaktım çünkü. Böyleydim işte. En küçük şeyde bile hemen duygularımı dışa vuran birisiydim.

Masanın üstünde duran elimi tuttu.

Jimin: Lütfen. Çok özür dilerim. Yapma böyle. 

Elimi hızla çektim. Konuşmayacaktım onunla. Sarışın aptal için beni unutmuştu resmen. Sıkıntıyla ofladığında istediğim tek şey eve gitmekti. Duvarlar üstüme geliyordu. 

Bakışlarım Bit Na'yı bulduğunda öğretmeni dinliyordu. Aptal surat mimikleriyle.

Ben gerçekten çirkin miydim? Ya da sıkıcı? Tatlı değil miyim? Fiziğim mi kötü? Zeki mi değilim?

Yada en önemli soruyu mu sorayım?                                                                                                                Neden sarışın değilim?!

Saçmalık. Sarışınmış...

Hemen kendimi toparlayıp derse odaklanmaya çalıştım.

Jimin'in hala bana baktığını biliyordum. Ama konuşmayacaktım. Bakmayacaktım yüzüne. En azından lanet mesajını atabilirdi. Ama unutmuşmuş... 

Zil çaldığında herkes dışarı çıkınca Jimin hala yerinden kalkmamıştı. Bit Na sınıfın kapısına ulaştığında dönüp Jmin'e baktı. Jimin ise sadece ayakkabılarına bakıyordu dudağını büzerek, iki saniyede bir oflayarak. 

Sıramdan kalkıp dışarıya çıktım. Onunla yan  yana olduğumda olduğumda kırılıyordum. Her an tetikteydim. Acaba şu kızdan ne zaman bahsedecek, hemen koşup canımı kurtarayım diye.

Ben sınıftan çıktığımda bile peşimden gelmemişti. Belki de benim için üzülmüyordur. Belki de Bit Na ile arası bozulmuştur.

Kantine inip zil çalana kadar boş boş oturdum orada. Başka ne yapabilirdim ki?

**********

Bazılarımız artık sınıftan çıkmaya hazırlanırken, bazıları durmadan konuşuyorlardı. Belli ki parti falan vereceklerdi. Az sonra uzun siyah saçlı Eun Woo toplumdan ayrılıp öğretmen masasına vurarak herkesin sakin kalmasını ve ona bakmasını sağladı.

Herkes ona bakarken, o sırıtarak bana bakıyordu. Gerilmiştim.

Jimin şaşkınca bir ona bir bana bakıyordu.

Eun Woo: Arkadaşlar, bu gece lunaparka gidip istediğimiz gibi, çocukça eğlenelim. Sınavlara kadar rahatlayalım... Akşam 9'da herkes hazır olsun.

Duyduğum şey ile kalbim hızlanmaya başladı. Lunaparkı çok severdim. En mutlu yerim orasıydı. Ve Jimin bunu çok iyi biliyordu.

Jimin hemen bana baktı tepkimi bilmek için, ama buna gerek yoktu. Zaten gitmeyecektim. O Bit Na'nın yanından ayrılmaz... Onları izleyecek halim yoktu orada.

Eun Woo'ya baktım. Hala bana bakıyordu. Yutkunarak, çekingen şekilde gözlerimi ayırdım ondan. Nesi vardı onun?

Çocukların çoğu OOO gibi sesler çıkarıyorlardı.

Jimin'de sevinmişti.

Bana döndüğünde ne diyeceğini biliyordum. Hadi gidelim falan filan.

Hemen hızla sınıftan çıktım. Jimin arkamdan seslendi ama onu duymamış gibi yaptım.

**********

Elimde telefona bakıp iç çekiyordum. Saat 20:15 ve ben hala dakikaları sayıyorum. Gitmeyecektim tabi ki de. Sadece onun bana mesaj atmasını bekliyordum aptal gibi. Atmamıştı ama. Hiç yazmamıştı aramamıştı. Düşündüğüm doğruymuş belki de, Bit Na ile araları bozulmuştur.

Sıkıntıyla telefonumu kapatıp yatağıma uzandım... Kapımın çalınmasıyla yerimden kalkıp oturur pozisyona geldim.

Heaven: Anne gerçekten sensen eğer, gerçekten yorgunum... 

Kapı açılınca Jimin'i görmeyi beklemiyordum.

Kapıyı kapatıp içeri girdi. Yatağa, diğer yanıma oturdu. 

Jimin: Özür dilerim Heaven... Affet lütfen.

O üzgün şekilde konuşurken ben dudağımı ısırıyordum sürekli, o görmese bile. ikimiz de birbirimize bakmıyorduk. 

O parmaklarıyla oynuyordu. Ben sadece önüme bakıyordum.

Jimin: Gidelim mi?

diye sorup bana baktı. Kolumu tuttu. Kolumu çektim.

Heaven: Bit Na gitmiyor sanırım. Bana geldiğine göre.

Alaycı şekilde sırıttım. Sonra yeniden soğuk halime büründüm.

Jimin: Ona gitmedim, yada sormadım. Sana geldim.

Duyduğum şey ile kaşlarımı çatarak ona baktım...

Heaven: Neden peki?

Sorduğum sorunun cevabını delicesine merak ediyordum... Tek güzel sözüne hemen hazırlanıp giderdim çünkü. Sadece tek güzel bir cevap... Değerli hissettirecek bir cevap...

Gülümsedi.

Jimin: O hoşlandığım kız olabilir, ama sen en iyi arkadaşımsın. Ondan önce sen vardın hep yanımda...

FRİEND&LOVE (Park Jimin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin