"Siz neden sürekli bir yerlerden çıkıyorsunuz?" elinde telefonunu tutuyordu "Milena ben gözetmenim. Yani attığınız adımdan haberim olmak zorunda.
"Koğuş annesi olmak için fazla erkek değil misiniz?" bu soruyu sormak için fazlasıyla geçti. Şaşırmamıştı, sadece yüzüme bakıyordu "Kadın dayanışması ve erkek dayanışması kuralları yıkar öyle değil mi?" yine tatmin olmamıştım. Saf bir gözetmen, işlerimi daha kolay bir hale getirebilirdi "Mesajı siz mi attınız?" dudakları aşağı doğru büküldü "Dosyanızda bütün bilgiler var."
"Düşündüm de bu hafta sonu herkes evine gideceğine göre ben de dinlenmek için fazlasıyla zaman sahibi olacağım!" havadan sudan konuşma faslına nereden geçtiğimizi bilmiyordum "Siz de evinize gideceksiniz herhalde!" başıyla beni onaylamıştı.
Bana çay verme sırası ondaydı. Makineden aldığı dumanı üzerindeki bardağı bana uzattı "Ailenle en çok ne yapmayı seversin?" hava almak için yangın merdivenine çıkmıştık. Dışarıyla aramdaki tek şey tırabzan kenarındaki parmaklıklardı "Babam doğa yürüyüşlerine bayılır. Her hafta sonu erkenden beni ayağa diker, elime dürbünü tutuşturup ormana götürürdü.
O kadar farklı canlılar keşfettim ki inanamazsınız! Sonra bana hayatta kalmayla ilgili dersler verirdi. Yön bulmayı, su ihtiyacımı gidermeyi, ormanda nelerin yiyileceğini ve olası bir hastalık veya yara durumunda hangi bitkileri kullanacağımı biliyorum." beni çözmüştü. Eğer sohbet etmemi istiyorsa ailemi soruyordu "Baban bence asker! Hatta kıdemli biri. Onun için gözlere görünmeden yaşıyor. Görevde mi yoksa? Onun için mi seni Kemal Bey idare ediyor?" değildi işte.
"Sizden sakladığım bir şey olduğunu düşünüyorsanız yok. Öyle olsa görevi neredeyse yanına giderdim." dikkatli gözleri, ağzımdan bir şey kaçırmamı bekler gibiydi. Beni merak ediyordu.
İçimde bir his vardı. Ne olduğunu daha önce bilmek bir kenara dursun, duymamıştım bile. Bildiğim şeyler artık benim ahbabımdı. Bilmediklerim ise beni ölümüne korkutuyordu. Çünkü kurşunun nereden geleceğini bilirsen asla ölmezsin. Ellerinde silah olmaması, beni vurmayacağı anlamına mı geliyordu?
Güvenmek, bir sır gibi sakladığım o tozlu duygu...
Koskoca bir hafta daha geride kalmıştı. İnsanların en sevdiğim huyu, konuşacak başka bir şey buldukları anda eski dedikodunun yakasını bırakmasaydı. Çalkantılı bir aşk hikayesi, okulun gündemine oturduğu için bizim olay, iyiden iyiye unutulmuştu.
Ders beden eğitimi öğretmeniydi. Yalnızlığın çekiciliğine kapılmıştım.
Dışarıdaki soğuk havayla tenim temas ettiğinde içim ürperiyordu. Kendini soyutlayan tek kişi ben değildim. Meyra kenarda sessizce oturuyordu. Yanıma gelip şaklabanlık bile yapmıyordu. Böyle olamazdı o. Evet üzülebilir, ağlayabilir, uyumayabilirdi. Ne olursa olsun etrafa mutlu görünmeliydi. Çünkü artık tanımıştı insanları. Birinin düşmesi demek, saldırmak için en iyi pozisyon demekti. Ne kadar güçsüz görürlerse o kadar güçl saldıracaklardı. Bu sadece silahı başımıza dayayan adamlar için geçerli değildi. Hayatta en sevdiğim bile güçsüzken terk ederdi bizi. İlk defa kendi isteğimle onun yanına ilerlemiştim.Uykusuz gözlerini üzerime diktiğinde destek konuşması yapacağımı sanmıştı "Nesin sen? Limon mu? Sarı kafa!" çocukken böyle değildim. Bir derdi varsa sarılıp en güzel iltifatları ederek mutlu etmeye çalışırdım. Fakat insanı ayağa kaldıran şey sevilmek ya da şefkat değil, büyük bir hırstı "Sıkıla sıkıla bir hal oldun! İnsanların sana saldırmasına şaşmamalı. Gölgesinden bile korkanlara benziyorsun."
"Okulun uzun mesafe takımına seçim yapacaklar yarım saat sonra. Takımın kaptanı Tarık fakat katılsam da kazanamam. Takımdan atılan Hakan, yine şansını denemek için yarışa katılacak. İlk yarıştaki gibi hileyle kazanacak illaki ve ben de hastanelik olacağım çünkü geçen sefer yarışa giren herkes kırıklarla kurtuldu." kendi kararlarını alacak kadar olgundu. Ben de onun annesi değildim. Ne isterse onu yapmalıydı. Tarık'ı görmek için de takımda olmaya ihtiyacı yoktu. Eğer karşıdaki adam buna değerse zaten her türlü bahaneyle boş zamanlarını yanında dolduracaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKIN KORUMA (Yeniden Düzenleniyor)
RomanceTehlikeli bir iş adamının kızına koruma olarak girdiğim lise, bana bazı insani duyguları tekrar hatırlatmıştı. Yeniden öğrenci olmak, kendimi eski dostumun önüne atmak ve en önemlisi aşık olduğum için yaşamla savaşmayı öğrenmiştim. Ben Milena! Tıpkı...