🍷HERŞEY SENSİN🍷 57.Bölüm

251 18 35
                                    

Evet Arkadaşlar Yeni Bölümle Karşınızdayım. Umarım Beğenirsiniz. Yorumlarınızı Bekliyorum. Keyifli Okumalar...💚

Kısa ve anlamlı bir balon turundan sonra akşam yemeği için otelin restoranına gelmişlerdi. Yavuz sandalyesini çekip Derya'nın oturmasını sağladıktan sonra kendi de karşısındaki sandalyeye oturdu.

"Bunca şeyi ne ara hazırladın merak ediyorum" diye mırıldandı gülümseyerek.

Yavuz "Aslında çok öncesi için planlamıştım ama kısmet olmayınca bütün hazırlıklarımı bugüne çektim" diye mırıldandı genç kadının masanın üzerinde duran elini tutup dudaklarına götürdü.

"İçinde sen varsan bana her yer cennet zaten sevgilim" diye karşılık verdi Derya gülümseyerek.

Yavuz "Biliyorum sevgilim" diye mırıldandı ve ayağa kalkıp ekledi. "Dans edelim mi hayatım?" diye sordu. Derya sadece gülümsemekle yetinirken Yavuz'un elini tuttu ve birlikte dans için ayrılan piste geçtiler. Ve birbirlerine sarılıp dans etmeye başladılar. Daha sonra da tatlı ve aşk dolu bir sohbet eşliğinde akşam yemeklerini yediler.

İlerleyen saatlerde Derya duşa girmiş ve üzerini değiştirdikten sonra yatağa uzanmış içinde dolup taşan huzurun keyfini çıkarıyordu. O esnada çalınan kapı sesine karşılık Yavuz diğer odadan seslendi.

"Ben bakıyorum"

Yavuz otelin restoranından verdiği ballı süt ve birkaç kurabiye çeşidinin olduğu tepsiyle beraber Derya'nın olduğu odaya doğru geldi.

"Benim güzeller güzeli karıma ve babasının minik fasulyelerine ballı süt ve kurabiye getirdim belki atıştırmak istersin diye düşündüm" diye mırıldandı gülümseyerek.

"Seni seviyorum" diyebildi Derya sadece. O kadar mutlu ve huzurlu hissediyordu ki kendini, bu duyguyu hiçbir şeye değişmezdi.

"Bende... Bende seni seviyorum "

Derya süt dolu bardağı uzanıp tepsiden alırken Yavuz'da Derya'nın yanına uzandı. Başparmağıyla Derya'nın süt bulaşan dudaklarını temizlerken mırıldandı.

"O kadar güzel görünüyorsun ki" diye mırıldandı Yavuz gülümseyerek.

Derya bir yudum daha aldıktan sonra bardağı tepsinin üzerine bıraktı ve bakışlarını tekrar Yavuz'a çevirdiğinde genç adam Derya'nın yanağına dokundurdu dudaklarını. Yanağını okşadı.

"Bana yaşattığın bunca güzellik için karşıma çıkıp bana bir aile verdiğin için teşekkür ederim, gerçi hangi teşekkürü etsem az kalacak biliyorum ama" diye mırıldanan genç adamın kelimelerini susturan dudaklarına kapanan parmaklardı.

"Biz bu masalı birlikte yazdık Yavuz... Sen... Ben... Gerçi karşılaştığımız o ilk andan beri biz hiç sen ve ben olmadık hep biz olduk... Belki ilk aşkın değilim ama"

Yavuz "Gözlerime aşkla değen son gözler senin gözlerin oldu, tenime kazınan son sıcaklık senin sıcaklığın... Son nefesim olarak kalacaksın hep... Hiç bitmeyecek bir masal bu... Bizim gerçeğimiz" diye fısıldadı sıcacık nefesiyle Derya'yı sarıp sarmalarken.

"Bizim üç tane masalımız var artık" diye ekledi Derya buğulanan gözleri gülerken.

Yavuz aşkla gülümserken karısının saçlarına minik bir buse kondurduktan sonra Derya'nın karnına götürdü ellerini. Ve usulca okşamaya başladı.

