2.BÖLÜM

30 8 2
                                    

Yüzüme vuran güneşi elim ile kapatırken yatakta sakince doğruldum. Sabah olmuştu.
Normalde sabah ilk uyandığımda beş-on dakika kadar yatağın üzerinden kalkmayıp tembellik yapardım ama bugün kendimi çok dinlenmiş hissediyordum. Saate baktığımda ise dersin başlamasına bir saat kadar zaman vardı.
Mutfağa doğru giderken annemin çoktan uyanmış ve mutfakta kahvaltıyı hazırladığını gördüm. Annem kahvaltının hazır olması için son dokunuşları yaptıktan sonra benim orada olduğumu fark etti ve "Uyandın mı oğlum?"dedi. Benim ayakta olduğumu görmesine rağmen bu soruyu sormasına hiç anlam veremiyordum."Bende tam seni uyandırmak için odana geliyordum."dedikten sonra "Hadi gel yemek hazır."dedi.Aslında pek aç olmamama rağmen ellerimi yıkadıktan sonra masanın başına oturdum. Biraz atıştırdıktan sonra masadan kalktım bunu gören annem "Biraz daha yeseydin keşke."dedi ben ise zaten pek aç olmamama rağmen yemek yemiştim... "Anne ben zaten okulda da atıştırmalık bir şeyler alıcağım." diyerek mutfaktan çıktım. Okul ünüformamı giydikten ve çantamı hazırladıktan sonra okula doğru yola çıktım.

Bu sefer okula çok rahat bir şekilde yürüsem bile yetişeceğimi bildiğim için sakin sakin yürüyordum,tâki Evremin yanıma geldiği zamana kadar. Ben insanlarla pek konuşmayan sadece yakın arkadaşlarıyla konuşan bir kişiliktim ve o bunun ya farkında değildi ya da kendisiyle konuşmamı sağlamaya çalışıyordu. "Merhaba"diyerek girdi konuşmaya onun kalbini kırmak istemediğimden dolayı ona 'git başımdan!' diyemiyordum."Merhaba"dedim. Ve o konuşmaya devam etti.

"Arda bir şey söyleyeceğim."zaten bir şey söylemeyecekse neden yanıma gelsin,zaten söyleyeceğinin farkındaydım."Benim arkadaşım olur musun?"demişti. Ben ise kızlar ile pek arkadaşlık kurmazdım ve onunla arkadaş olmak istemiyordum.Arkadaş olursam büyük ihtimalle bana whatsapp'tan mesaj gönderecekti,ben zaten onunla konuşmak istemezken birde mesajlarına mı bakacaktım?"Hayır seninle arkadaş olmak istemiyorum."dediğimde okula çok yaklaşmıştık. Onun cevap vermesine izin vermeden hızımı arttırarak okulun yanında duran pek sevmediğim arkadaşımın yanına gittim. Aslında Evrem arkamda olmasa o arkadaşımın yanına gitmezdim ama Evremin peşimden gelmemesi için gitmiştim. Arkadaşıma kısaca "Günaydın."diyerek okula gelmesi için omzuna iki defa yavaşça vurdum,ve düz devam ettim. O da hemen arkamdan geliyordu,omzumun üstünden ona baktım ve "Ders ne?"dedim. Dersin ne olduğunu hatırlamak için biraz düşündükten sonra "Matematik"dedi,sıkıldığımı belli ederek "off of..." dedim. Matematik dersini hiç sevmiyordum belki hocadan kaynaklıydı ama neden başkalarının problemlerini bizim çözdüğümüzü anlayamıyordum. Sınıfa vardık ve sıralarımıza oturduk.

Tipini sevdiğim Şevket Hoca sınıfın kapısından giriyordu. Şevket Hoca "Benim dersimde dersten başka birşey yapamazsınız."diyen hoca tiplerinden birisiydi. Derste uyumaya,konuşmaya ve kitap okumaya kattiyen izin vermiyordu,yakalayınca ise "Ben sizinle mi uğraşıcam!"diyerek müdürün veya müdür yardımcısının odasına gönderirdi. "Sayfa 155'i açın!"diye emir verdi Şevket Hoca,umursamaz bir şekilde sayfa 155'i açtıktan sonra hoca bir soruyu anlatmaya başladı. Ben anlamamış ve boş gözlerle bakıyordum,Şevket Hoca bunu fark etmiş olacak ki kaşını kaldırarak "Anladın mı Arda?"diye bir soru yöneltti. "Hayır hocam."diye yanıt verdiğimde "Neresini anlamadın?"diyince "Hocam soruyu neden çözdüğümüzü anlamadım."diyerek karşılık vermem ile beni tahtaya kaldırıp azarlaması bir oldu. Sonunda teneffüs zili çaldı ve bir ders saati beni azarlamasıyla geçti hatta teneffüsün 5 dakikasını bile beni azarlamasıyla geçirdik. Hoca benim gitmeme izin verdiğinde ben dışarıya çıkmak için kapıya yöneldim tam dışarıya adımımı attığım anda ders zili çaldı. Bunun üzerine kendi kendime hocaya söylemek istediklerimi söyledim "Nefes bile alamadım amk hocası!"bağıracaksan neden soruyorsun neresini anlamadın diye.

