Bölüm-7-

7.1K 436 104
                                    

   Bar gecesinin ardından 1 hafta geçmişti ve  jimin her gün bana bakamayıp gözlerini kaçırıyordu. Yahu bu çocuk barda hard seme gibi davranıp şimdi neden kedi gibi olmuştu ki? Ama bir şey itiraf edeyim mi? Aşırı tatlı bu halleri.
-şştt duymasın şımarır yoksa sonra-

 
   Dün gece beni yine mesaiye yazmıştı şerefsizler, eve geç döndüğüm için sabah biraz daha fazla uyumak istiyordum. Uyudum da hatta. İşe de geç kalmadım jimin'im sayesinde, kurtarıcı prensim sabah gelip beni arabasıyla almıştı.

   Şirkete geçtiğimiz zaman bir kaç toplantıya katılmıştık. Şirketin sahibi olan Bay Cha Cho-hyung'un sekreteri gelmiş ve hepimize tekrar toplantı odasına geçmemizi söylemişti, patron konuşma yapacakmışta. Herkes üfleyerek toplantı odasına geçip yerlerini aldığında Bay
Cho-hyung'da gelmiş yerine
-baş köşeye- oturmuştu. Ellerini masanın üzerinde kenetlenip boğazını temizlerken konuşmaya başladı.

  "Arkadaşlar, bu zamana kadar birlikte çok iyi işler yaptık. Hepinizin bu şirket üzerinde çok emeği var. Gerçekten hepinize tek tek çok teşekkür ederim.. Fakat artık benim emekliye ayrılmam gerekiyor. Bugün şirketi başkasına devrettim, o kişi de yarın gelip şirketin başına geçecek. Sizden ricam bana hizmet ettiğiniz gibi ona da hizmet edin"

   Şirketi başkasımı almıştı?! Vay be yeni patron ha? Eğlenceli olabilir. Toplantı bitmiş herkes dağılıp masasına geçmişti. Yan masamda duran jimin'e ıslık çaldım.

  "Hey sevgilim, beni eve bırakacaksın değil mi?"

   Dudak süzerek ayaklarımı gösterdim.

  "Çok ağrıyorlar"

      Jimin artık eskisi gibiydi, bana yakındı yani utanmıyordu. Saçlarımı okşadı kahkaha atarak.

  "Tamam karıcım bırakırım merak etme"

    Eline vurup ittim.

  "Sensin karıcım, piç kurusu!"

    İşler bitmiş ve ben de bitmiştim, eve geçip güzel bir sıcak duş alarak kendimi yatağa atıp gözlerimi kapattım.

_______

    Sabah uyanıp yine aynı şeyleri yapıp takım elbisemi giyip telefonumu şarjdan çıkardım. Ne dikkatimi çekti biliyor musunuz?
Jung kook o bardan sonra beni ne aradı ne de mesaj attı. Galiba artık benden ümidi kesti. Neyse banane ya. Aşağı inip annemin hazırladığı kahvaltıdan bir kaç lokma ağzıma atıp hemen evden çıktım. Bugün yeni patron geliyordu malum..
Bahçeye park ettiğim motora atlayıp şirkete geçmiştim.

   Benim zeki arkadaşım hala ortada yoktu nedense.  Masama oturup
e-mail'lere cevap verirken bir kız yanımıza gelip
-şirketin yeni sahibi hepinizi toplantı odasında bekliyor- deyip gitmişti. Kesin yine yaşlı moruğun tekidir, hiç genç şirket sahibi yok mu kore'de ya.
-sanki olsa sana mı bakacak? Hem genelde hepsi erkek oluyor ve sen düzsün unutma-

  
    Sonunda jimin bey de gelmiş ve birlikte toplantı odasına geçerek yerlerimizi aldık. Yeni sahip hala gelmediği için telefonumu çıkarıp biraz oyun oynamaya başladım. Kapı açılmıştı bir süre sonra, büyük ihtimalle yaşlı moruk gelmişti ama son level olduğu için bırakamıyordum. O biraz konuşsun sonra ona dönüş yapardım. Veeeeeeee, bitti! Kazandım! Heyecanla yerimden zıplayıp -yeyyy!- diye bağırdığım an karşımda gördüğüm beden ile donup kaldım. Bunun ne işi vardı burda?! Hayır sikeyim düşündüğüm şey olmasın lütfen! Korku dolu gözlerle bir jimin'e bir de jung kook'a baktım. Jimin de en az benim kadar şaşkın olduğuna göre rüya olamazdı. Jeon Jung Kook sonunda keskin bakışlarını benden çekip diğer çalışanlarda göz gezdirdi. Ellerini masaya yaslayıp öne doğru eğildi. Sikeyim çok seksi lan! Yutkunarak yerime oturup koltuğa sinmiştim.

   "Evet arkadaşlar, benim adım Jeon Jung Kook, burayı ben devraldım. Yeni şirket sahibiniz benim, umarım iyi anlaşırız.

     -Umarım iyi anlaşırız- dediğinde gözleri beni bulmuştu, galiba bu laf banaydı. Bu çocuk bu satten sonra bu şirketi bana kesin cehennem edecekti, bundan emindim...
Gözlerimiz tekrar birleştiğinde pis pis sırıttığını gördüm.
Tanrım sen beni koru...

✞Sevgilimin Abisi✞   ꧁TAEKOOK꧂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin