4. Bölüm

169 35 0
                                    

%

Jimin: O hoşlandığım kız olabilir ama sen en iyi arkadaşımsın. Ondan öne sen vardın hep yanımda...

Burukça gülümsedim. Kendi ağzıyla söylüyordu zaten "Sadece arkadaşıyım". Ama pes etmeyecektim. Jimin'i o kıza bırakmayacaktım. Jimin onun için çabalıyorsa, bende Jimin için çabalayacaktım.

Heaven: Dışarıda bekle... Hazırlanacağım.

Jimin: Tamam.

deyip gülümseyerek arkasını döndü. Ben aynanın karşısına geçerken o aniden arkasını döndü.

Jimin: Bunu bil ki, kimse senden değerli değildir.

deyip odadan çıktı. Neydi şimdi bu? Daha fazla zaman kaybetmemek için dolaptan kendime uygun kıyafetler çıkardım. Hava soğuktu... Zaten kış ayındayız...

Ama böyle zamanlarda daha güzel olurdu lunapark. En çok kar yağınca. Çok iyi hatırlıyorum her kar yağdığında Jimin ile kar topu oynamamız. Tabi oynamak denirse... Bir defasında yüzüme tüm gücüyle fırlatmıştı kar topunu. Çok büyüktü. Neye uğradığımı anlamadan yeri boylamıştım. 

Hemen yanıma koşup, beni yerden kaldırmıştı. Defalarca özür dilemişti tüm gün canımı yaktığı için. İşte ilk kez o zaman umut oldu içimde belki de %1 de olsa benden hoşlanıyor diye.

Ama zaman zaman anlıyordum, onun için bunlar sıradandı. Bazen bana "benim olmayan kız kardeşimsin sen" bile diyordu.

Kendimden nefret etmiştim o an. En yakın arkadaşıma aşık olmuştum. 

Bu düşünceler ile kıyafetlerimi de giyip odamdan çıktım. 

Jimin salonda annem ile konuşuyordu. Annem Jimin'i çok sever... Jimin'de onu. Annem bile Jimin'i kendi oğlu gibi görüyor, benim ikiz abim olduğunu söylüyordu arada...

Heaven: Ben hazırım.

Gülümsedim. Jimin'de bana baktıktan sonra annemin yanağına bir öpücük bıraktı.

Jimin: Biz geç kalmayız leydim...

Annem memnun olmuşcasına gülümsedi ve başıyla onayladı.

Jimin: Hadi gidelim.

Kolunu omzuma attı.

************

Yolda yürüyorduk. Hava soğuktu. Ama benim için değil. Çünkü oldukça kalın giymiştim. Ama Jimin üşüyor gibiydi. Burnunun ucu kızarmıştı. Bu onu hem tatlı hem de komik gösteriyordu.

Heaven: Sana nasıl yardımcı olabilirim?

Jimin: Huh?

Şaşkınca bana baktı... Ne dediğimi anlamamıştı zaten. 

Heaven: Genelde erkekler kızlar üşümesin diye ceketlerini, hırkalarını falan çıkarıp kızlara verir. Hoşlandığı kızlara... Şimdi benim de sana vermem gerek değil mi? Rolleri değiştirerek.

Gönderme yapmıştım ona. Ama o bunu anlamayacak kadar aptaldı!

Jimin: Ah yok sen üşüme. Ben iyiyim.

diyerek ellerini cebine daha çok soktu. Olmuyor işte. Böyle duramıyorum. O üşüyor ve ben bunu yaşamasam da sanki bende üşüyorum... Sanki onun duygularını bende yaşıyorum, ne hissediyorsa bende hissediyorum gibi...

Bu o kadar güzel bir duygu ki...

Heaven: Hiç olmazsa bunu sen tak.

diyerek eşarbımı çıkardım ve önüne geçtim. Olduğu yerde kalmıştı. Yaklaştım ona. Eşarbı boynuna geçirip doladım. Sonra ona baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu. Ben ona kendimi yakın hissederken, o hangi duyguyu yaşıyordu?

FRİEND&LOVE (Park Jimin)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin