Varmıyım yoksa yokmuyum? Bir deniz kenarında oturmuş üzerime gelen dalgaların beni ıslatmasını bekliyorum. Hafiften kararmaya yüz tutmuş hava ve ona eşlik eden rüzgara inat elimdeki sigarayı son kez içime çekiyorum.
Kendimi sorguluyorum aslında . Varmıyım yoksa yokmuyum? Cevabını bilmediğim bir bilmece bu. Hafiften titreme geliyor vücuduma. Üşüdümmü yoksa 1 saat önce içtiğim hapların etkisimi bilmiyorum. Aslında üşüsemde pek fark etmez , var olduğumdan emin değilim.
Rüzgar biraz daha hiddetleniyor. Sigara yakmak istiyorum ama son sigaramı az önce denize tek bir parmak hareketi ile attığımı fark ediyorum.
İnsanlar geliyor geçiyor arkamdan. Hepsinde bir telaş. Sanki yetişmeleri gereken önemli yerler var gibi.Hepsi bana bakıyor ama durmuyor gibi. Hepsi bana benziyor ama kendilerini farklı görüyor gibi.
Cebimi son kez yokladım. Sigara bulma ümidi ile. Ama yoktu. Az ilerde elinde boş bira şişesini tepesine dikmeye çalışan kirli sakallı yırtık elbiseli bir adam gördüm. Cebinden dışarıya taşan sigara paketini görmemek mümkün değildi.
Sol kolumda takılı olan gümüş işlemeli lüx saati çıkardım paketle takas teklif ettiğimde adam çocuklar gibi şendi. Saati kaptığı gibi en yakın tekel bayisine gittiğine eminim.
Tekrar oturdum denize en yakın kayanın üstüne. Ne de güzel ıslatıyordu denizin haşin dalgaları. Yaktım bir sigara daha karanlık olmaya yüz tutmuş gökyüzüne. İleride sadece karşıda gözüken adaların ışıkları vardı.
Etraf sakinleşmeye başlamıştı. Yağmaya başlaya yağmurunda etkisi olduğuna eminim herkesin kaçıp güvenli sığınaklarına gittiklerinden. Kaçın bakalım. Nereye kadar kaçabileceksiniz ki? Sonunda ölmeyecek miyiz. Ama nasıl öleceğiz? Seçim hakkımız varmı gerçekten? Yada öldüğümüzde geri mi geleceğiz?Yoksa hesap gününemi gideceğiz?
Üşümüyordum. Titreme artmaya başladı. Muhtemelen sağ kolumdaki kesiği biraz derinden yapmıştım. Haplar işe yaramasa bari kolumdaki kesik işe yarasın diyeydi. Peki neden yavaş yolu seçmiştim ben? Seçme hakkını kim vermişti bana?
Elimdeki sigarayıda iki parmak hareketi ile denize fırlattım. Yağmur hızlanmıştı. Dalgalar hızlanmıştı. Kolumdan dökülen kan yağmur suyunun etkisi ile hızla akıyordu.
Önce sol tarafımda bir ağrı hissi oldu. Kalbim mi sıkıştı acaba? Yoksa haplarmı sıkıştırıyordu bilmiyorum. Sağ kolumu artık hissetmiyordum. Acı hissi kaybolmuştu. Hep anlatılan o meleği bekliyordum. Ama arafa mı gidecektim ben? Nede olsa ben seçmiştim ölme yöntemimi?
Kafam karışıyordu. Kendimi görüyordum uzaktan. Bir an sahildeydim , bir an karşımda bedenime bakıyordum. Ah o yağmur. sanki yağmıyordu. Hissetmiyordum artık. Hava mı çok kararmıştı tam emin değildim ama gözlerim kapanmıştı. Ağrı azalmıştı, acı yoktu, melek ah evet melek neredeydi sahi? Belki henüz ölmemiştim. Ama zaten gerçekten yaşıyormuydum? ve Sessizlik geldi ardından ne deniz ne yağmur belki bu sefer başarmıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇ DEFA ÖLEBİLİRSİN?
Mystery / ThrillerVarmıyız? Yokmuyuz? Aslında bir sorgulamadır hayat bizim için. Bazen var olduğunu düşünürüz ama bir anda kayboluruz kendi düşüncelerimizde. Varlıkla yokluk arasındaki en ince çizgidir ölüm. Aslında ölünce yokmu oluruz? Yoksa yok olduğumuz içinmi öl...