HESAPTA OLMAYAN AŞK♡♡ 4.Bölüm

809 41 8
                                    

Yavuz çıkış işlemlerini hallederken Derya'da odada Nazlı'nın yardımıyla
üzerini değiştiriyordu.Kapı çalındı ve Yavuz içeri girdi.
"Gelebilir miyim?"
"Gel Yavuz ağabey gel"
"Hazırsanız çıkalım"
"Hadi çıkalım"
Derya Yavuz'un yardımıyla yavaş ve emin adımlarla ilerledi koridorda. Arabaya binip eve geldiklerinde yavaşça kanepeye oturdu.
"Allah'ım çok şükür " diye mırıldandı Derya gülerek.
"Hadi uzan bakalım dinlenme vakti " dedi Nazlı.
"Nazlı sen de mi?" diye sordu şaşkınlıkla Derya sonra da bakışlarını elinde battaniyeyle gülerek gelmekte olan Yavuz'a çevirdi.
"Yavuz ya ama ben çok sıkıldım" dedi masum masum bakarak.
"Kusura bakma sevgilim dinlenmen lazım demi Nazlı?"
Gülümseyerek "Yavuz ağabey haklı Derya" diye onayladı.
"Öyle olsun bakalım ben sorarım bunu size Yavuz Bey"
Battaniyeyi örtmek için eğildiğinde sağ omzundan fısıldadı. "Sabırsızlıkla bekleyeceğim" dedi gülerek.
"Size doyum olmaz gençler ama benim çıkmam lazım okula uğrayacağım" deyip ceketini giyerken gülümseyerek devam etti. "Görüşürüz"
"Görüşürüz canım"
Nazlı evden çıkıp dışarda kendisini bekleyen taksiye binip okulun yolunu tuttu. Yavuz mutfaktan elinde çorba tepsisiyle Derya'nın yattığı kanepenin yanına geldi.
"Acıkmışsındır"
Derya gülümseyerek "Sağ ol" diye karşılık verdi ve ekledi. "Ben yerdim"
"Böyle iyi bence sevgilime ellerimle yemek yedirmek istiyorum olamaz mı yani? "
"Olur da"
"O zaman itiraz yok Savcı Hanım" dedi gülerek.
Yemekten sonra Derya'ya ilaçlarını içirip karşısındaki koltuğa oturdu.
"Ağrın var mı?"
"Sayılmaz daha iyiyim"
"Uyu istersen biraz "
"Sıkıldım desem"
"Satranç oynayalım mı?" diye sordu Yavuz.
"Olabilir yani yenilmeye razıysan" dedi Derya gülerek.
"Maç sonunda görüşürüz" deyip gülerek göz kırparken ayaklandı ve masanın alt çekmecesinden satranç takımını çıkardı. Oynamaya başladılar. Dakikalar sonra Derya Yavuz'un hamlesine "Güzel hareket " diye mırıldanırken kendi de şah mat yapınca "Ama bu daha da iddialı bence" dedi gülerek.
Gülümserken "Tıpkı senin gibi, iddialı" dedi.
"Ve bu oyun burada biter" dedi Derya keyifle gülümserken.
"Şimdi şu yenilgi meselesi var ya hani" dedi Derya'ya doğru gülerek yaklaştı.
"Hmm neymiş o yenilgi meselesi?" Diye gülerek karşılık verirken gözleri sevdiği adamın okyanus derinliğindeki gözlerinde kaybolmuştu bile.
"Ben sana en başından yenildim Derya, bu aşkın en başından seni ilk gördüğüm o anda yenildim sana" diye fısıldadı. "Seni çok seviyorum"
"Bende seni çok seviyorum "
İkisi arasındaki mesafe kapandığında dudakları birbirini bulmuştu. Huzur buydu belkide sadece kokusunda, onun saçının telinde bile huzur bulmak... Ayrıldıklarında ikisi de nefes nefese alınları birbirine dayalı bir şekilde duruyorlardı.Yavuz bir eliyle sevdiği kadının yanağını okşarken fısıldadı. "Sana yenilmek sana teslim olmak benim hayatımda başıma gelen en güzel şey sevgilim"
Derya gülümseyerek "Sana yenilmek benim hayatımın en güzel şansı, seni çok seviyorum" diye karşılık verdi, sarıldılar. Ruhları birbirine sarılmış iki insan...
Tek tende tek can gibiydi onlar artık.

Saatler sonra Derya ilaçların etkisiyle uyuyakalmıştı. Yavuz bir süre Derya'yı uyurken izledikten sonra kendine bir kahve yapıp bahçeye çıktı. Oturak tarzında dizayn edilmiş salıncağa oturdu. Hala cebinde taşıdığı kadife kutuyu çıkardı, hemen o an Derya'ya evlenme teklifi etmeyi o kadar çok isterdi ki ama bu anın özel olmasını istiyordu, her anlarının özel oluşu gibi. Güldü kendi kendine Derya'ya aşkını ilan ettiği o gün gelmişti gözünün önüne.

~4 Ay Önce~

Yavuz operasyon dönüşü üzerini değiştirmek için odasına doğru ilerlerken Eylem'le konuşan Derya'yı gördü. Derya hararetli bir şekilde Eylem'e ve yanlarındaki Oğuz'a bir şeyler anlatıyordu. Bir süre olduğu yerden izledi Derya'yı. Elleriyle mimikleriyle anlattıklarını desteklemesi ve bunu yaparken bu kadar güzel olmasını izledi bir süre. Oğuz denen o adama sinir olduğu aşikardı Yavuz'un.
"Komutanım" diye bir ses duydu Yavuz. Bu sesin sahibi Keşanlıydı.
"İyi misin komutanım?"
"İyiyim dalmışım öyle hadi "
Üzerlerini değiştirip dinlenme odasına doğru ilerlediler. Yavuz ve tim operasyon dönüşü oturmuş dinlenirken bir yandan da bir şeyler atıştırıyorlardı. Derya montunu giyip odadan çıkmış dışarda kendisini bekleyen arabasına doğru ilerlerken Oğuz'un sesini duydu.
"Savcım"
"Oğuz Bey"
"Vaktiniz varsa biraz konuşabilir miyiz?" diye sordu Oğuz.
"Ne konuda acaba?"
"Yalnız konu..." cümlesini tamamlamasına engel olan bir ses duyuldu.
"Savcı Hanım'ın bana sözü var " dedi Yavuz gülümseyerek Derya'nın yanına doğru ilerlerken.
"Yavuz"
"Savcım konuşmamız gereken bir mesele var acil"
"Emin olun benim konuşacaklarım daha acil " dedi Oğuz.
"Kusura bakmayın önceden alınmış bir söz " dedi Yavuz.
"Peki çok acil değilse erteleyebiliriz galiba Oğuz Bey"
"Bence değil ama " diye mırıldandı Yavuz içinden.
"Neyse daha sonra konuşuruz öyleyse"
"İyi akşamlar Oğuz Bey" deyip arabalarına binip konuşabilecekleri bir mekana geldiler.
"Seni dinliyorum Yavuz merak ettim doğrusu bu çok önemli konuyu"
"Aslına bakarsan Derya konuşmak istediğim konu Oğuz... Oğuz Karaca"
"Oğuz" dedi Derya soru soran bakışlarını kahve fincanından kaldırıp Yavuz'a çevirdi.
"O adamdan hiç hoşlanmadığımı belirtmeliyim öncellikle düşündüklerim garip gelebilir ama o adamın içimizde olması doğru değil "
Derya şaşkınlıkla ve merakla sordu. "Bu konuya nereden vardın anlamadım, doğrusu Oğuzdan hoşlanmadığın aşikar çok bariz belli ediyorsun"
"Sevemediğim insanlara genel tepkim diyelim"
"Bu kararı veren ben değilim zaten çok kalmayacak bildiğim kadarıyla "
"Umarım öyledir"
Tam o sırada Derya'nın telefonuna gelen bildirim sesiyle masada oluşan kısa sessizlik bozuldu. Yavuz ekranda "Oğuz Bey " ismini görünce sinirlerinin gerildiğini hissetti. Derya gelen mesajı umursamadan silse de tekrar gelen bildirim sesiyle Yavuz konuştu.
"Arkadaş bayağı ısrarcı çıktı" dedi Yavuz.
"Öyle oldu kalkalım mı artık yorgunumda biraz"
"Tabi " deyip hesabı ödedikten sonra Yavuz Derya'yı eve bırakmıştı.
"Teşekkürler"
"Rica ederim iyi geceler"
"İyi geceler" deyip arabadan indikten sonra eve doğru ilerledi. Kapıyı açıp içeri girdi. Üstünü değiştirmek için merdivenlere yönelip üst kata çıktı. Dolaptan aldığı tek koldan askılı bluz ve taytla üzerini değiştirip banyoya ilerledi, saçlarını yıkayıp havluyu saçlarına dolamıştı ki kapı çalınmaya başladı.
"Allah allah kim şimdi bu saatte?" diye mırıldanırken merdivenlerden inip kapıyı açtı.
"Yavuz bir şey mi oldu?" diye sordu tedirgin bir şekilde.
"Hayır ama sana söylemem gereken bir konu var"
"Geçsene kapıda kaldın" deyip içeri davet etti Yavuz'u.
"Beş dakika bekletsem"
Yavuz "Sorun yok " dedi tebessümle.
Derya saçındaki havluyu koltuğun üzerine alelacele bırakıp odasına çıktı, saçlarını kurutup taradıktan sonra aynada kendine bakıp merdivenlere yöneldi. Yavuz koltuğun üzerine aceleyle bırakılmış ıslak havluyu eline aldı, kokusunu içine çekti. Bu koku... Onun bütün zorlarını kolaylaştıran, kolaylarını zorlaştıran, bakışlarıyla, inatçılığıyla kalbini fetheden, buzlarını eriten o kadın tam karşısındaydı şu an. Elinde onun kokusunu içine hapsetmiş havludaki kokusunu içine çekerken ona yakalanmıştı.
"Buraya gelirken böyle olacağını hiç düşünmemiştim tıpkı seni ilk defa gördüğümde varlığına binlerce kez şükredeceğim bir kadın olabileceğini hiç düşünmediğim gibi. İnsan kaybetmeye alışınca sevmekten korkuyor, yoruluyor. Bende inan bana bir daha birine kalbimi açamayacak kadar buz tuttuğunu düşünmüştüm hep. Ta ki sana aşık olduğumu ve sana karşı koyamadığımı fark ettiğim o ana dek. Sana ne zaman aşık oldum biliyor musun Derya Duman?"
Derya buğulanmış gözleriyle karşısında konuşan adamı dinlerken kafasını olumsuz manada sallamakla yetindi.
"Kitapçı... Kitapçıda kitap seçerken fark ettim, izledim bir süre belli belirsiz bir zaman diliminde o kitapların arasında senin kokunu duydum. Sen bana kitaplarla ilgili konuştun, anlattın, dinledim ve anladım " dedi son cümlesini söyleyip ayağa kalktı ve Derya'ya doğru ilerledi. Derya saçından çözdüğü tokayı Yavuz'un avucuna koydu.
"Yanında kalsın istersen benden hatıra, aşık oldum sana ama... amalar var işte belki seni hepten kaybetmekten korktuğum için olsa gerek hiç söylemedim sana içimdekileri ama bende aşık oldum, sevdim, seviyorum"
Yavuz Derya'ya usulca yaklaşıp aralarındaki mesafe kapandığında tanıştıkları andan itibaren içlerinde yanmaya başlayan o kıvılcım şimdi alev almıştı. Yavuz içinde tuttuğu bütün korkuları bertaraf edip sevdiği kadını sarıp sarmalamıştı.

"Sen bende hatıra kalsan olmaz mı?" diye sordu Yavuz ve ekledi.
"Seni seviyorum, seni çok seviyorum "
"Seni seviyorum"
Sarıldılar.

Derya Yavuz'u bahçede görünce yavaşça uzandığı kanepeden kalkıp yavaş adımlarla bahçedeki Yavuz'a doğru ilerledi. Yavuz'un elinde tuttuğu saç tokasını gördüğünde gülerek konuştu. "Sen bende hatıra kalsan olmaz mı?"
Yavuz kendisine seslenen Derya'yı görünce gülümseyerek tedirgin bir şekilde ayaklandı.
"Canım seslenseydin ya yardım etseydim"
"İyiyim ben Yavuz hem yürümek iyi geldi, ne yapıyorsun burada?"
"Oturuyordum öyle"
"Hala sende " derken bakışlarını Yavuz'un avucundaki saç tokasına çevirmişti.
"Bende değil" dedi Yavuz Derya'nın elini kendi kalbinin üzerine koyarken kendi elini onun kalbinin üzerine koydu.
"Bizde... Kalbimizde " deyip güldü ve devam etti. "Hadi içeri geçelim daha fazla üşüme"
Birbirlerine tutunup içeri girip bahçe kapısını kapattılar.

~1261 Kelime~


KELEBEKLER DE SUSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin