Jimin: Aaa. O da mı burada?
Dediği kelime o kadar ağırıma gitmişti ki. Üstelik ismimi bile söylememişti. Sadece "O" demişti. Bu kadar mı düşmüştüm onun gözünden?
Jimin: Sanırım annenin söylediklerini umursamıyorsun.
Heaven: Gidiyoruz.
diyerek Eun Woo'yu çekiştirdim.
O da sessizce beni takip ediyordu. Kafeden çıktığımızda yerimde durup derin bir nefes aldım. Onu görünce artık kalbim eskisi gibi heyecanla, sevgi ile atmıyor. Aksine korkuyormuşum gibi hissediyorum. Her an gelip beni sözleri ile aşşağılayacakmış gibi hissediyorum. Ve bunu sevmiyorum. Pişmanlığımı yaşıyordum belki de. Bana karşılık vermeyeceğini bile bile. bana "kardeşim" diyen birisinden bana karşı bir şeyler hissetmesini beklemek saçma zaten.
Eun Woo: Özür dilerim. Buraya getirmemeliydim seni.
Heaven: Sorun değil. Hadi gidelim. Hem sende bana yolda anlatırsın.
Eun Woo: Bunun için hazır hissetmiyorum. Aile sorunları diyelim. Ama başka zaman söylerim.
Heaven: O kadar mı kötü bir şey?
Eun Woo: Benim için evet... Yada anlatayım.
Heaven: Ben iyi bir çıkış yolu bulamam ama iyi dinlerim. Ne zaman istersen, ne sorunun olursa ben hep yanındayım.
Eun Woo: Annem hasta. Ve...
Gözlerinin dolduğunu gördüğümde ben de kendimi kötü hissetmiştim.
Eun Woo: Ve ölecek... Tedavisi sürüyor. Ama hiç biri işe yaramıyor.
Heaven: Neden böyle düşünüyorsun ki?
Eun Woo: Biliyorum işte. Babam da kötü oluyor. ikimiz de endişeliyiz. Annem daha da kötü oluyor. Her akşam bana sarılıp "Ölsem de senin kalbinde olacağım" diyor. Çok kötü hissediyorum. Şuan beni merak eden, ne yedim, ne içtim, nasıl hissediyorum, bir bakışımdan günümün nasıl geçtiğini anlayan insan olmayacak hayatımda. Ve bu berbat hissettiriyor. Her sabah yürüyüşe çıkarıyorum onu. Ama temiz hava bile kötü geliyor ona.
Yerimde durmuş sadece onu dinliyordum. Babam ölmüştü. Ama ben o zaman küçüktüm. Annem, baba olmuştu bana. Yokluğunu hissettirmemişti. İnsanın kendi annesinin öleceğini bilmesi ne kadar acı bir his.
Heaven: Ben... Ben çok üzgünüm... Bilsem sormazdım. Israr etmezdim.
Eun Woo: Hadi gidelim artık. Zaten tüm günümüzü Jimin bozuyor.
deyip güldüğünde onun ne kadar iyi bir insan olduğunu anladım. Ve ben ister Jimin olsun, ister annem olsun. Karşı çıksın, Eun Woo ile arkadaş olmaktan, iletişimde olmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Onun gibi bir insanı kaybetmek istemem. Her zaman enerji dolu, eğlenceli olan Eun Woo'nun derdi benimkinden büyükmüş.
Kafeden çıktıktan sonra benim evimin önünde durduk.
Eun Woo: Yarın görüşürüz.
deyip yine gülümsedi.
Heaven: Teşekkür ederim her şey için. Lütfen her şeyi kötü düşünme. Belki de bir mucize olur.
Eun Woo: Olsaydı çoktan olurdu zaten... Sende gir artık. Çünkü sinirli şekilde yukarıdan bakan anneni bekletmek istemezsin.
Heaven: Tanrım!!! Neyse yarın görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRİEND&LOVE (Park Jimin)
FanfictionSınıf 12 idik. Yani Jimin ve ben aynı sınıfız. Ve 12 yıllık arkadaşlarız da. Birbirimizi çok iyi tanırız. Her şeyimizi, her sırrımızı biliyoruz. Ama onun bilmediği tek bir tane sırrım var. 4 yıldır ondan hoşlanıyorum. Bunu sadece o değil, hiç kimse...