♬ 제 3 회 ♬

423 49 15
                                    

Luhan ile birlikte kalabalığın arasında Kris'i bulduktan sonra nihayet birilerine sora sora L bloğuna varabilmiştik. Luhan heyecanla kapıyı tıklattı. Bir süre sonra kapı açıldı. Baozi'ye benzeyen sevimli bir çocuk kapıyı açtı. Gülümseyerek,

"Selam! Biz de sizi bekliyorduk. Hadi içeriye geçin."

Dedi. Salona girdiğimizde hararetle video oyunu oynayan yüzler bize döndü. Luhan,

"Merhabaa!! Ben Luhan!"

Diye ciyakladı. Kapıdaki çocuk,

"Ben de Minseok ama Xiumin diyebilirsiniz."

Diyerek bize baktı. Salondakiler kendilerini tanıttılar. Biri hariç. Kısa sürede Suho, Chen ve Yixing ile arkadaş olmuştuk bile. Sonra mutfaktan bir dev ve onun yanında cüce gibi kalan iki çocuk geldi. Kısa olan,

"Aww, Channie şunlara bak ne kadar da şekerler~"

Diyerek ben ve Luhan'ı gösterdi.

"Baekkie sakin ol, onları korkutuyorsun."

Dedikten sonra dev bize döndü.

"Ben Chanyeol, bu da Baekhyun."

"Ben de Kyungsoo."

Baek ise aynı Luhan gibiydi. Daima heyecanlı ve hiperaktif. Bu arada Luhan'ın sesinin çıkmadığını fark edince endişeyle ona döndüm. Fakat bakışları yerdeydi ve yanaklarındaki pembeliği fark etmemek mümkün değildi. Arada bir kafasını hafifçe kaldırıp hızlıca bir yöne bakıyor, sonrasında kafasını tekrar eğiyordu. Meraklanmıştım. Bakışlarını takip ettiğimde koltukta oturmuş telefonuyla oynayan ve kendini henüz tanıtmayan beyaz tenli çocuğu gördüm. Tam Luhan'ı dürtüp neler olduğunu soracağım sırada Baekhyun çocuğu azarladı.

"Yah! Sehun-ah! Anlıyorum pek konuşkan değilsin ama en azından bir meraba diyebilirsin."

Sonra adının Sehun olduğunu öğrendiğim çocuk ayağa kalktı ve konuşmaya başladı.

"Ben Oh Sehun ve... Bana bulaşmayın."

Dedi ve merdivenlerden yukarı doğru çıktı. Arkasını dönmeden önce son cümlesini Luhan'a bakarak söylediğini hissetmiştim. Bu da neydi böyle?

"Aish şu çocuk.. En az Jongin kadar sinir bozucu."

Baekhyun sinirle konuştuktan sonra aklıma bir soru takılmıştı.

"Siz hepiniz birbirinizi nasıl tanıyorsunuz?"

Bu sorum üzerine Chanyeol,

"Biz aslında burada eğitim görenlerdeniz. Yurtta 3 kişilik boş yer olunca sizi buraya yerleştirmiş olmalılar."

Dedi. Bu eksikleri tamamlıyordu işte.

"Şimdi öncelikle size odalarınızı göstereceğim. Ben Baekhyun'la kalıyorum. Xiumin Yixing ile, Suho ise Chen ile kalıyor. Sehun ve Jongin'in ise odaları kendilerine ait. Tamam şimdi kiminle kalacağınıza kara verin. Yurtta 6 oda var. Sehun ve Jongin'nin odalarının haricinde ise geriye 1 oda kalıyor. Yani 3'ünüzden biri Sehun ya da Jongin'nin odasında kalmak zorunda."

Geldiğimizden beri konuşmayan pokerface Kris,

"Ben boş odayı alıyorum. Gelirse Luhan gelsin."

Dedi. Luhan ise bu fikri onaylamış gibi gözüküyordu. Fakat yine de yüzünde bir kararsızlık vardı. O ikisinin Sehun veya henüz tanışmadığım fakat en az Sehun kadar soğuk oldugunu öğrendiğim Jongin'den uzak durmasını istiyordum çünkü anladığım kadarıyla pek de arkadaş canlısı insanlar değil gibilerdi. Onlar yerine kendimi feda etmeye razıydım. Fakat açıkçası Sehun'un odasında kalmaya korkuyordum.

Impossible MiracleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin