Bölüm-9-

6.8K 435 152
                                    

Bütün şirket boşalmıştı. Yerimden kalkıp oflayarak kantine inerek -biricik patronumuza(!)-  kahve yapıp tekrar yukarı çıktım. Odasının önüne gelirken durup üzerimi düzelttim. Kapıyı bir kaç kez tıklatıp gir komutunu beklemeden içeri girmiştim. Jeon jung kook, kollarını bir kaç kez katlamış ve damarlı kollarını ortaya çıkarmış. Göğüs kısmında ki bir kaç düğmeyi de açmıştı. Tanrım.. Tahrik olmam normal mi? Ben kızlardan hoşlanıyorum neden ondan etkileneyim ki?

Boğzımı temizleyerek kahvesini önüne bırakıp, benim getirdiğim dosyaları alarak deri koltukların ortasında duran sehpaya bırakmıştım. İki kişilik deri koltuğa oturarak cebimden kalem çıkartmış ve dosyaları incelemeye başlamıştım.
Başımı kaldırıp tam ona doğru dönecek iken yüzlerimiz nerdeyse birbirine çarpıyordu. Benim nefesim kesilirken onun şuan neden bana bu kadar yakın oturduğunu düşünüyordum.

Tekrar boğazımı temizleyerek ondan biraz uzaklaşıp dosyalarda olan bu yılın muhasebe hesaplamalarını ona seslice anlatmaya başladım. Bir süre sonra anlatmaya devam ederken gözlerim ona kaymıştı, bunun derdi dosya incelemek değil beni incelemek(!). Dosyanın kapağını sinirle kapatıp ayağa kalktım.

"Tahmin ediyorum ki, bu inceleme burda bitti. Gerisini siz tek başınıza halledebilirsiniz"

Karşı koltukta olan ceketimi alarak kapıya doğru adımladım. Elimi kapı koluna atıp indirip açarken başka bir el kapıyı hızla kapatıp kulağımın dibinde seslice nefes alıp vermeye başladı.  Jung kook' un şuan sinirli olduğu nefes alış verişlerinden  belliydi. Yavaşça bedenimi ona doğru çevirdim. Yüzlerimiz...çok yakındı.

"S-sen ne yaptığını sanıyorsu..."

Sözümü boynuma değen dudakları kesti. Sikeyim bu çok güzel hissettiriyordu. Benim şuan midemin bulanması gerekiyordu. Ellerimi zorla da olsa onun göğüslerine koyup yavaşça geriye gitmesini sağlamaya çalışsam da başarısız olmuştum. Duyduğum sözler gözlerimin dolmasını sağlamıştı.

"Seni çok özledim taehyung. Kokunu, dudaklarını.. Her şeyini deli gibi özledim bebeğim."

Birden dudağıma yapışıp beni sertçe öpmeye başladı. Onu itmek istesem de kalbim benimle iç savaşa girmiş ve sonunda o kazanmıştı. Lanet olası kollarımı onun boynuna dolayarak aynı sertlikte ben de karşılık vermeye başladım. Bir süre kapıda yiyiştikten sonra beni bel boşluklarımdan kavramış ve ilerde olan deri koltuğun üzerine yatırmıştı.

"Seni istiyorum taehyung"

Bacak arama girip üzerime doğru eğilmişti. Deliğimde hissettiğim şişlik yutkunmama sebep olmuştu. Jung kook çoktan zirveye ulaşmış gibiydi. Gömleğimin bir kaç düğmesini açarak göğüsümün oralara minik öpücükler bırakıyordu, o arada da erkekliğini bana itmeyi de ihmal etmiyordu. Başımı geriye atarak tırnaklarımı deri koltuğa geçirmiştim. Zevk bütün bedenimi ele geçirmişti resmen.

Kızlardan hoşlanan biriydim, jung kook bütün dna'm ile oynamıştı resmen. Göğüs uçlarıma sıcak sulu öpücükler bırakan jung kook'un saçlarını kavrayıp bana bakmasını sağladım. Hala alt taraflarını bana iten çocuğun alnına alnımı yaslayarak derin bir nefes verdim.

"Jung kook... Ben henüz buna hazır değilim. Lütfen bunu burda bitirelim."

Söylediğim cümle ile kendini bana itmeyi kesip tebessüm ederek alnıma bir öpücük kondurmuştu.

"Sen nasıl istersen güzelim, ben beklerim. Hazır olduğunda ben burda olacağım."

Dudaklarıma minik bir öpücük bırakıp ayağa kalktı.

"Benim gidip şu ufaklık ile ilgilenmem lazım."

Şişliğini göstererek odadan çıkmıştı.
Bana ne oluyordu böyle? Neden midemde kelebekler uçuşuyor? Ben jung kook'a aşık olamazdım değil mi? Ahh tanrım! Şakaklarıma masaj yapıp üzerimi düzeltmiştim. Bir şey yapmayacaktım. Sadece akışına bırakacaktım, çünkü artık ondan uzak durmak istemiyordum.

✞Sevgilimin Abisi✞   ꧁TAEKOOK꧂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin