"Beni bu kadar özlediğini bilmezdim, kardeşim."
"Ne tür mide bulandırıcı planın varsa Billy'i bulaştırmana izin vermeyeceğim. O yüzden siktir git, sürüngen." Nyctophilia korkusuzca başını dik tuttu.
Hela gülmeye başladı. "Küçük kız kardeşim, âşık mı oldu?" Nyctophilia'ya yaklaşarak yüzüne eğildi.
"Ne istiyorsun?"
"Hakkımı." Hela omuzlarını silkti.
"Hakkını mı?" Nyctophilia boş bir kahkaha attı. "Hiçbir hakkın yok."
"Asgard benim hakkım! Ben-"
"Ben Hela, Odin'nin ilk çocuğuyum, Asgard'ın lejyonunun komutanı ve tahtın varisiyim ve Ölüm Tanrıçasıyım!" Nyctophilia ellerini beline koyarak Hela'nın taklidini yaptı. "Biliyorum! Sabahları gözlerini açtığın an söylemeye başlıyorsun bunu. Annemin anlattığı hikâyelerde kendini benden daha çok kaybediyorsun."
"Senin saçlarını ördüğüm zamanı hatırlıyor musun?" Hela yüzünde bir gülümseme ile sordu.
"Hiç saçımı örmedin ama..." Nyctophilia'nın yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu. "Uykunda saçının tam ortasını kazıdığımı hatırlıyorum."
"Eğlendin mi bari?"
"Hem de nasıl!"
"Hakkımı aldıktan sonra bende seninle eğleneceğim!"
Hela elinin tersi ile Nyctophilia'ya vurdu. Sola savrulan Nyctophilia elini dudağına götürdü ve kan görünce hırladı. Tüm gücüyle Hela'nın karnına tekme attı. Hela sert bir şekilde yere yapıştı ve bir süreliğine nefesi kesildi. Nyctophilia üzerine gelince ayağını dizinin arkasına geçirdi ve yere düşmesini sağladı. Hela, Nyctophilia'nın üzerine çıktı ve yüzünü yumruklamaya başladı. Nyctophilia, Hela'yı durdurmaya çalışmak yerine belindeki küçük hançeri çıkardı ve Hela'nın omzuna sapladı.
Hela'nın Nyctophilia'nın yana düşmesi ile Nyctophilia yerden kalktı ve Hela'nın üzerine çıktı. Omzuna saplamış olduğu hançeri büyük bir zevkle çevirdi. Hela'nın acı dolu çığlığı kulaklarına müzik gibi geliyordu. "Merak etme sürüngenlerin bazılarının kopan uzuvlarının tekrar çıktığını okumuştum." Nyctophilia yumruğunu kaldırarak Hela'nın yüzüne geçirdi. Hançerini çekip tekrar saplayacakken boynunda küçük bir sızı hissetti. Son gördüğü şey, Hela'nın gülümseyen kanlı yüzü olmuştu.
"Bakalım seninkiler de çıkacak mı, kardeşim!"
Nyctophilia yavaş yavaş açılan gözleri ile nerede olduğunu anlamaya çalıştı ama görüşü bulanıktı. Gözlerini ovuşturarak bulanıklığın yok olmasını istedi ama ellerinin bağlı olduğunu fark etti. Kalın halatlarla taştan bir duvara takılmış olan zincirlere. Gözlerindeki bulanıklığın yavaşça geçmesi ile rutubetli, kötü kokan bir depoda olduğunu fark etti.
"Ah! Uyandın!"
"Yine mi sen?" Nyctophilia inleyerek kafasını duvara yasladı.
"Seninle açık konuşacağım." Hela, Nyctophilia'ya doğru yürüdü ve önünde çöktü.
"Konuşmayı senin yapacağına emin miyiz?" Nyctophilia tek kaşını kaldırdı. "Genelde önünde diz çökülen konuşur da ondan dedim."
"İğneleyici lafların başını sadece daha çok belaya sokacak, Philly." Hela, Nyctophilia'nın yanağına hafifçe vurdu.
Nyctophilia sinirle yüzünü çevirdi. "Bana, Philly deme!"
"Sen nasıl istersen, kardeşim." Hela gülümsedi ve cebinden Nyctophilia'nın telefonunu çıkarttı. "Şimdi o çok sevgili abiciğine mesaj atacak ve ona evrakları getirmesi için yirmi dört saati olduğunu söyleyeceksin."