"Günaydın. Benim küçük bir işim çıktı bu yüzden beni bekleme. Okulda görüşürüz."
Jimin'in attığı mesaja bakıp iç çektim. Belki de onu affetmekle yanlış yaptım. Belki de böyle yapmam en iyisidir. Ama içimde iyi hisse dair hiç bir şey yoktu.
Telefonumu kapatıp çantama koydum. Eun Woo'yu arayıp rahatsız etmek istemezdim. Bu yüzden dünden beri onunla iletişim kurmamıştım.
Odamdan çıkıp, merdivenlerden aşağı indim. Annem mutfakta kahvaltı yapıyordu. Ona görünmeyerek evden çıktım.
Yolda yürürken hala vermiş olduğum kararı düşünüyordum. Gerçekten de tüm psikolojim bozuluyordu. Neyi, nasıl yapmak gerek bilmiyordum.
Okula varınca sınıfa girdim. Gözüm ilk Eun Woo'nun sırasında gezince boş olduğunu gördüm. Zaten gelmeyeceği belliydi. Sanırım okuldan sonra ona uğramam gerek.
Sırama geçip çantamdan gerekli şeyleri çıkardım. Dersin başlamasına daha yarım saat vardı. Sıramda oturmak sıkıcı geldiği için telefonumu da alıp kantine indim. Hiçbir şey yemeyecektim. Sadece zamanımın geçmesi için gelip-gidenlere bakacaktım. Boş olan masalardan birine geçtim. Telefonumu açıp boş boş ekrana bakıyordum. Bilmiyorum neden ama Jimin'den mesaj bekliyordum. Onu tekrar kazandığım için, yada hislerimin karşılıklı olması iyi hissettiriyordu.
Kural 1= Erkekler en çok vakit geçirdikleri kızlardan hoşlanır.
Aklıma gelen şey ile yüzümde aptal bir sırıtma olmuştu. Saçma sapan sandığım kural doğruymuş demek ki.
Kantine giriş yapan Bit Na'yı görünce gülüşüm donmuştu. Yutkundum. Kendimi suçlu gibi hissetmemin nedeni ne? Neden pişmanlık çektim onu görünce? Belki de Jimin'e hislerimi açıklamasaydım, onlar için her şey iyi olurdu. Bende belki de Eun Woo ile şansımı deneyebilirdim. Eun Woo'nun beni hiçbir zaman üzmeyeceğini bile bile Jimin'i seçtim.
Zil çalınca yerimden kalkıp sınıfıma doğru yürüdüm. Tabi bu sırada Bit Na'da arkadan beni takip etmekteydi.
Yerime rahatsız şekilde geçip oturdum ve Jimin'in daha erken gelmesini ve bu lanet okuldan çıkmayı diliyordum.
Öğretmen içeri geçince gözüm hala Eun Woo'nun sırasındaydı. Hem Jimin, hem de Eun Woo'nun olmaması rahatsız ediyordu. Sınıfın kapısı açılınca ve Jimin içeri girince rahat bir nefes verdim... Bit Na'da benim gibi yapınca dudağımı ısırdım.
Jimin izin alıp sırasına yani yanıma oturdu.
Jimin: Günaydın.
diye fısıldayınca sadece kafamı sallamakla yetindim. Küçük işinin ne olduğunu sormayı daha sonraya bıraktım.
Jimin: Eun Woo yok.
Yine sadece kafa salladım.
Jimin: Neyin var senin? Birisi bir şey mi dedi? Benim yanlışım mı oldu?
Heaven: Hayır... Hiçbir şey olmadı...
Jimin: Öyle olsun...
deyip önüne döndü.
*****************
Son dersimiz de bittiğinde çantamı toplayıp Jimin'i takip etmeye başladım.
Heaven: Eun Woo'ya uğrayacağım.
dedim sakince.
Amacım sadece haberinin olmasıydı. Eski günlerdeki gibi. Her zaman kiminle ne yaptığımızı birbirimize söylerdik. Hoş, zaten birbirimizden başka kimsemiz yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRİEND&LOVE (Park Jimin)
FanfictionSınıf 12 idik. Yani Jimin ve ben aynı sınıfız. Ve 12 yıllık arkadaşlarız da. Birbirimizi çok iyi tanırız. Her şeyimizi, her sırrımızı biliyoruz. Ama onun bilmediği tek bir tane sırrım var. 4 yıldır ondan hoşlanıyorum. Bunu sadece o değil, hiç kimse...