Kafama sert bir cisim atıldı ve gördüğüm güzel rüyadan ayrılmak zorunda kaldım. Canım acımıştı.
"Kafam acıdı ne yapıyorsun kardeşim?"
Emir gülerek yanıma oturdu. "Kıza neden öyle yazdın lan, kalbi kırılmıştır"
Konu bu muydu yani? "Sen de biliyorsun korkaklarla işim yok benim. Yüzüme söylese kalbini kırmamak için elimden geleni yapardım ama tanımadığım insana neden güvenerek kendimi hayal kırıklığına uğratayım?"
Söylediklerim mantıklı gelmişti herhalde. Çünkü birkaç dakika düşündü.
"Biraz haklısın ama sana neden yalan söylesin ki? Mesaj at, o karşına çıkana kadar ılımlı konuş, onu ikna etmeye çalış. Belki onu kırmazsan cesaretlenir?"
"Kardeşim ondan daha önemli işlerim var"
Emir suratıma boş boş bakmaya başladı
"Okulda uyumak, aynen haklısın baya önemli iş"
Ayağa kalktım "Kalksana geçeyim" geçmeme izin vermedi."Oğlum kalksana lan hadi" sırıtmaya başladı
"Ne sırıtıyorsun lan kalk"
"Tamam kanka ne kızıyorsun"
Emir sıradan kalktı ve birden beni itti, sıraya düştüm. Sorun sıraya düşmem değil, telefonumu alıp kaçması.
"Emir sakın, sakın ona mesaj atmayacaksın"
"Buraya gel"
Yapacağı şeyi Tahmin edebiliyorum"Emir sonu kötü olacak"
Emir önde ben arkada koridorda koşmaya başladık ve koridor o kadar kalabalıktı ki yakalayamazsam ona mesaj atacaktı. Merdivenlere yöneldi.
"Kanka, düşüyordum az kalksın. Mesaj atmadan seni rahat bırakmayacağım biliyorsun"
"Mesaj atarsan kimse seni elimden alamaz"
Okul kapısına kadar kovaladım. Bahçeye çıktım ama gözümden kaçırdım ki şu an nerede olduğunu göremiyorum.
Nefes nefese kaldım ve çok yoruldum neredeyse tüm okulu turlattı bana."EMİR NEREDEYSEN ÇIK ARTIK YETER"
Bağırdığım için bahçede ki herkes bana döndü. Deli olduğumu düşünmeleri çok normal. Kendi kendime bağırıyorum, ortada Emir yok.
"Çocuk musun oyun mu oynuyoruz Emir?"
Birden o da bağırmaya başladı. Bu kadar salak olmak zorunda mı bu?
"Zaten çocuğuz kanka 17 yaşında değil miyiz? Çocuğuz işte."
"Gel buraya gel"
ona doğru koşmaya başladım ama bu sefer o kaçmadı. Yakasını tuttum."Aferin lan kaçmaman gerektiğini öğrenmişsin çok mu korktun?"
Yakasında duran elimi ittirdi
"Sadece işimi bitiririm, telefonunu alabilirsin"
Suratında ki sırıştan ne yaptığını tahmin edebiliyorum.
"Atmadım de, mesaj atmadım de Emir""Attım kardeşim attım. Hayırlı olsun, hadi sana iyi şanslar"
Omzuma hafif bir yumruk atıp kahkaha attı. Benim arkadaşlarım böyle değişik olmak zorunda mı?Bera: Sana bir şans vermeye karar verdim
Bera: Seninle konuşacağım
Bera: Ama sen de benim karşıma çıkacak cesareti bulacaksın
Bera: Hem belki ben de seni severim?
Bera: Belki sana şans veririm?
Bera: Çok Mutlu olabiliriz
Bera: Ama bu konuda senin de yardımın olması lazım
"Hassiktir ne yaptın oğlum sen"
"Ne yaptın lan sen"
Sayıklıyor gibi kendi kendime konuştuğumu birisine çarpınca anladım.
E doğal olarak Önüme bakmadan yürürsem birisine çarpardım tabii."Dikkat etsene be görmüy-"
Gözleri beni bulunca cümlesi yarıda kesildi
"Kusura bakma görmemişim" dedi
Garip bir kızdı"Sorun değil önüme bakmayan bendim"
Kız bana çok değişik bakıyordu. Sanki suratımda kötü bir şey varmış gibi."Hayır hayır bendim, ben bakmıyordum" dedi.
Yapmaya çalıştığı şey tam olarak neydi bilmiyorum ama zırvalıyordu
"Tamam" İlerlerken arkama dönüp bakmam gerekiyormuş gibi hissettim.
Arkama dönüp baktığımda o da bana bakıyordu ama değişik bir şekilde. Nedensizce o kızdan uzak durmaya karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patates Kızartması // Yarı Texting
Short Story|tamamlandı| Boş: Seni çöpe atacağım poşete yazık, bir sigara yakacağım ateşe yazık (05.14) Boş: Püüü Bera sen hiçbir şeyi haketmiyorsun amk Boş: Niye seviyorum ki ben seni Boş: AŞK GİDENE ACIMAK MI? BU YÜKÜ TAŞIMAK MI? YARAYI KAŞIMAK MI???(05.1...