•1•

3.6K 184 68
                                    

"Ve son olarak Bay Park, homofobik misiniz?"

Jimin durdu ve kısa bir süre düşündü.

"Hayır. Homofobiklik, kanser olan birinden nefret etmeye benzer benim için."

Adam başını sallayıp kayıt cihazını kapattı ve eşyalarını toparlayıp ayağa kalktı. Jimin de onunla beraber oturduğu siyah deri koltuktan ayağa kalkmıştı.

Genç adam elini uzatıp, "Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için tekrardan teşekkür ederiz. İyi günler efendim." dedi Jimin'in minik elini sıkarken.

Jimin sadece tebessüm edip başını salladı. Adam gittiğinde ise derin bir nefes alıp kravatını gevşetti.

Tanımadığı insanlarla konuşurken çok gerilirdi. Ve kendisi bir psikologtu, insanlarla konuşmayı sevmeyen biri için ne kadar da güzel bir meslek?

Geniş ve rahat sandalyesine yayılıp hasta randevularının olduğu dosyayı açtı pahalı bilgisayarından.

Bu günün ilk hastası saat 11'de gelecekti. Kol saatine baktığında yarım saatten az bir süre kaldığını gördü.

Henüz 25 dakika var. Bir yudumdan bir şey olmaz.

Yavaşça ayaklandı ve masasının karşısındaki minik buz dolabına gitti. En sevdiği viskiyi alıp buz dolabının yanında duran dolaptan bir shot bardağı çıkardı. Doldurdu ve tek dikişte bitirdi. Hafifçe yüzünü buruşturup büyük şişeyi yerine koydu. Rahat sandalyesine dönüp telefonuyla ilgilenmeye başladı.

Sekreteri kapıyı tıklatıp "gir" denilmesini beklemeden içeri girdi. Her zamanki gibi dar gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı. Bu Jimin'in hiçbir zaman ilgisini çekmemişti.

"11 hastanız geldi Bay Park." dedi yukarı çıkan eteğini çekiştirirken. Jimin başını sallamakla yetindi.

Fakat bundan sadece saatler sonra başını sallayıp o hastayı kabul ettiği için çok pişman olacaktı. Çünkü 11 hastası, herkesi baştan çıkartabilecek biriydi. Ancak sorun şuydu ki, o hasta bir erkekti.

Ve Jimin'in baştan çıkmaması gerekiyordu.

~

patient || kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin