Bölüm-18-

5.9K 351 101
                                    

Bugün bu odada kilitli kaldığım 10.gündü. Odada saat,televizyon, elektronik eşyanın "e" si bile yoktu.
-nerden mi biliyorum o zaman 10.gün olduğunu?- Odada küçücük bir pencere vardı. Pencere bile sayılmaz, küçük bir havalandırma. Oradan güneşin doğuşunu ve batışını biraz da olsa görüyordum.
~~~
Sevdiğim adam tarafından kaçırılıp bir köpek gibi yatağa bağlanmak o kadar iğrenç bir duygu ki..onunla tanıştığım o güne lanet etmek istesem de yapamıyordum. Lanet olsun ki o adamı hala seviyordum. Bana yaptığı onca kötülüğe rağmen kalbim hala ona aitti.
~~~
Kapı aralandığında hafifçe dikleşip içeri giren 40 lı yaşlarında ki kadına bakıp tebessüm etmiştim. 10 gündür Jungkook bu odaya girmiyordu, hatta bu kadından başkası girmiyordu. Hazırlamış olduğu kahvaltı tabağını yanıma koymuş ve ellerimi çözmüştü. Sanki annem gibi yanağımı okşayarak "hadi oğlum yemeğini ye"  demişti. 
~~~
İlk zamanlar ajumma elimi çözdüğünde buradan kaçmayı düşünmüştüm ama sonra Jungkook ona kızar diye yapmaktan vazgeçmiştim. Hazırladığı tepsiyi alıp yavaşça atıştırmaya başladığımda  ajumma da saçımı okşuyordu.

"Taehyung, buradan gitmek ister misin?"

Ajummanın sorduğu soru ile lokma boğazımda kalmıştı. Şaşkına ona baktım.

"Bunun imkânsız olduğunu biliyorsun ajumma, Jungkook  peşimi bırakmaz. Hem ben buradan gidersem o asabi herif sana çok kızar"

"Sen beni düşünme oğlum, benim de senin yaşında bir oğlum vardı...."

Bir süre sessizlik oldu. Tepsiyi bırakıp ona doğru dönerek ellerini avuçlayıp okşamaya başlamıştım.

"Vardı?"

"O...o öldü"

Karşımda duran kadının gözleri dolunca kollarımı bedenine dolayarak ona sıkıca sarılmıştım.

"Babasının kumar borcu vardı.. Ben yaşlı olduğum için onu almışlardı borcun karşılığında. Uzun süre ondan haber alamamıştık.Sonra polise gittim tabi, belki bir haber alırım diye. Bir gün gece saat 11'de polisler eve gelip bana oğlumun cesedini bulduklarını söylemişlerdi. Cesedi teyit etmek için polislerle birlikte gitmiştim. Morga girdiğimde oğlumun bedeni öylece cansız bir şekilde buz gibi taşın üzerinde yatıyordu"

Kadın gözyaşları arasında olanları zorla anlatırken geri çekilip ellerimi tutmuş ve bileklerimde ki kelepçenin çıkardığı izleri okşamıştı.

"Bileklerinde bu izlerden vardı..kanamış ve yara kaplamıştı. Sonra öğrendim ki...oğlum..tecavüze uğramış, hem de bir kez değil, defalarca"

Kadın gözyaşlarını silip zorla tebessüm etmeye çalışmıştı.

"O yüzden senin burda kalmanı istemiyorum, bütün korumalar yemeğe gitti. Şimdi tam sırası Taehyung, kaç burdan"

Benim de onun gibi gözlerim dolmuştu. Fakat Jungkook bana bunları yapar mıydı ki? Ahh..kendine gel Taehyung, o senin tanıdığın Jungkook değil artık. Eğer o olsaydı seni kaçırıp hayvan gibi bağlamazdı. Ajummaya başımı sallayarak ayağa kalktım.

"Ama sen de gideceksin burdan, seni arkamda bırakarak gidemem"

Kadın tebessüm ederek başını sallamıştı.
~~~
Sonunda o odadan çıkmış ve dış kapıyı açmıştım. Yüzüme vuran güneşin yakıcı ışığı ile gözlerime ellerimi siper etmiştim. Uzun süredir güneş görmemiş olduğu için gözlerim yanıyor ve sulanıyordu. Sonunda evden çıkabilmiştim. Her taraf ormanlık alandı. Belli ki şehirden uzak bir yerdeydik. Ormana doğru koşarak ana yola ulaşmaya çalışacaktım.
~~~
Uzun bir koşma maratonunun ardından ana caddeye varmıştım. Sikeyim neden hiç araba geçmiyor. Sinirle saçlarımı çekmiş ve bir tane araba geçsin diye dua ediyordum. Uzaktan gelen bir araba sesi duyunca heyecanla o tarafa dönmüştüm. Araba görüş alanıma girince derin bir nefes verebilmiştim sonunda. Gelen araba siyah bir BMW idi. Zengin arabası olduğu çok belliydi. Yeni çıkan modellerden biriydi çünkü. Kendimi arabanın önüne atarak durmasını sağlamıştım. Araba durunca hemen kendimi arabanın içine atarak çatlayan sesim ile kendimi anlatmaya çalışıyordum.

"Ajeossi..l-lütfen bana yardım edin. Beni kaçırdılar ve 10 gündür beni burda zorla tutuyorlar. Şehire gitmem için lütfen bana yardım edin"

Adam sadece "pekâlâ" diyerek yola devam etmişti. Ben de nefeslerimi düzene sokmaya çalışırken yolu izliyordum..sikeyim dur!

Bu adam neden benim az önce kaçtığım eve doğru sürüyordu ki?

"Ajeossi! Yanlış tarafa gidiyorsun! Beni kaçıran adamlar o tarafta"

Adam beni dinlemiyordu bile.

"Aç kapıyı inmek istiyorum!"

Adam kapıyı kilitleyince b*ku yediğimi anlamıştım. Az önce kaçtığım evin önünde durmuş ve aşağı inerek beni de zorla peşinden sürüklemeye başlamıştı. Ne kadar adama direnirsem kolumu daha fazla sıkıyor ve beni içeri sürüklüyordu. Kolumun şuan morardığına adım kadar emindim. Eve girdiğimizde dudaklarımı yemeğe başlamıştım. Salona girdiğimizde gördüğüm görüntü ile olduğum yere çakılıp kalmıştım.
~~~
Jungkook ajummayı koltuğa otutturmuş ve kafasına silah dayamıştı. Birden kadına bağırdığında sanki bütün ormanda sesi yankılanmıştı.

"Taehyung nerde?! Ondan sen sorumluydun! Eğer şimdi onun nerde olduğunu bana söylemezsen seni öldürür ve cesedini kimse bulamasın diye kapımın önünde ki köpeklere yem ederim!"

Tanrım..bu kişi benim aşık olduğum adam olamaz..  Kadın sessiz kaldıkça Jungkook daha çok sinirleniyordu. Elini tam tetiğe atmıştı ki..kolumu tutan adamdan kolumu kurtarıp silah ve ajummanın arasına girip korku dolu gözlerle Jungkook'a baktım.

"Kes artık şunu! Ne yapacaksın, kadını öldürecek misin?!"

Jungkook beni gördüğünde çatık olan kaşları daha çok çatılmıştı. Kan çanağına dönen gözleri beni deli gibi korkutuyordu. Elini birden boğazıma atıp sertçe sıkmış ve tek hamlede bedenimi kendine çekmişti. Kulağıma eğilip sıcak ve sinirli nefes alışlarını hissetmemi sağlayarak tıslar gibi fısıldamıştı.

"Seni benden almaya çalışan herkesi bu dünyadan yok edeceğim Taehyung, bu kadın seni benden almaya çalıştı..ve ölümünü kendisi çağırdı"

Beni tek hamlede yan tarafa iterek silahı tekrar kadına doğrulttu ve gözleri beni buldu..

"İyi bak güzelim, bir daha kaçmaya kalkarsan aynı koltukta bu sefer sen olacaksın ve bu namlu senin alnına dayanmış olacak"

Jungkook bana yan bir sırıtış sunduğunda bu sefer gerçekten fazlası ile korkmuştum. Bütün hayatım artık bu adamın ellerindeydi resmen.. Ne zaman öleceğimi, ne kadar yaşayacağımı bu adam belirleyecekti. Ve...bom! Yüzüme sıçrayan beyin parçaları kusma isteği uyandırdı içimde. Çığlık atarak gözlerimi kapatmış ve yere oturmuştum. Sırtımı duvara vermiş ve başımı ellerimin arasına alarak ağlamaya başlamıştım. Tanrım lütfen sen beni koru..






    //yazarınız yine yok, sizi bekletmek istemediğim için ben yazdım tekrardan. İyi okumalar :D//

✞Sevgilimin Abisi✞   ꧁TAEKOOK꧂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin