"Şaka yapmıyorsun değil mi? Gerçekten de on bir tane abin mi var!?"
Az önce öğrendiği bilgi üzerine kahkahalarını sınır tanımadan bırakmıştı.
"İnanamıyorum Jungkook! On bir tane mi? cidden mi?"
"Babamın çapkın bir insan olduğu su geçirmez bir gerçek."
Minik elleri minikliğine rağmen gizleyebildiği kadar gizledi gülüşünü.
Jungkook ne yapmalıydı?
Acil olarak bakışlarını Jimin'den çevirmesi gerektiğinin farkındaydı fakat yapamıyordu ki.Onu şu an öpse, tam gülüşünden. Her şeyi batırır mıydı?
Bakışları karşısındaki güzelliğin yüz hatlarını turlarken zihni de farklı düşünceleri turluyordu.
Öp!
Öpme!
Öp!
Öpme!
Hadi ama Jungkook! Ona mal gibi bakıp durduğun için her an gülmeyi bırakabilir!
Hayatındaki bütün şansını o an cesaretlenmesine harcadığı kısa zaman diliminde elleri, o farkında olmadan sarışının belini kavramıştı bile.
Dudaklarını dudaklarına bastırdığı ilk an 'çok mu hızlıydım' diye düşündü çünkü dudaklarına yapıştığı an Jimin'in geriye giden kafasını boştaki eliyle tutmak zorunda kalmıştı.
Pekala bu övünebileceği bir şey değildi ancak daha önceden de hayatına birileri girmişti elbet fakat hiçbirinde, öpüşürken, sudan çıkmış balık gibi hissetmemişti kendisini.
Saniyeler geçmişti ama o saniyeler içinde bile nefessiz kalmıştı.
Nefesi de onun dudaklarındaydı halbuki.
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑼𝒏𝒕𝒊𝒍 𝑻𝒉𝒆 𝑫𝒆𝒂𝒕𝒉 • 𝑱𝒊𝒌𝒐𝒐𝒌
Fanfiction"Ben Jungkook Jeon, sen Jimin Park'ı sahiplenip korumaya, iyi günde kötü günde, zenginlikte yoksullukta, hastalıkta sağlıkta, sevip sayacağıma, ölüm bizi ayırana dek... Yemin ederim." •TAMAMLANDI• 16.04.2019 (cikooker43)