Jısung diye seslenmiştim. Yanıma koşarak geldi.Beni yürütmüceksin biliyorum o yüzden bana temiz kıyafetlerimden getirir misin?dedim. HAY HAY prenses diyerek yüzünde tatlı bir gülümsemeyle odama çıkmıştı.
Yukardan bir ses duyuldu. Jısung un hızla aşağı indiğini gördüm. Tatlı yanakları sinirden kızarmış eli yumruk halindeydi. Elinin kanadığını görüp Jısung a seslendim.Biraz hava alıcam Ha-Neul diyip yüzüme bile bakmadan evden çıkıp gitti. Ne yapıcaktım? Bilmiyordum. Bu halde peşinden giderdim ama koşturamazdım. Canım hala yanıyordu. Çaresiz bir şekilde koltukta bekliyordum. Yarım saat kadar geçmişti ki Felix in pencereden buraya doğru geldiğini gördüm. Kapının çalmasıyla kendimi zorladım ve ayağa kalktım. Duvara elimi koya koya kapıya doğru gittim. Kapıyı açtığımda Felix in gülümseyen yüzü birden şaşkınlığa büründü. Ha-Neul ne oldu bacağına,iyi misin! Daha bu sabah iyiydin. Ne oldu anlat çabuk. Şey yani önce seni oturtalım ve üstün niye böyle? Temiz kıyafetler getireyim mi? Bu telaşlı,meraklı hali çok hoşuma gidiyordu. Beni önemsemesi yanaklarımı kızartıyordu. Felix sakin ol çok önemli bir şey değil dedim. O an ne söylemem gerektiğini bilemedim. Jısung la ormana gidip ayağımın kaydığını mı söylemeliydim yoksa evde düştüğümü mü? Gerçekler ve yalan arasına sıkışıp kalmıştım. Bu Felix i üzer miydi? Gerçi niye üzülsün ki biz arkadaşız sonuçta. Koltuğa oturup kafamdaki sis bulutlarının geçmesini beklerken Jısung un eve girdiğini gördüm. Ha-Neul seni böyle bırakıp gitmemeliydim,çok özür dilerim sadece ben biraz kıskandım sanırım derken Felix le göz göze gelişini gördüm. Felix şaşkın ve aynı zamanda biraz sinirli bir bakışla bir Jısung a bir bana bakmıştı.
Ha-Neul neler oluyor anlatabilir misin? Ayağına noldu? Bunun burda ne işi var? diyerek gözlerimin içine bakan Felix e hiçbir şey söyleyemedim. Jısung un ''asıl senin burda ne işin var?'' sorusuyla kafam iyice bulanıklaşmıştı. Yoksa bu mu sana bir şey yaptı bunun yüzünden mi? diyen Felix in Jısung un boğazına yapıştığını gördüm. Hem Ha-Neul ü korkutuyorsun hem de bacağını mı kırdın şimdi de! Senin amacın ne? Uzak dur artık Ha-Neul den diye bağırmaya başlamıştı. Felix ne yapıyorsun,bırak Jısung u o bana hiçbir şey yapmadı!! Ne yapıyorsun bırak çabuk diyerek ben daha çok bağırdım. Jısung un sinirden köpürdüğünü anlayabiliyordum. Yaralı elini yumruk yapmış,tırnaklarını elinin içine batırıyordu. Ama yine de hiçbir şey yapmıyordu. İstese karşılık verebilirdi. Yeter artık ikinizde yeter!! Sakinleşin ve oturun şuraya diyerek bağırdım ikisine de. Ormana yürüyüşe gittik orda ayağım kaydı ve yuvarlandım ayağımı orda yaraladım Felix. Jısung beni hastaneye götürüp,taşıdı. Bana asla zarar vermez o dedim titreyen sesimle.
Bununla ormana yürüyüşe mi gittin Ha-Neul? İstesen ben seni götürürdüm,dedi sinirli bir şekilde. Böyle bir an da buna mı takılmıştı yani? Yürüyüşe gitmemize mi? Niye ki?
Kapıyı çarparak çıkan Felix in arkasından bakakalmıştım. Olanları algılayamamış gözümden bir yaş düşmüştü. Jısung sakin bir şekilde yanıma geldi ve elimi tuttu. Bugün çok yoruldun Ha-Neul hadi dinlen. O şekilde bırakıp gitmem doğru değildi biliyorum ben sadece yatağının üstündeki elbise ve notu görünce biraz kıskandım dedi. Ama Jısung anlayamıyorum, sen benim için çok değerlisin, en yakın dostumsun niye kıskandın ki dememle çekik gözleri gözlerimle buluştu. Ben sana temiz kıyafet getireyim sen burda bekle dedi. Tekrardan odama çıkan Jısung elinde temiz kıyafetlerimle yanıma geldi. Sana yiyicek bir şeyler hazırlıyıcam Ha-Neul sen burda üstünü değiştir dedi ve mutfağa doğru gitti. Jısung un mutfağa gitmesiyle aklıma Felix in evinde ona ramen hazırladığım geldi ve gözlerim doldu. Felix niye böyle yapmıştı şimdi ben ne yapmıştım?
Üstünden 3 gün geçmişti. Bacağımdaki yara geçmeye başlamıştı. Ama hala izi ve kızarıklığı duruyordu. Felix den hiçbir haber alamıyordum. Tek aklımda olan şey oydu. Jısung günlerdir bana çok iyi bakmıştı. Adeta bir bebekmişim gibi benimle ilgilenmişti. Mezuniyet yaklaşıyordu ve ben daha da üzülüyordum. Ne yanlış yaptığımı anlayamadan Felix i mi kaybetmiştim. Bu kadar kızdırıcak ne yapmıştım bilmiyordum.
Jısung a artık iyi olduğumu söyleyip evine göndermek istedim. Çok utanıyordum günlerdir benimle ilgileniyordu. Jısung la konuştum ve tamam gidiyorum ama ihtiyacın olduğu her an arıyorsun diyerek beni uyarmıştı. Alnıma küçük bir öpücük kondurup, kendine iyi bak prenses diyip gitmişti. Çok utanmıştım. Jısung alnıma öpücük kondurmuştu. Zaten bu günlerde bir değişik davranıyordu.
Jısung un gitmesiyle kendimi sıcak duşun altına attım. Gözlerimi kapatıp suyun altında ağlamaya başladım. Günlerdir içime atıyordum ama Felix i çok özlemiştim. Benimle ilgilenmesini,baş döndüren kokusunu,aklımı başımdan alan gülüşünü. Sevgilim bile değilken onu çok özlemiştim. Gerçi onu hep özlüyordum ama bu sefer farklıydı. Duştan çıktığımda dolaptaki kıyafetler beni daha da duygulandırmıştı. Felix in güzel kokulu kıyafetleri bende kalmıştı. Elime alıp kokusunu içime çektim. Yatağın üstüne uzanarak koklamaya devam ettim.
5.BÖLÜM SONU...UMARIM HOŞUNUZA GİTMİŞTİR. SEVGİYLE KALIN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARA BAKARKEN
FanfictionDeniz çok berrak ve sakindi bu gece. Gökyüzündeki bütün yıldızları sayabilirdim. Annem de gökyüzünü çok sevdiği için adımı gökyüzü anlamında ki Ha Neul koymuştu.