Yavuz "Hoş geldiniz benim güzel meleklerim" diye mırıldanırken eğilip Derya'nın karnını öpücüklere boğduktan sonra başını karnına yasladı.

"Böyle uyusam kıskanmazsın demi sevgilim?"

Yavuz, Derya'dan bir cevap gelmeyince başını kaldırıp ona çevirdi. Ağlıyordu Derya.

"Derya... Sevgilim ne oldu şimdi?"
Derya derin bir nefes aldıktan sonra mırıldandı. "Ge... Gece... Geldi aklıma..."

Yavuz genç kadının alnına dudaklarını bastırdıktan sonra kollarının arasına alıp göğsüne bastırdı onu.

"Hiç koklayamadığım o kokusu burnumun ucunda biliyor musun? Hiç duymadığım halde sesi yankılanıyor kulaklarımda... Bazen deliriyorum sanıyorum sonra aklıma sen ve oğlumuz geliyor... Gülümsüyorum böyle ama hala bir yanım eksik biliyorum hepte eksik kalacak" diye iç çekti Derya.

"Ben yanındayım sevgilim... Bak çocuklarımız yanımızda... İyileşiyoruz... O gitmiş olsa da hep bizimle, ne söylesem senin acıyan anne yüreğine iyi gelir bilmiyorum... Ama seni sevgimle sarıp sarmalayıp iyileştirebilirim"

Derya iç çekip başını genç adamın göğsünden kaldırıp mırıldandı.

"Hormonlar... Biraz erken başladı sanırım"

"Yandım desene" diye mırıldandı Yavuz da gülerek.

"Canına okuyabilirim sanırım Sarı komutan... Kork bence benden" diye mırıldandı Derya yaşlı gözlerle gülerek parmağını Yavuz'un göğsüne bastırırken Yavuz aynı şekilde gülerek genç kadının üzerine oturmasına izin verdi. Derya uzanıp meyve tabağını eline alırken dilimlenmiş elmalardan almaktan vazgeçip bütün kırmızı elmayı aldı ve kocaman bir ısırık aldı.

"Derya"

"Efendim"

"Hani biz baş başa kaldık ya" diye mırıldandı Yavuz nazlı nazlı gülerek.

"Ben bu bakışı tanıyorum sanki..." dedi gülümseyerek ve ekledi. "Yaramazlık bakışı bu"

"Yani şu anların bir tadını çıkarmasak mı diye düşündüm bir an karıcığım" diye mırıldandı Derya'nın kucağından inmesine izin vermeden oturduğu yerde doğrulurken Derya kollarını Yavuz'un boynuna doladı.

"Sen... Ben... Şöyle baş başa kalmışız... Minik zeytinimiz de erkenden uyur belki bize müsaade eder" dedi Yavuz eğilip Derya'nın karnına bir buse kondurduktan sonra bakışlarını tekrar Derya'nın gözleriyle buluşturdu.

"Güzel fikir gibi duruyor aslında"

"Şimdi seni öpsem ne kapı çalabilir ne de telefon çalar diye düşünüyorum"

Derya "Denemeden bilemezsin ki hayatım" diye söylendi gülerek. Yavuz aynı gülümsemeyle dudaklarını genç kadının dudaklarıyla buluşturacaktı ki telefon çalmaya başladı. Derya tutamadığı minik bir kahkahayı dudaklarından serbest bırakırken Yavuz söylenmeye başladı.

"Valla bir gün şu telefonu balkondan atıp dumanla haberleşmeye geçeceğim bu kesinleşti artık" diye söylenirken telefonun ekranına baktı. Arayan numarayı tanımıyordu.

"Ne oldu?"

"Tanımadığım bir numara"

"Aç istersen belki önemlidir" diye karşılık verdi Derya tebessümle.

"Olabilir" diye mırıldanırken telefonu açıp kulağına götürdü ama telefonu açtığı anda telefon kapanmıştı.

~770 Kelime~

KELEBEKLER DE SUSARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin