Sinir hücrelerimle boğuştuğum anlarda, sabahtan beri gelen mesaja bir yenisi daha eklenmişti. Telefonumu elime alıp başıma bela olan numaradan gelen yeni mesajı açtım.
Kimden; Özel Numara
Neden korkuyorsun bebeğim, sadece eğleneceğiz.Yaşadığım acı yetmezmiş gibi,şimdi de bir sapık çıkmıştı.
Kime; Özel Numara
Eğlenmek mi? Ne demek istiyorsun sen?diyerek mesajına cevap verdim. Çok geçmeden cevap geldi zaten.
Kimden; Özel Numara
Ne demek istediğimi gayet iyi anladın.Daha fazla sinir hücrelerimle kavga etmek istemiyordum. Bu yüzden cevap vermek yerine,henüz konuşmadığım babama bakmak için,salona odadan çıktım.
İçeri girdiğimde babam kanepenin üstünde uyuyordu. Hayatımdaki tek varlığın yanına gidip,diz çöktüm. Yıllar geçse de değişmeyen o harika kokusunu içime çektim. Güven veren kokusunu..
Sertleşen saçlarını okşadım. Erkenden, arasına akların karıştığı saçlarını..
Gözlerimdeki ateş yeniden kendini göstermişti. Neden böyleydim? Bu kadar güçlü bir adamın kızına yakışmayacak kadar zayıftım.
Gözlerimdeki ateş,yanağımı ısıtırken fısıldadım kulağına "Seni seviyorum baba."
Toplayacaktım kendimi. Zorundaydım. Babam benim için güçlü kalıyorsa, bende onun için zayıf olmaktan kurtulacaktım. Ama nasıl? Zoru gördüğümde ağlayarak mı?
Hayır. Bu sefer gerçekten iyi olacaktım. En azından dışarı karşı zayıf bir profil sergilemeyecektim. Bunu kendim için değil,babam için yapacaktım.
"Korkuyorum Özüm."
Babamın fısıltıyla söylediği cümleyi kulaklarım işittiğinde, ona baktım. Canım yanmıştı. O, korkuyordu. Ama neyden?
"Baba," dedim bende fısıltıyla "Neden?"
"Canım çok yanıyor Özüm,seni de kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki."
Ağlıyordu. O güçlü adam,şu anda hıçkırarak ağlıyordu. Üstelik, korktuğunu ilk kez bu kadar açık bir şekilde söylemişti.
Ne yapacağımı şaşırmış hâlde, gürültülü bir sessizlikle ağlayan adama bakıyordum. Kelimeler ağzımda düğümlenmişti. Söyleyecek hiçbir kelimenin manası kalmamıştı.
Durdu. Sele dönmüş gözleriyle bana baktı. Seneler gibi geçen saniyelerin ardından,"Özür dilerim." dedi.
Çıkmıyordu. Kelimeler, o lanet ağzımdan çıkmıyordu.
"Ne için?" dedim zorlukla. Gözlerimin içine bakmaya başladı. Bu benim babam değildi. Çaresiz,güçsüz bir babam yoktu benim. Herşeye rağmen ayakta duran,sapasağlam bir babam vardı. Peki şimdi neredeydi?
"Dün için," dedi gözlerimin içine bakarak "Kırdım seni. Öyle söylememem gerekirdi ama beni de anla kızım."
Söylediği her kelime,kalbime bir bıçak gibi saplanmıştı. Onun karşımda ağlaması,özür dilemesi hiç beklemediğim şeylerdi. Ne diyeceğimi bilemez halde,yüzüne bakıyordum. Babamın gözleri yere kitlenmiş,suç işlemiş edasıyla konuşmamı bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Sokakları
Teen FictionHer şeyin başladığı bir kavga, İntikam ateşiyle yanan gözler, Uğruna harcatılan iki beden, Ödenmesi gereken bedellerin altında ezilen genç bir kız. Karanlığa hapsolmuş bir kalbin sokaklarını aydınlatmaya kimin gücü yetebilir ki?