Çapulcular ve Davetsiz Misafir

~13~ Gizemli Kitap ve Mektup

Flashback

Çapulcular'ın yanına biraz daha yaklaşan Lily birden "Hey milllet! Melody hastane kanadından çıktı!" dedi ve ardından bütün Çapulcular Hermione'ye baktı. Birden Hermione bakışlarını Sirius'a çevirdi ve o anda Sirius'un yüzü kızarmaya başladı. Sirius yüzünün kızardığını hissettiği anda bakışlarını yeniden yemeğine çevirdi ve yemeye devam etti.

30 Yıl Önce

Hogwarts, hava parçalı bulutlu🌤 ve akşamüstü

Herkes gibi Hermione de Sirius'un kızardığını fark etti ama bu konu üzerine fazla durmadı ve yemeğini yemeye devam etti. 

KENDİ GÖZLERİNDEN OLAYLAR

HERMİONE

Şu anda tek yapmak istediğim yemeğime konsantre olmak ve bu kolay şeyi de yapamıyorum. Aklımdan Sirius'un o görüntüsü çıkmıyor. Neden öyle kızardı ki? Ya biri ona aşk iksiri verdiyse, ya başka bir aşk iksini de yarın sabah kendi kabaksuyuna dökeceklerse! Bu bir felaket olur!!!

Neden bu olaylar ard arda gerçekleşmeye başladı ki. İlk blugger, sonra tuhaf bir büyü ve şimdi de bu! Buna son vermek istiyorum ama nasıl. Acaba yarın bu olayları Lily ile konuşsam mı veya kendime sıvı şans iksiri mi hazırlasam? Offff, çok saçma şeyler düşünüyorum. Galiba deliriyorum. İyice Luna oldum çıktım! Yarın sabahki dersimiz Profesör Slughorn'la ve ben derse nasıl konsantre olacağımı bilmiyorum. Bir de başımıza şu tuhaf iksir kitabı çıktı. Çık bakalım işin içinden çıkabilirsen. 

Galiba yemeğim bitince kütüphaneye gider, kitabı biraz daha incelerim. Gerekirse yatakhaneye çıkartırım, orada okumaya devam ederim. 

SİRİUS 

Neden durup dururken yüzüm kızarır ki! Hepsine rezil oldum. Artık alay konusu olurum. Aslında içimdeki hissin tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama bir şey biliyorsam o da bu hisse alışık olmadığım. Hermione aklımdan çıkmıyor. Çıkartmak ve odaklanmak istiyorum ama bunu yapamıyorum. 

Herkes yemeğini bitirdikten sonra kütüphaneye gitme kararı aldılar. Tam giderlerken (yine) Sirius'un dalgın bir biçimde yerinden kalkmamış olduğunu gördüler.

"Bu Sirius'a bir haller oldu."

"Ya aşk iksiri içirilmişse!" dedi Peter tedirgin bir biçimde Lupin'e cevap vererek. 

"Daha fazla vakit kaybetmek istemiyorsak, biri dürtsün şu Sirius'u da kendine gelsin."

James, oflaya puflaya da olsa Sirius'un yanına gidip onu dürttü. Tam o anda Sirius korkuyla yerinden sıçradı. Belli ki bayağı derin düşlerin içinde kaybolmuştu.

"Galiba yokluğumuzu fark etmiyorsun, değil mi Sirius?"

"Ben sadece dalmışım. Biraz uykum vardı da. Malum, kehanet dersinden sonraki zamanlar hep uykum geliyor."

"Peki. Hızlı ol, kütüphaneye gidip o tuhaf kitabı kuracalayacağız. İstersen sen yatakhaneye git ve uyu. Kalkınca bizim yanımız gelirsin. Hem uykulu olunca kitaba odaklanamazsın. Uykunu alırsan bize daha fazla yardımcı olabilirsin." 

Bu sözlerin ardından James, Lupin, Peter, Lily ve Hermione kütüphaneye, Sirius da dargın bir biçimde yatakhanenin yolunu tuttu.

Sirius yatakhaneye gitti ama uyumaya hiç niyeti yoktu. Onun yerine bit tomar parşömen aldı ve ödevlerini yapmaya koyuldu. Zaten günlerdir ödevlerini biriktiriyordu ve bu biriken ödevler için de son gün yarındı. Parşömenleri masaya koydu ve çantasını aramaya başladı. Her yere baktıysa da çantasını bulamadı. Tam o anda çantasını ortak salonda unuttuğunu anladı ve hızlıca aşağı inip aldı. Geldiğinde ise hiç ödev yapma isteği kalmamıştı. "Nasıl olsa akşam yaparım. Bir gece uyumasam bir şey kaybetmem." diye düşündü ve kendisini yatağına attı. Yatakhanenin duvarları boylu bolunca Quidditch takımlarının posterleri asılıydı. Gözünü en sevdiği takımın posterine yani Chudley Cannons posterine dikti. Her zaman o takımda oynamak istemişti ama hiçbir zaman böyle bir şey olmayacağını biliyordu ama gözünün önüne kendisinin o takımda kovalayıcı olarak oynadığını düşledi. Bu düşü ile birlikte göz kapakları yavaş yavaş düştü ve uykuya daldı.