3- Nalet Hayat, Nalet Okul, Nalet Cücüş

318 20 9
                                    

Evet, tam da tahmin ettiğiniz gibi oldu. Hastanedeyiz. Çok ağır yaralanmıştı. Cücüş ise kaçmıştı. Cücüş, kedinin adı. Annesi anca gelmişti ve ağlamaktan gözleri şişmişti. Sanki benim suçummuşcasına atarlanmıştı. Atarlı Ebeveyn n'olcaak? Kendini ve Utku'yu yanlız bırakmamı istedi ama aslında demeye çalıştığı 'Defol seni adii pislik senin yüzünden oldu ****'ydu. Uzatmadan evime gittim. Ağlıyordum. Yola Cücüş'ü gördüm ve çantamda bulduğum bi silgiyi ona fırlattım. Arkasından "Nalet Kedii!" diye bağırdım. Bana baktı. Gözleri parlıyordu. Önce bir tısladı sonra beni kovalamaya başladı. Ödüm bokuma karıştı ve bisikleti sürmeye başladım. Bir çita gibi iki ön, iki arka, iki ön, iki arka ayaklarını ata ata kovalıyordu. Ciyaklamaya başlamıştım çünkü bu Cücüş. Tüm okulu katledebilir bir potansiyeli var ve köpeklerin gözde fobisi. Fobisi ise... Bunları düşünürken Cücüş'ün hızlandığını fark ettim ve daha hızlı çevirmeye başladım. Yaklaşık otuz saniye sonra yetişmişti bana. Bit şry tutacaktı. Çantamı alıp ona fıtlattım ama adeta rüzgarmış gibi koşmaya devam etti. Ve soruyu cevapladım. YOOK! FOBİSİ MOBİSİ YYOOOKK! Artık iş ciddiye sarmıştı çünkü Cücüş beni yakalarsa her yerim kanardı belki de ölürdüm. 'The Boss Cücüş' Mafya babası olabilirdi Cücüş. Tereddütsüz. Artık ciyaklamaktan öte anırıyor ve yardım istiyordum. O bir çitanın hızını aşmış, ben ise can havriyle kaçıyordum. Aniden aklıma çantamdaki kedi maması geldi, diyebilseydim çok iyi olurdu. Çantamı çoktan fırlatmıştım ve de içinde kedi maması falan da yoku. Kurtuluşumu gördüm. Balıkçı parlıyordu. Tempomu arttırdım ve tam bir pençe yiyecekken hızlandım ve kurtuldum. Artık Cücüş burnundan, ben ise götümden soluyordum. Ne nalet bi kedii! Balıkçıya daldım ve içerideki balıkçının arkasına sığınıp çığlık attım. Cücüş içeri girdi ve yanıma koştu. Artık kaderimle yüzleşme vakti gelmişti. Gözümü kapadım ve bekledim. Ama cebimdeki köpek mamasını almıştı ve hapur hupur yedi. Ezgi'ye vermeyi unutmuştum bunu. Sonra bana sanki beni 300 metre kovalamamış da kendini acındırıyormuş gibi bir bakış attı ve sağındaki solundaki balıklara baka baka dışarı çıktı ve evinin yolunu tuttu. Gördüğünüz üzere çok spastiktir kendisi. Evad. Çantamı kaybetmiştim ve bisikletim çalınmıştı. Ne güzeel. Hadi hawailere gidip parti yapalım ve twerk yapan muzları izleyelim. Geber Cücüş! 30 dakika evimi aradım ve içeri girip anneme olanları anlattım. Tepkisi ise şu oldu. "Kedi... Bir kedi... Seni nalet yalancı cezalısın nah sana bisiklet nah sana çanta çık odana hemen!" Annem normalde küfür konusunda takıntılıdır. Ağzımdan çıkan en ufak bir 'mal'da ağır cezalandırır ama dediği üzerine çok kızdığını anladım ve odaya girdim. Yarım saat sonra twitter'da #naletolasıcacücüş adlı bir hastag başlatmıştım.

Bizim grubu aradım ve acil buluşmamız gerektiğini söyledim. Camdan çıkarak parka gittim ve geubu bekledim. Herkes geldiğinde Utku'ya olanları, Cücüş'ün psikopatlığını ve bana olanları anlattım. Gülseler mi ağlasalar mı bilemediler ama ağladılar. Ertesi gün Utku'yu görmeye gittik. Turp gibiydi, diyemem çünkü ölme tehlikesi bile vardı. Mahkemeye çıkmam ve ifade vermem gerekiyordu. Ne diyeceğimi biliyordum. "Her şeyi Cücüş yaptıı! Tutuklayın onu! O biir mafya babası ve psikopatın teki!" ama bunu dersem beni bodoslama Bakırköy'e yollarlardı ve Cücüş rahat rahat gezinirdi. Bu yüzden başka şeyler söylemem gerekiyordu. Hepimiz ağlamıştık. Bunları düşünürken bunları düşündüğümü fark ettim yani bunları düşünmüş oldum ve bunları düşündüm. Nalet Hayat! Çok zalimsin. Cücüş gibi. Ertesi gün hiç birimiz okula gitmemiştik. Tam altı epsınt. Bütün gün koca bir kartona Utku'ya geçmiş olsun kağıdı yapmıştık. En azından moralini biraz artırırdı. Renkli renkli çiçekler aldık ve ziyarete gittik. Sevinmişti. Ya da kabızdı. Ama bence sevindi. Sohbet ettik biraz. Sonra annesi "Aranızdan Cücüş'ü kedilik edinmek isteyen var mı?" dedi. "Kedilik ne?" dedim. "Evlat-lık varya işte. Bu da kedi'lik." Hepimiz heee dedik ve güldük. "Eee?" dedi annesi. "Ben alamam valla benim köpeğim var." dedi Ezgi. "Köpeğimin Cücüş'ü sevmeyeceğinden değil. Cücüş'ün köpeğimi dövmesinden korkuyorum." "Ben hayatta almam." dedim. Sonra Deniz atıldı. "Ben alabilirim. Hep bir kedimin olduğunu hayal etmiştim ve kediler ve bakımı hakkında bir çok şeyi biliyorum." "Tamam o zaman. Utku için Cücüş biraz tehlikeli artık. E haliyle ben de bakamam. Yarın gelirsin konuşuruz." Kafasını salladı. *Deniz kız.* Biraz oturduk. Sonra Utku'nun dinlenmesi açısından çıktık ve parka gittik. Oyun falan oynadıktan sonra tavşanım 'Fenty'inin bakımını yapmadığım geldi aklıma. Hepimiz bizim eve gittik. Odama çıktık. Herkes ayrı bir şey karıştırıyordu. Tipik arkadaşlarım. İlk önce 1 dakika 36 saniye mamayı aradım. Sonra aşağı kattan havuç alıp geri çıktım ve suyu hazırladım. Tarağı da aldım ve Fenty'nin alanına gittim. (Kafes değil. Serbestçe dolaşabildiği özgür bir alan.) Her şeyini yere bıraktım ve alanda göz gezdirdim ve bir şey fark ettim. Ver Di Heğl İz Fentyyyyy???!!!!

Nalet Olasıca HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin