Gözlerime inanamıyordum. Felix bir elbisemin olmadığını biliyordu ve bana elbise almıştı.Hem de bu fazla güzeldi. Mutluluktan ağlamamak için zor tuttum kendimi. Şu an gidip Felix e sarılmak istiyordum.
Hızlıca telefonumu aramaya koyuldum. Felix i bir an önce aramak hatta ona sarılmak istiyordum.Ellerim mutluluktan titrerken telefonla uğraşmak istemedim bir an. Üstüme bile bakmadan koşar adımlarla evden çıktım. Sokakta deli gibi koşuyordum. Hiçbir şey düşünmeksizin anın tadını çıkarıyordum. Fazla mı abarttım acaba gibi düşünceler yoktu aklımda. Felix evinin önüne gelmiştim, hemen kapı zilini çalıp tıklattım.Kapıyı açtığında konuşmasına bile izin vermeden boynuna atladım. Çok teşekkür ederim,çok teşekkür ederim. Benim için bunu yaptığına inanamıyorum. Çok teşekkür ederim. Bir an yanaklarımın kızarmasıyla kendime geldim. Ne yapıyordum acaba ben? Kendimde miydim? Utanarak kendimi geri çektim. Gözlerimi gözlerinden kaçırarak, ''şey ben çok mutlu olduğum için biraz.. derken Felix in kollarını belimde hissettim. Güzel kokusu beni her zaman sakinleştiriyordu. Bir şey değil Ha-Neul. Beğenmene sevindim. Sana çok yakışıcağını düşündüm dediğinde Felix e sanırım bir kez daha aşık olmuştum. Başım göğsündeydi ve sonsuza kadar orda yaşamak istedim. Ayrılmak istemiyordum. Felix le bu kadar yakın olmamız beni o kadar mutlu ediyordu ki! Çarpan kalbim onun kokusuyla sakinleşiyordu sanki. Ayrıldığımızda,''ben artık gideyim,her şey için teşekkürler''diyip ordan uzaklaştım. Aklım yerine geldiğinde bu elbiseyle sokakta koşturduğumu farkettim. Adımlarımı hızlandırıp,evime girdim. İki elimi kapıya yaslamış sırtımı kapıya vermiştim. Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Hiç çıkarmak istemiyordum ama artık çıkarmalıydım. Mutfağa inip almış olduğum malzemelerle kendime yiyicek bir şeyler hazırladım. Ağzım kulaklarımda olanları düşünüyordum. Kendime hakim olamıyordum. Konu o olunca kendimde olamıyordum. Kapının çalmasıyla kafamdaki hayaller uçup gitti. Açtığımda tekrar Jisung u gördüm. Eşofmanlarını giymiş, kapıya yaslanmış tatlı bir gülümsemeyle bana bakıyordu. Hadi yürüyüş yapalım, bari baloya birlikte gidemiyoruz en azından bunu kabul edersin diye düşündüm,dedi. Jisung u üzmüş olmanın verdiği hisle kendimi affettirmek için teklifini kabul ettim. O zaman beş dakika üstümü değiştirip geliyorum diyerek odama çıktım.
Hızlıca giyinip saçımı topladım. Spor ayakkabılarımı giyip aşağı indim. EEE peki nereye gidiyoruz yürüyüş için dedim. ''Senin en sevdiğin ormana tabiki'' diyerek arabanın kapısını açtı. En sevdiğim şarkıları cd ye yüklemişti. Gerçekten beni çok iyi tanıyordu. Jisung la bu şehire geldiğimden beri arkadaştık. Çok iyi anlaşıyorduk. Her zaman beni güldürmeyi başarıyordu. Geldiğimizde benden önce inmiş, hızlıca kapımı açmıştı. Buyrun prenses diyerek elini uzatmıştı. Koluna hafifçe vurarak, gülmüştüm. Ortam inanılmaz güzeldi. İnsana huzur veriyordu. Hızlı adımlarla yürümeye başlamıştık. Arada koşuyor,etraftaki güzel çiçeklere bakıyorduk.Çok eğleniyordum. Her gün buraya gelebilirdim. Deli gibi koşarken ayağımın kaydığını hissettim. Yamaçtan aşağı yuvarlanmaya başlamıştım. Vücuduma batan taş ve dikenler canımı acıtıyor ama en çok bacağım acıyordu. Sonunda durduğumda Jısung un bana seslendiğini işitebiliyordum. Yavaşça kafamı kaldırıp bacağıma baktığımda kanlar içinde olduğunu gördüm. Ayağa kalkmak için kendimi zorladım ama başaramadım. Jısung nefes nefese yanıma gelmişti. Ha-Neul iyi misin? Ha-Neul bacağın!
Sakin ol Ha-Neul, ben burdayım merak etme diyerek gözlerimden akan yaşları sildi. T shırt ünden bir parça yırttı ve yaralı bacağıma sardı. Ah Ha-Neul sana bişey olsaydı kendimi asla affetmezdim. Şimdi hastaneye gidiyoruz tamam mı? diyerek beni kucağına aldı. Hastaneye gerek yok Jısung iyiyim ben dediğimde sözümü keserek. Hayır Ha-Neul itiraz istemiyorum, yarana bir baksınlar gidicez dedi. Arabaya kadar beni kucağında taşıdı ve arabanın arkasına yavaşca yatırdı beni. Elleri titriyordu,çok da önemli bir şeyim yoktu ama çok üzülmüştü. Özür dilerim Ha-Neul benim yüzümden oldu,ben olmasam evinde güvende olucaktın diyordu nefes nefese. Saçmalama Jısung,senin hiçbir suçun yok diyerek onu sakinleştirmeye çalıştım. Hastaneye geldiğimizde beni tekrar kucağına almıştı. Oysa kendimi zorlasam yürüyebilirdim. Ama asla buna izin vermezdi. Acil servise girdik beni sedyeye yatırıp kayıt işlemlerimi yapmaya gitti. Bacağımı kandan temizleyip, pansuman yaptılar. Bandajlanan bacağıma baktım,içimden bu bacakla o güzel elbiseyi nasıl giyicem, mezuniyette yaklaşıyor diye geçirdim. Böyle bir halde bile aklımda hala o vardı. Hastanedeki işimiz tamamlanınca Jısung beni tekrar kucağına aldı ve arabaya doğru götürdü. Ona ne kadar teşekkür etsem azdı. Böyle bir dosta herkes sahip olamazdı. Kızlarla çok anlaşamadığımdan bunca zamandır hep benimleydi. Evimin önüne getirdiğinde Ha-Neul bugün yanında kalmak istiyorum hatta bir kaç gün. Seni bu şekilde bırakmaya gönlüm el vermez demişti. Eğer rahatsız olucaksan benim evime de götürebilirim seni dedi. Jısung ben iyiyim, biraz yatar dinlenirim. Bir şekilde ayağımın üstüne basarım dediğimde bile beni dinlemiyordu biliyordum. Hadi seç senin evin mi benim mi? diye sordu. Ne cevap vericeğimi bilemedim ve şaşkınlıkla ona baktım. Gerçekten harika biriydi. Bana çok değer veriyordu. Aynı şekilde ben de ona çok değer veriyordum. Peki anlaşılan senden cevap yok bana gidiyoruz o zaman diyip direksiyonu tuttuğunda, ona daha fazla yük olmak istemedim. Jısung dur,tamam benim evime gidelim hadi dedim. Sonunda prenses diyip arabayı park etti. Anlaşılan bundan sonra Jısung un kucağından inmiyicektim. Evin kapısını açıp beni kucakladı. Oturma odasına gelmiştik. Beni koltuğa oturttu ve mutfağa yiyicek bir şeyler hazırlamaya gitti. Jısung diye seslenmiştim. Yanıma koşarak geldi. Beni yürütmüceksin biliyorum o yüzden bana temiz kıyafetlerimden getirir misin? dedim. HAY HAY prenses diyerek yüzünde tatlı bir gülümsemeyle odama çıkmıştı.
4.BÖLÜM SONU... UMARIM HOŞUNUZA GİTMİŞTİR. SEVGİYLE KALIN. FİKİRLERİNİZİ YORUMLARDA BELİRTMEYİ UNUTMAYIN. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA BAKARKEN
FanfictionDeniz çok berrak ve sakindi bu gece. Gökyüzündeki bütün yıldızları sayabilirdim. Annem de gökyüzünü çok sevdiği için adımı gökyüzü anlamında ki Ha Neul koymuştu.