Yarım saate yakın bakta oturduktan kalkmıştık. Sahil kenarındaki keyalıkların üstünde yürürken Tuna da yürüyüş yolunda, düşme ihtimalime karşı alçılı olmayan kolu hafif havada tetikte yürüyordu.
"Yudum lütfen yanıma iner misin? Düşeceksin."
"Bir şey olmaz," dedim ilerlemeye devam ederken.
"Yudum, dikkatsizsin adımlar atıyorsun ha-" Tökezlememle cümlesini yarıda kesip kolumdan tuttu. Bir şey söylememe izin vermeden kayalıklardan yanına, yürüyüş yoluna, indirdi.
"Orada yürümeyi sevdiğini biliyorum ama dikkatli olman lazım, denize düşebilirdin." Omuzlarımı düşürüp bir şey söylemedim. Kolunu omzuma atıp beni yanına çekti.
"Alındın mı?"
"Yoo, sadece bir an düşersem ne olacağını düşündüm." Yüzümü buruşturdum. "Islanmaktan nefret ederim."
"Öyle mi?"
"Hıhı." Kolunu omzumdan çekti ve çantamın kenarındaki su şişesini aldı.
"Demek ıslanmaktan nefret ediyorsun."
"Tuna, hayır. Lütfen yapma."
"Yaptım bile." Şişenin kapağını açıp bana doğru savurduğunda üstüme gelen birkaç damladan kaçamamıştım. Hızlı adımlarla ondan uzaklaşmaya başladığımda bana ayak uydurarak hızlandı. Boyu uzun olduğu için adımlarım ne kadar hızlı olursa olsun bana yetiştiği için koşmaya başladım.
"Kes şunu." Koşarken omzumun üstünden ona bakarak konuştum. Başını iki yana sallayıp yürümeye devam etti.
Kahkaha atarak daha hızlı koşmaya başladım. Aradaki mesafeyi çok açtığımı fark ettiğimde durup yanıma gelmesini bekledim. Kapağını kapattığı şişeyi aldığı yere bırakırken derin nefes aldı.
"Neden koştun ki şimdi?"
"Neden su attın ki şimdi?" Omuz silkerken sırıtıyordu.
"Ben artık bu durumu iyi kullanırım haberin olsun." Kaşlarım çatıldı. Islanmaktan nefret ederdim. Şu an üstümdeki birkaç damla bile rahatsız ediyordu.
"Tuna ben ciddiyim. Gerçekten nefret ediyorum lüten bir daha yapma." Gülümseyip yanıma geldi ve birkaç dakika önce olduğu gibi kolunu omzuma attı. Bunu çok sık yapıyordu, başka birisi yapsa asla yürüyemezdim ama şimdi rahatsız olmak bir yana, aksine mutlu oluyordum.
"Dondurma yiyelim mi?" İlerideki dondurma standını gösterdiğinde başımı sallayarak onu onayladım.
Standın yanına gittiğimizde çeşitleri incelemeye başladık. Fazla bakmam gerek yoktu çünkü ne alacağımı biliyordum. "Karar verdin mi?"
"Hıhı. Rica etsem karamelli, kakaolu ve vanilyalı dondurma alabilir miyim?" Kaşıkçı istediğim üzerine dondurmayı hazırlamaya başladığında Tuna'da ne alacağına karar vermiş olacak ki dondurmalardan kafasını kaldırıp bana bakmaya başladı.
"Hep aynı şeyleri alıyorsun."
"Seviyorum çünkü."
"Farklı tatlar demek fena olmaz ama."
"Farklı tatları denedim ve hiç hoşlanmadım." Kaşıkçı dondurmamı bana uzattıktan sonra Tuna'nın dondurmasını da hazırlandığında ücreti ödeyip ağır adımlarla ordan ayrıldık.
Batmaya başlayan güneşin ufakta bıraktığı kızıllığın eşsiz görüntüsü, denizin hayran olduğum kokusu bize eşlik ederken sevdiğim adamla beraber dondurma yiyerek sakin adımlarla yürüyorduk. Bundan daha huzurlu olacağım bir anın daha olacağını sanmıyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/150828082-288-k402139.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sandığımdan Daha Güzelsin
NouvellesTamamlandı. Texting. Bilinmeyen Numara: Profil gizliliğinin sadece kayıtlı numaralara açık olması üzücü. Bilinmeyen Numara: Ve sen cevap verene kadar göremeyecek olmam da üzücü. Sandığımdan Daha Güzelsin adlı ilk kitaptır. 02.07.2018 04.06.2019