''Balmorhea - Remembrance'' dinleyerek okumanızı tavsiye ederim. İyi okumalar.
Kelimeler...
Belki sevdiğin bir şiirin en güzel dizesi...
Belki etkilendiğin bir filmin unutamadığın bir repliği...
Belki hayatındaki insanların seni kırdığı ve belki de dünyayı avucunun içindeymiş gibi hissettiren o kelimeler.
. . .
Bir keresinde ''Yazmak hissetmektir.'' diye bir cümle okumuştum tozlu bi' kitabın sararmış sayfalarında. İşte o zaman düşünmeye başlamıştım kelimeleri.
Bir kelimeden çıkan anlamlar, bu anlamların bizde uyandırdığı duygular, duyguların üzerimizde bıraktığı izler...
Sheakespeare'in de dediği gibi 'kelimeler..kelimeler..kelimeler...'
Sıra kelimeleri duymaya geldiğinde..Bilirim ki bazı kelimeler bazı dudaklardan bazı kulaklara yeni anlamlar yüklenerek ulaşır. ''...seninle kavga etmeyi bile özledim...'' Kavga etme düşüncesi gülümsetir mi insanı ? Bazı dudaklardan çıkmışsa gülümsetir. Sözlükteki karşılığını yitirmiştir çünkü.
Bu bazı kelimeler zamanda yolculuğa çıkartır. Yol boyunca sağda solda görülenler o kelimeye dahildir. Yüzler, mimikler yetmezmiş gibi ortamı, dekoru, duyguyu kokuyu da beraberinde getirir.
Tek bir kelime, en çok okuduğun romanın olur.
. . .
Kelimelerle bir duvar örebilirim kendime ve o duvarın ardında yaşayabilirim. Ama bunu yapmayacağım. Kaçmayacağım.
Yüzleşeceğim..İçimde biriktirdiğim tüm kelimeleri haykıracağım gökyüzüne.
Sonra yazacağım.Tüm gerçekleri yazacağım.
-
Şu aralar bir şeyler yazmak isteyipte yazamıyor olabilirsiniz, nasıl yazacağınızı bilmiyor ve dahası aradığınız kelimeleri bulamıyor olabilirsiniz. Peki gerçekten kelimeleri aradığınıza emin misiniz?
Yazmaya ilk başladığım zamanlar , lisenin ilk yılları, bir cümle dahi yazamazdım. Tüm o yarım kalan cümleler hiç tamamlanılamaz gibi gelirdi..kelimeleri çok büyütürdüm gözümde ve sonra o çok büyüttüğüm kelimeler sığmazdı da taşardı cümlelerimden. Sonrasında da elimde yalnızca sonu bir yere varamayan yarım, eksik kalmış, cümle denilemeyecek kadar kısa ama kelime denemeyecek kadar uzun müsveddeler kalırdı.
Kalemi elinize alın...yazmaya başlayın...yalnızca kelimeler yazın.
Alt alta , yan yana farketmez. Sizi siz yapan kelimeleri yazın. Tüm bu yazdığınız kelimelerden sonra bu kelimelerin sizde bıraktığı duyguyu , bu kelimelerin sizde uyandırdığı hissi, bu kelimelerin aklınıza getirdiklerini yazın. Yazmaya sıfırdan başlayın. Sıfırdan bir roman yazmak yerine bir kelime yazın öncelikle. Kelimeler cümlelere, cümleler paragraflara, paragraflar sayfalara, sayfalar ise bir esere dönüşecek. Sabırlı olmalısınız. Sonuçta siz bir yazar olarak doğmadınız. Kimse o şekilde doğmadı. Demek istediğim şey şu ki '' benim yazmaya yeteneğim yok '' deyipte bırakmayın hemen. Yetenek doğuştan kazanılan bir şey değildir. Doğduğunuzda okuma yazmayı bırakın konuşmayı dahi bilmiyordunuz. İyi yazma , kendini ifade edebilme yetisinin doğuştan gelmeyen, sonradan kazanılan ve yetenek haline dönüştürülen bir kuram olduğunu unutmayın.
*
Yazım hakkındaki görüşlerinizi yorum kısmında belirtin lütfen..
Bana dm yoluyla ulaşabilirsiniz, merak ettiklerinizi sorun, cevaplamaya çalışacağım.
Seviliyorsunuz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitap Yazmaya Başlarken
Saggistica''Bir keresinde ''Yazmak hissetmektir.'' diye bir cümle okumuştum tozlu bi' kitabın sararmış sayfalarında. İşte o zaman düşünmeye başlamıştım kelimeleri. Bir kelimeden çıkan anlamlar, bu anlamların bizde uyandırdığı duygular, duyguların üzerimizde b...