Jimin anın şokuyla hiçbir şey yapmadan olayı idrak etmeye çalışırken Jungkook dudaklarını hızlandırdı. Jimin, tacize uğradığını anladığında ellerini Jungkook'un omuzlarına koyup ittirdi ve geri çekilmeye çalıştı fakat pek başarılı olamamıştı.
Jungkook ellerini Jimin'in dolgun kalçalarına doğru hareket ettirdi ve bu Jimin'in hiç hoşuna gitmedi. Jimin duygudan yoksun, saçma bir öpücüğü kaldırabilirdi fakat bundan ilerisi onun kırılgan ruhunu zorlardı.
Zorla bir ilişki...
Bunu her şeyden habersiz masum bir çocukken yaşamıştı ve şu an Jungkook'un Jimin'i tahrik etmek için yaptığı hareketler Jimin'e zevk yerine acı veriyordu. Jimin çocukluğunu hatırlıyordu.
Gözünden bir damla yaş düşerken Jungkook'un buna bir son vermesi için sertçe dudağını ısırdı.
Jungkook inleyip geri çekilirken dudağını tutuyordu. Elini dudağından çektiğinde kan görünce gülmeye başladı ve, "Sandığımdan daha vahşisin." diye söylenip başını kaldırdı.
Karşısında sinirden köpüren bir adam bekliyordu fakat umduğu olmamıştı. Jimin gözyaşlarıyla parlayan gözlerini Jungkook'a dikmiş, masumca bakıyordu, kırılmış gibi bakıyordu. Jungkook Jimin'i öperken asla onu inciteceğini ya da kıracağını düşünmemişti. Zaten amacı bu değildi. Amacı sadece delice hoşlandığı bu adama duygularını biraz daha belli etmekti, onu etkilemekti.
Ama duygularını belli etmeye çalışırken yanlış yolu tercih etmişti.
Oysa ki biliyordu onun küçükken bir erkek tarafından kırıldığını. Jimin'i kendine bağlamaya çalışıp, onun kırıklarını birleştirmek isterken şerefsiz bir tacizciden farkının kalmadığını fark etti.
Hatasını anladığında Jimin'e doğru bir adım attı ama Jimin elini kaldırıp, "Sakın!" diye kesin bir sesle uyardı. "Sakın bir daha bana dokunma Jeon Jungkook!" Elinin tersiyle göz yaşlarını sildi Jimin. "Bana bir daha dokunursan, sadece ağlamamla kurtulamazsın!"
Jimin Jungkook'un iri gözlerinin dolduğunu fark etmişti ama bu umrunda değildi. Önce hata yapıp, iş işten geçtikten sonra hatasını anlaması Jimin için hiçbir şey ifade etmezdi.
Jungkook ellerini ensesine koyup, "Özür dilerim, ben seni kırmak istememiştim." dedi pişmanlıkla fakat Jimin hala aynı bakışlarla Jungkook'a bakıyordu.
Jungkook ellerini ensesinden çekip omuzlarını düşürdü.
"Jimin, belki seni öpersem birine ait olduğunu hissedip mutlu olursun diye düşündüm."
"Benim birine ait olmaya ihtiyacım yok." dedi Jimin kararlı ses tonuyla.
İyi bir oyuncuydu Jimin. Aslında içten içe korunmak, sahiplenilmek, sevilmek ve birine ait hissetmek istiyordu. Birinin ona, 'ben yanındayken kimse sana zarar veremez' garantisini vermesini istiyordu. Jimin, kendi kendine yetebilen insanlara göre normal olmayan bütün bu şeyleri istiyordu. Korunmaya muhtaç, masum, el değmemiş bir bebek gibi olmak...
Jungkook derin bir nefes alıp konuştu;
"Sen... tanrım gibisin. Sana karşı koyarsam cehennemde yanarım gibi hissediyorum."
"Demek tanrınım? O zaman sana emrediyorum Jeon Jungkook, bana karşı koy!"
"Sana karşı koymak istemiyorum."
"O zaman cehennemde yanarsın."
"İşin sonunda tanrıma sahip olacaksam, cehennemde yanmaya razıyım."
~
![](https://img.wattpad.com/cover/181520509-288-k791460.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
patient || kookmin
FanfictionEşcinselliği hastalık olarak görmesiyle tanınan ünlü psikolog Jimin, tedavi olmak için kendisine gelen eşcinsel hastası Jungkook'a aşık olmuştu. start: 27.04.2019 finish: ? a n g s t !