Kötü hisler içimizde
Gri bulutlar üstümüzde
Kokun hala benimle birlikte
Sarmaşıklar duvarlarda
Kalbim yas tutuyor karanlık bir odada
Soğumuyor nefret girdiği buzlukta
Beni büyüten ne der sana
Lanetliyiz biz, bunu anlamasak da
Aşkın getirdiği mutluluk bizden çok uzaktaJungkook'un telefon melodisi yatak odasını doldururken, Jimin yavaşça gözlerini araladı. Çıkan yüksek sese rağmen Jungkook mışıl mışıl uyuyordu.
Uyanan, gözlerini ovuşturup sevgilisini dürttü. "Jungkook, telefonun." dedi dürterken ince sesiyle.
Jungkook gözlerini açtığında bir süre etrafa bakınıp kendine gelmeye çalıştı ve çalan telefonu eline alıp açtı.
Jimin başını yeniden yastığına bırakmıştı ve uykunun kollarına çekilmeyi beklemişti fakat Jungkook'un konuşmaları buna engel oluyordu.
Ne dediğini anlamıyordu aslında. Çünkü Jungkook Tayca konuşuyordu. Büyük ihtimal dergideki arkadaşlarından biri, diye düşündü.
Düşündüğü gibi de olmuştu. Jungkook dergiden arkadaşının aradığını ve acilen onu çağırdığını söyleyerek kalkmıştı yataktan. Jimin'in saçları arasına derin bir öpücük bırakmayı da ihmal etmemişti.
Hala yatakta olan mızmızlandı, "Hani bugün beraberdik Jungkook?" Henüz ayılamadığı için sesi uykulu ve şirindi. Jungkook'un bu görüntüye içi gitti.
"Üzgünüm bebeğim ama acilmiş." derken pantolonunu giyiyordu ayaktaki. Daha sonra odadaki banyoya girip elini yüzünü yıkadı ve dişlerini fırçaladı. Gitmeden önce tekrar Jimin'i saçlarından öpüp, "Anahtarımı alıyorum. Bir yere gidersen bana mesaj at." dedi ve evden ayrıldı.
Jungkook gittikten sonra biraz daha uyudu Jimin. Günün yarısını uyuyarak geçirse bile kendini dinlenmiş hissetmiyordu. Psikolojik durumu pek iyi sayılmazdı ve uyku sorunlarını buna bağlıyordu.
Uyandığında rutin işlerini halledip kahvaltı yapmadan armut koltuğuna yerleşti. Elinden düşürmediği defteri de onunla beraberdi.
Jungkook'la aynı eve çıktı çıkalı bu deftere şiirler yazıyordu. Jungkook'a anlatamadıklarını kelimelere döküp, o kelimeleri güzelce yerleştiriyordu satırlara. Yeteri kadar yazdığında bir kitap çıkarmayı bile düşünüyordu. O zaman eve maddi olarak katkıda bulunabilirdi. Sadece Jungkook'un çalışması Jimin'i üzüyordu.
"Evet." diye mırıldandı ve gülümsedi. "Bir gün kendi şiir kitabımı yayınlayabilirim."
-
Ilık rüzgar yüzünü yalarken arabayı kilitleyip büyük binaya ilerledi Jungkook. Lalisa arayıp acilen gelmesini söyleyince endişelenmişti. Telefonda konuşulmayacak bir şey olduğu belliydi.
Büyük binanın içinde arkadaşları ile paylaştığı ofise girince bütün gözler ona döndü. Hepsinin gözlerinde endişe vardı, bu açık açık görülüyordu.
"Ne oldu?" diye sordu Lalisa'nın masasına ilerleyerek. Masanın başında dikilince fark etti kağıtları.
Bir sürü fotoğraf, makale, röportaj... hepsinin içeriği Park Jimin.
"Bu sabah yayın şirketine bir adam gelmiş." Lalisa konuşunca Jungkook bakışlarını onun gözlerine dikti. "Elinde çok iyi bir haber olduğunu söyleyip bu dosyayı vermiş." Genç kız eliyle önündeki fotoğraf ve makaleleri barındıran dosyayı işaret etti. "Kore'de talk showlar yapan, ünlü psikolog Park Jimin eşcinselliğin hastalık olduğunu savunuyor. Zaten homofobik olan ülkesini iyice bu yöne itiyor. Sonra ne yapıyor?"
Jungkook gözlerini yumdu. "Sandığın kadar basit değil, Lalisa."
"Sonra hemcinsiyle başka bir ülkeye kaçıyor. Onca insanın durduk yere psikolojik tedavi görmesine neden olup kendisi hiçbir şey olmamış gibi sevgilisiyle mutlu mesut yaşamak için ülkesini terk ediyor!"
Seslerle beraber sinir seviyeleri de yükselirken Jungkook duraksadı ve hayretler içinde arkadaşına baktı. "Herkes hata yapar. Jimin hatasını anladıktan sonra olanları düzeltmeye ça-"
"Böyle mi düzeltiyor?" dedi Lalisa. "Kaçarak mı?" Güldü ve bir adım attı Jungkook'a doğru. "Sen bilir misin sana hasta muamelesi yapılmasını Jungkook? Hasta olmadığın halde her gün o iğrenç hastane kokusunu solumayı, sana acıyarak bakan doktorları, yönelimini öğrenen insanların sana tedavi için iyi psikologlar önermelerini... bunları bilir misin?" Tekrar güldü acı acı. "Ben çok iyi bilirim. Bunlar benim acı deneyimlerim ve senin şimdi evinde mutlu mesut oturan sevgilin başka insanların da bu acı deneyimleri yaşamasına sebep oldu."
Jungkook şaşkındı. Geçmişlerinin onlara tekrar çelme takması beklemediği bir şeydi. Kelimelerini toparlamaya çalışıp, "Bunu haber mi yapacaksınız?" diye sordu. İfadesi duygusuzdu. Bu duruma ne gibi bir duygu belirtisi gösterebilirdi, onu da bilmiyordu.
Lalisa başını eğip masada duran kağıtlara göz attı. "Patron masama bunu gönderdi haber yapmam için. Ne yapacağım sence?"
Jungkook yavaş yavaş duyularını geri kazandığını hissediyordu. Sanki biri içinde bir ateş yakmıştı ve sürekli olarak ateşe odun atıyordu. Dişlerini sıkmaya başladı. Çenesi kasılıyordu.
"Jimin pişman ve yeni bir başlangıç yaptı. Bu haberi yaparsan senin eski Jimin'den ne farkın kalacak, Lalisa?" diye sordu sonunda dişlerini birbirlerinden ayırabildiğinde.
Lalisa sustu. Sandalyesine oturdu ve, "Ben sadece işimi yapacağım." diye mırıldandı.
"Pekala." dedi Jungkook. "Sen işini yap." Kapıyı yavaşça örterek ofisten çıktı.
Ofisteki diğer insanların endişeli gözleri Lalisa'ya çevrilmişken o sadece ıslanan gözlerini sildi ve haber yazmaya başlamak için bilgisayarından yeni bir sayfa açtı.
~
yb atmayalı çok oldu
bu ficde tıkanmıştım ama
şu günlerde daha çok
yazmaya başladım
bölüm geçiş bölümü
haftalardır bekleyenleri
çok seviyorum ♡♡♡VE 20K OKUNMA İÇİN
ÇOK ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR
EDERİM 💖💖💖💖💖💖
![](https://img.wattpad.com/cover/181520509-288-k791460.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
patient || kookmin
FanfictionEşcinselliği hastalık olarak görmesiyle tanınan ünlü psikolog Jimin, tedavi olmak için kendisine gelen eşcinsel hastası Jungkook'a aşık olmuştu. start: 27.04.2019 finish: ? a n g s t !