Derse girmek için sınıfa ilerlerken Evrem yanıma geldi ve "Arda bir kere beni tanımayı denemelisin bence..." dedi. Buna karşılık"Seni tanıman uzun zamanımı alıcaktır. Ben ise zamanımı seni tanımaya çalışmakla geçirmek istemiyorum."dedim. O da fırsattan istifade "Tamam o zaman beni tanımaya çalışma evreni hızlandıralım..."ona anlamamış gözler ile bakarken "...yani...mesela beraber çarşıyı gezelim veya sinemaya gidelim."dedi ben hâlâ onunla arkadaşlık kurmak konusunda kararsızken "Olabilir."diyerek sınıfıma doğru ilerledim.

***

İlk ders dışında dersler çok çabuk geçmişti,son derse geldiğimizin bile farkında değildim. Çıkış zilinin çalmasına üç dakika vardı ve herkes "Şu zil çalsında kurtulayım okuldan."der gibi eşyalarını toplamış sabırsızlıkla bekliyorlardı. Ve sonunda zil çaldı. Okuldan çıkarken kapının önünde bekleyen Evremi gördüm. Beni beklemediğini umarak yanından geçip gitmeye çalıştım ama mâlesef beni bekliyormuş. Yanından geçerken o da benim yanımda yürümeye başladı ve "Arda sen hangi tür filmlerden hoşlanırsın?"dedi bende cevap olarak "Bana film türü farketmez sadece filmde rol alan adamlar rolünü iyi yapsın yeter."
"O zaman ben bir tane film buldum onu izlemeye gidelim mi?"deyince bir an duraksadım ve okulun 1.teneffüsünün sonunda yanıma gelip söylediği laf aklıma geldi. Çarşıyı gezelim veya sinemaya gidelim demişti. Yani şuan onu tanıyıp arkadaş olmam için ortam hazırlıyordu.

"Ben olabilir demiştim,bak orada -abilir var. Yani belki anlamını katıyor."diyerek yanıt verdim.

"Evet biliyorum. Ve o belkiyi ben evet olarak kabul ediyorum."dediğinde ise onu kırmamak için

"Tamam o zaman. Ne zaman gidiyoruz?"dedim.

"Şimdi!"diyince şaşırmış bir şekilde

"Şimdi mi?!"dedim.

Kolumdan çekiştirirken "Evet ne var ki hadi gidelim."dedi. Şimdi gitmek istemediğim için hemen durdum ve

"Şimdi olmaz! Annemgil merak eder."diye bir bahane ortaya attım. Beni götürmeye kararlı görünüyordu.

"Zaten telefonun yanında değil mi? Arayıp haber verirsin."dedi Ağh bunu söyleyeceğini nasıl tahmin edememiştim. Artık başka bir bahane ortaya atmak içimden gelmiyordu çünkü çok kararlı görünüyordu.

"Haklısın yanımda, arayarak haber veririm."dedikten sonra sinemaya doğru yola koyulduk.

"Sinemada ne izliyeceğiz?"

"Film!"dedi gülerek kendimden utanmış bir şekilde

"Yani...hangi filmi seyredeceğiz?"

Hâlâ sırıtırken "Venom: Zehirli Öfke"dedi.

"Böyle filmler sever misin?"

Başını onaylarcasına sallayarak"Evet ben bilim kurgu filmlerini çok severim."dedi ve ekledi "sen sever misin?"

"Bana hiç fark etmez...rolü yapan adam rolünü güzel canlandırsın yeter benim için."

"Yani senin için filmin konusu önemsiz?"

"Evet sadece rollerini güzel yapsınlar yeter."sessiz bir şekilde yürümeye devam ettik.

***
Sonunda sinemaya varmıştık...

Bilinmiyor Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin