twenty three

2.3K 261 56
                                    

"Nereye kadar burada böyle bekleyeceğiz?"

Jennie'nin sitem dolu sorusuna karşılık Yoongi bıkkınlıkla gözlerini devirdi.

"Ölmeye bu kadar meraklıysan hemen şimdi çıkabiliriz." Dedikten hemen sonra Jennie'nin bomboş bakışlarıyla karşılaştığında iç geçirdi.
"Üzgünüm, öyle demek istemedim."

Jennie, dudakları dümdüz bir çizgi halini alırken yerden destek alarak bedenini taşıyamayacak kadar ağır hissetmesine rağmen doğruldu.

"Çıkalım. Ben başımın çaresine bakarım."

Yoongi istemeden de olsa oturduğu yerden kalktığında kafasını umutsuzca iki yana salladı. Jennie'nin bir iki adım atmasıyla yüzünü buruşturduğunu görebiliyordu.

"Hareket edemiyorsun bile."

Jennie, kendisi adına durmadan tedirgindi, öncesindeki dinç ruh halini geri istiyordu fakat Playhit işleri zora sokmakta kararlıydı. Her defasında farklı bir olay, artık katlanılamaz hale gelmişti.

Yoongi kapıyı tek hamlede açtığına şaşırmadı.

İsteyerek girdikleri kapıları istedikleri zaman açabilirdi. Bu kullanıcıların her biri için geçerliydi.

Bir süre hiçbir şey söylemeden yürüdüklerinde Jennie gruba girmekle meşguldü. Her ani hareketinde canı yandığından kendini zorlamak gibi bir şansı yoktu.

Öylece yürürken yarı buçuk görüş açısına giren şeritlerle gözleri anında yere çevrildi.

Adımları durduğunda omzunun üstünden geriye doğru kısa bir bakış attı, herhangi bir hareketlilik göremedi.

Tavana baktığında beklediği üzere yanıp sönen şeritlerle birlikte o anın verdiği panikle, "Dikkat et!" Diye bağırması bir oldu.

Her şey bir anda gerçekleşti, Yoongi kafasını kaldırıp tavana göz atmaya fırsat bulamadan ilk aklına geleni yaptı. İleriye doğru ittiği Jennie dengesini son anda toparlayarak düşmesine engel olduğunda, tavandan düşen sert tahta parçaları Yoongi'nin başına siper ettiği koluna gelmişti.

Jennie birkaç adımda yanında durmadan önce yukarıya tedirgin bir ifadeyle baktı. Şeritler bir anda kaybolmuştu.

"İyi misin?"

Yoongi'nin tam önünde durduğunda stresten olsa gerek soğuk terlediğinin farkında değildi bile.

Yoongi yüzünü buruşturarak Jennie'nin buz gibi olan iki elinin arasına aldığı kolunu inceledi. Tahta parçası sert gelmiş olmalıydı, derin bir çizik açılmıştı.

"Yaralanmışsın."

"Sorun yok."

Jennie onun kolunu elinden kurtarmasına izin vermeden kıvrak bir hareketle bileğine doladığı saç bandını boşta kalan eline aldı.

"Ne yapıyorsun?"

Yoongi, şaşkınlıkla karışık merak dolu bir ifadeyle Jennie'nin her hareketini dikkatle izlerken kendi koluna sardığı saç bandına baktı.

Jennie ise sarma işlemini bitirdiğinde ısrarla ona bakmadan, "İdare edersin." Diyerek ilerlemeye devam etti.

Hiç olmadığı kadar keyifsiz olmasının sebebini hastalığının bir anda kendini göstermiş olmasına ve anlamadığı bir anda kendini dehşet derecede yorgun hissettirmesine verebilirdi.

Yoongi arkasından ilerlerken onun üzerinde yalnızca ince yarım kollu bir badi olduğunu gördü, omuzlarına astığı kapşonuna baktı.

Büyük adımlarla yetişerek yanında durduğu Jennie'ye kapşonunu uzattığı an Jennie'nin ölümcül bakışlarıyla karşılaşmayı beklemiyordu. Yine de bozuntuya vermeden ifadesini sabit tutmayı başardı.

playhitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin