3.bölüm

184 27 2
                                    

  Cevap vermedn telefonu kapattım. Bellaya herşeyi anlattık tan sonra ilk olarak bayan Andrea yı uyarmaya gittimiştik ki Bella göz yaşlarına boğulmuştu...

                                                                  ♥♥♥

   Bu ne biçim bir şey. Migdem bu görüntüye dayanamayıp içindekileri çıkarmıştı. Bella ise hala gözyaşlarına boğuluyordu. Evet düşündüğünüz gibi Bir zombi bayan Andreanın  içini dışına çıkarmıştı. Hey durun bir dakika bu Bay Winter idi. Olamaz Bella şimdi üzüntüden ne yapacağını bilemiyordu.

   Bir an bay Winterin bize baktığını sandım ama yanılmışım hala bayan Andreanın tadını çıkarıyordu. Bella dayanamayıp

 ''Baba ne yapıyorsun !!'' Diye bir çığlık koparmıştı.  Bay Winter şimdi gerçekten farklı gözleriyle bize bakıyordu. Hırıltı bir sesle yanımıza doğru gelmekte çekinmiyordu. Aman tanrım bu bizi yemeye geliyordu ve Bella bunun farkında değildi. Hala onun babası olduğunu düşünüyordu. Hızlı hareketlerle cebimdeki bıçağı alıp Bay Winterin başından bıçakladım. Tekrar migdem bulanmıştı ama birbirimiz kollamak için yapmalıydık bunu. Bella öfkeli gözlerle bana dönerek

'' Katie sen ne yaptın ??? Babamı öldürdün. Resmen katil oldun ''

''Bella az önce haberleri izlemiştin değilmi??''

'' Katie Lütfen beni rahat bırak şu an yanlız kalmaya ihtiyacım var.''

 ''Tamam ama şu bıçağı yanında bulundur Lütfen ne olur ne olmaz.''

   Başını evet anlamında aşağı yukarı salladı. Odadan sessiz bir biçimdi çıktım. Oturma odasına geçip Tv yi açtım. Her kanalda aynı haber gözüme çarpıyordu. ''Zombi.'' Tanrım bu virüsü niye insanlığa yaysınlar ki?? Başım dönüyordu. Bu kadarı bana fazla geliyordu. Uyumalıydım ama dışarısı güvenli değilken nasıl uyuyabilirdim ki. O anda aklıma Ailem geldi. Onlar iyilerdi en azından. Nede olsa başka yerlerde gezmenin tadını çıkarıyorlardı. O yandan çok mutluydum. Bu düşünceler benim uyumamı sağlıyordu. Ama uyumamalıydım. Bella ne olacak bensiz bir şey yapabilirmi??. Nede olsa o sadist bir kız yani üstesinden gelebilir. Derken uykuya daldım...

    Uyandığımda Rahatsız bir şeyin üstündeydim. Evet evet bu bir arabaydı ama ne zaman gelmiştiki?? Yavaşça doğruldum. Carl ne zaman gelmişti?? Hey bir dakika beni arabaya kadar kucagındamı taşımıştı?? Bella önde Carlın yanında oturuyordu. Neden bilmiyorum ama bu benim gıcıgıma gitmişti.

 ''Bella iyimisin??''

 ''Evt katie iyiym sen??''

 '' Sağol bende iyiyim. Carl ne zaman geldi??''

'' Yarım saat önce geldi ve bizi bu şehirden çıkaracakmış. Umarım yani.''

  Başımı cama doğru çevirdiğimde etrafımızda saymayacağım kadar çok araba vardı. Hepside bu şehirden gitmek için yollara koyulmuşlardı eminim.

 ''Carl''

 ''Efendim ''

 '' Bu şehirden çıkabileceğimize emin misin?? Şu sıkışıklığı görebiliyorsun değilmi??''

'' Elbette görebiliyorum. Ve bu şehirden ne olursa olsun çıkaçağız emin olabilirsin.''

   Hayatımın en kötü günlerini yaşıyordum. Neden bu şehri seçmişlerdiki. Onca şehir varken burası hiç mantıklı gelmiyordu. İçimden ağlamak geliyordu. Herşey o kadar çabuk başlamıştı ki. Bitmeside öyle olmalıydı bence. Ya sevdiklerimi kaybedersem. Pardon şimdilik sevdiğimi Arkadaşımı kaybedersem. Bu düşünceler beni ürpertmektn başka bir işe yaramıyordu. Şu anda tek yapabileceğim şey oturup ağlamaktı... 

Birbirini Seven İki DostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin