Ağustos 2018
Aras sabah 09:30'da olan davası için erkenden adliyeye gelmişti. Güvenliğe sorduktan sonra mahkemenin görüleceği İstanbul Adliyesi 3. Asliye Ticaret Mahkemesi kapısının önüne geldi. Kapının önünde olan gözüne çarpan sandalyelere oturmaktan vazgeçti. Şu anda o kadar gergindi ki ayakta durmayı tercih ediyordu. Koridora doğru gözleri kaydığında, koluna astığı cüppesiyle ona doğru ilerleyen avukatı Tuğçe'yi buldu gözleri.
Üç gün önce Tuğçe kendisini arayarak, davanın sonucunu etkileyebilecek bazı delillere ulaştığını ve eğer istediği gibi giderse en geç iki duruşma sonra iyi bir sonuç alacağını söylemişti. Ne olduğunu sorduğunda resmen kendisini geçiştirse de Tuğçe'nin tecrübesine güvenmek zorunda kalmıştı.
"Günaydın Aras."
Genç adam başını eğerek;
"Günaydın." dedi.
Tuğçe ile konuşmaya başladıkları sırada yüksek bir ses duyarak kafasını tekrar koridora çevirdi. İlerde bulunan üç kişi yoğun küfür ve bağırışlar eşliğinde kavga ediyordu. Onları izlediği sırada tam kavganın olduğu yere doğru ilerleyecekken tanıdık bir ses duydu.
"Ne oluyor burada?"
Aras kavga eden grubun arkasına baktığında, bir zamanlar hayatını bile verebilecek kadar sevdiği ancak ona ihanet ederek ailesini mahveden kadını gördü.
Tuğçe, yanında olan adamın gözlerine baktığında birçok duygunun aynı anda geçtiğine şahit oldu.
Nefret, acı, hayranlık, hayal kırıklığı, aşk...
Gördüğünü düşündüğü duygular ilk gözüne çarpsa da en çok baskın olan şeyin, genç adamın gözlerinden buram buram süzülen özlem olduğunu fark etti.
Koridorda olan tartışmaya doğru döndüklerinde, kavga eden kişilerin şoka girmiş şekilde ayakta duran Damla'ya doğru baktığını gördüler. Muhtemelen bu güzeller güzeli kadının bu kadar otoriter bir sesle yanlarında dikiliyor olması kavgacı grubun algılarını kapatmıştı.
Genç kadın arkasından gelen güvenlik görevlilerine doğru döndü. Otoriter bir ses ve yüz ifadesiyle;
"Neredesiniz siz? Burada olan kavgalara müdahale etmeniz için illaki birilerinin yaralanması mı gerekli!" diye bağırdı.
Azar yiyen güvenlik görevlileri genç savcının gözlerine bakamıyordu.
"Derhal tutuklayın şunları!"
Güvenlik görevlileri hızla hareket ederken;
"Hemen Sayın Savcım." dediler.
Genç kadının cümlesi üzerine hızla kelepçeler takılan kavgacı grup homurtular eşliğinde koridordan uzaklaştırıldı. Önündeki kalabalığın çekilmesi ile karşısında dikilen adamı gören Damla, tüm vücudunun titrediğini hissetti. Sürekli ilk karşılaşmalarında kendisine güçlü olacağının sözünü verse de düşünmek ile yaşamak çok farklı bir durumdu.
Tuğçe karşısında bulunan kadının önce sarsıldığına sonra kendisini çabucak toparladığına şahit oldu. Tecrübeli avukat, Damla'nın yüzünde gördüğü duyguları acı, özlem, aşk ve üzüntü olarak tanımlayabilirdi. Ancak Aras' tan farklı olarak başka bir duygu ağır basıyordu genç kızın gözlerine.
Buram buram kırgınlık...
Damla kendisini toparlayarak, Tuğçe' ye bir baş selamı verdi.
Mahkemenin bugün olacağı tamamen aklından çıkmıştı. Merdivenlerden çıkarken duyduğu seslere kayıtsız kalamayarak hızla seslerin geldiği koridora yöneltmişti adımlarını. Bağırmalarından anladığı kadarıyla alacak - verecek yüzünden tartışan grubu, hemen güvenlikleri görevlendirerek tutuklanmalarını sağlamıştı. Güvenlikler kavgacı grubu götürüp koridordaki kalabalık dağılmaya başladığında, tam arkasına dönecekken görmüştü Aras'ı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜM-Aşk Mahkemesi(Kitap Oldu!)
Romance#polisiye 1. Sıra 30.06.2019 #savcı 1. Sıra 30.06.2019 #şehit 1. Sıra 30.06.2019 #tuzak 1. Sıra 07.08.2019 #icat 1. Sıra 07.08.2019 Bir savcı kendi aşkının kurban olduğu davayı çözebilir mi? Annesi yıllardır üzerinde çalıştığı icadı için babasıyla b...