Söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Bu kitabı ocak ayında yayımlamaya başlamıştım ki her seferinde de söylüyorum, bu kadar ilerleyeceğini düşünmeyerek yapmıştım bunu. Kankama söylediğimde 'saçmalama sen emek vererek yazıyorsun ve insanlar da okuyor tabiki' demişti. Yinede ne bileyim bini görmek bile tuhafken git gide yükseliyor binin yanındaki rakam... Bu zamana kadar okuyan, oy veren, yorum yapan herkese teşekkür ederim. Duygularımı da aktardığıma göre bölüme geçelim!
Medya; Bu bölümde geçmeyen bir karakterin gelişen olaylara karşı tepkisi temsili
"Hadi hazırlan. Arkadaşlarını bekletmek istemeyiz"
--------------○---------------○---------------
"Taehyung! Hadi ama ben bile senden daha hızlı hazırlanıyorum. Ne kadar yavaşsın."
Jimin kapıya yaslanmış bağırırken birden kapı açıldı. Tam tökezliyordu ki Taehyung buna fırsat vermeden elini beline sardı. Onu kendisine çekerken kulağına yaklaşıp fısıldadı.
"İstersen başka konularda ne kadar hızlı olduğumu gösterebilirim sana."
Aralarında tuhaf bir bakışma yaşandı. İlk gözlerini kaçıran Jimin olmuştu. Ellerini belinden indirip kolları arasından sıyrıldı ve dışarı kapısına yöneldi.
"Zaten yeterince oyalandık hadi çıkalım."
"Sen emin misin? Bak eğer istemiyor-"
İlk teklif eden hatta ısrar eden oydu. Şimdi kendi mi cayıyordu kararından?
"Hayır Taehyung. İstemesem gidelim demezdim. Hadi çıkalım."
"Çıkıyoruz zaten hayatım."
"Taehyung!"
Yine iğrenç esprileriyle insanları soğutmayı başarıyordu. Arkadaş çevresi mi? Atların ve kedilerin olduğu bir topluluğa insan denebilir miydi orası şüpheliydi. Eh kendisi de pek farklı sayılmazdı hani.
"Hala ne bekliyorsun orada?"
Jimin kapının önünde onu beklerken, aklına dank eden şeyle yüzünü sevgilisine çevirdi. Endişeyle bakıyordu. Çünkü bu sefer net sıçacaktı ağzına.
"Niye öyle bakıyorsun?"
"Na-nasıl bakıyorum?"
Kahretsin kekelemişti! Kapının önünden ayrılıp yanına geldi. Tek kaşını kaldırmış cevap beklerken sinir kat sayısının arttığını anlamak zor değildi.
"Evet seni dinliyorum."
"Şey, ee, yani, ben..."
"Evet sen?"
Jimin üzerine geldikçe geri adım atıyor, kaçabildiği kadar kaçıyordu. Çünkü söyleyeceği şeyi duyduğunda üstüne atlaması an meselesiydi. Sustukça daha çok sinirlendiğini düşündüğü için bir çırpıda söyleyiverdi.
"Ben daha bizimkilere haber vermedim."
Gözlerini sıkı sıkı kapatıp bir süre karşı tarafın tepkisini bekledi. Hiçbir şey olmayınca tek gözünü açtı. Jimin karşısında sakince duruyordu. Diğer gözünü de açtı. İfadesizdi.
"Yaaani. Bir şey demeyecek misin?"
Yine cevap bekledi ama gelmedi. Jimin ağır adımlarla yanına gelip cebinden telefonunu aldı. Zaten şifresi yoktu. Bir kaç hareketten sonra telefonu kulağına götürdü.
"Diğerlerini de topla. Yarım saate attığım adreste olun."
Ve telefonu kapattı. Taehyung şaşkınca karşısındaki çocuğa bakıyordu. Ağzı açık onu izlerken yine ağır adımlarla yanına geldi ve telefonu geri verdi. Eliyle çenesine vurdu.
"Ağzını kapa şapşal."
"Bir saniye ya ama-"
"Düş önüme ve ağzınla birlikte çeneni de kapa. Bundan sonra boşuna aksiyon da yaratma."
Sonradan ekledi.
"Kendi kendine."
Taehyung öyle hipnoz olmuştu ki, tek yapabildiği kafa sallamaktı.
~~~~~~~~~~~~~~~
Yoongi, Taehyung'dan gelen aramayı görünce şaşırmıştı. Bugün sevgilisiyle olacağını sanıyordu. Tam telefonu açmış meraklı bir giriş yapacaktı ki kaşıdan gelen sesle nefesi kesildi. Çünkü şüphesiz bu ses kendi uzaylı arkadaşının sesinden epey uzak olan sevgilisine aitti.
"Diğerlerini de topla. Yarım saate attığım adreste olun."
O göremese de kafasını salladı ve kapatır kapatmaz hemen gruba girdi.
Taemin'in Birleşmiş Dudakları
Yo10gi:
Tanrım! Tanrım! Tanrım!
Neler olduğuna inanamazsınız!
Bu bir rüya olmalı!
By Ultra Seksi Eniştemiz Min'in sesini duydum!
Yüce Taemin'in yarısını kapsayan Min!
Jimin olan Min!
Beni aradı!
Veee asıl habere geliyorum!
Hazır olun beyler!Prensli Beyaz At'ım:
Benim olduğum grupta beyler dediyse baya büyük haber...Yo10gi:
Yarım saate hazır olun. Çünkü By Ultra Seksi Eniştemiz'le buluşuyoruz!Yugy:
OhamkPrensli Beyaz At'ım:
Hastir lan!~~~~~~~~~~~~~~~~
Herkes kafede toplanmış Taemin çiftinin gelmesini bekliyordu. Bu sırada Yoongi'nin telefonu çalmış, cevaplarken masadan biraz uzaklaşmıştı. Diğer ikisi masada tek kalınca garip hissetmişlerdi. Birbirlerinden gözlerini kaçırıyor, konuşmak gibi bir çaba göstermiyorlardı. Kapıdan içeri girenleri ilk fark eden Hoseok olmuştu. Boğazını temizleyerek Yugyeom'un da bakışlarını onlara yönlendirmişti. Birbirlerine çok yakışıyorlardı ve Hoseok birazdan ağlayabilirdi. Hemen kalkıp sıkıca Jimin'e sarıldı. Aynı samimiyeti ondan da alınca sevinmişti. Herkes birbirine sarılıp yerine oturdu. Jimin ayakta duran, arkası dönük çocuğu görünce onun Yoongi olduğunu anlamıştı. Telefonla konuştuğunu fark etmediği için seslendi.
"Yoongi bize katılsana."
Yavaşça arkasını dönen çocuğun dudaklarından dökülen kelimeleri bir tek o ve Jimin duymuştu sanırım.
"Üzgünüm sevgilim çok geç..."
Yine gece 3'te yazılan bir bölümle karşınızdayım. Biraz bölük bölük oldu ama olsun beyaa. Bir de şu uzaylı, at konusunda rahatsız olan var mı? Bir de beyler konusu falan. Bunu eğlence ve tamamen mizah açısından yapıyorum ki gerçekten severek okuyanlar da anlıyordur. Bu sadece onların anlaşma şekli. Ayrıca bu bir kurgu ve onlar benim karakterlerim. Yine de siz yorumda belirtin ben okurum. İyi geceler ♡
Nasıl bitti bölüm ama ehehhe (:Sizce medyadaki kimin modu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Truth Or Dare? 《Texting》VMİN
Fiksi Penggemar[Önemli] Kitabın alternatif 2 finali vardır. Angst okumak istemeyenler için özel bölüm final niteliğindedir. Park Jimin, bir gece banyodayken kardeşi onun adına hayatını etkileyecek bir karar verir. Kim Taehyung'dan gelen çıkma teklifini kendisinden...