1.8

259 22 0
                                    

Gözde'den

Onunla konuşmak bana iyi geliyordu.

Bunu kabul ediyordum sonra bir şey oluyordu bana kaçıyordum. Sonra yine konuşuyorduk ve yine hoşuma gidiyordu.

Dengesizdim.

Bugünkü endişesi beni ayrı bi hoşuma gitti. Hayır psikopat falan değilim sadece beni önemsemesi hoşuma gidiyor. Bu da gayet normal bence.

Eve çıktıktan sonra Orkunu zorla evine gönderdim. Ev arkadaşım yoktu yalnız yaşıyordum ve o kahveyi ona yapmıştım. İçimden gelmişti nedense. Ah benim bu içim... Birine bağlanmaktan nefret ediyor olsam da sanırım ona bağlanmıştım ve bu her an benim depresyona girecek olmama sebep olan bir histi.

Ayrıca bugünki doktor sanki ona benziyordu. Daha doğrusu kafamdaki ona benziyordu. Bir tuhaftı da. Ağzının içinde mıymıymıy konuşmuştu. Sesini benzettim gibi ama benzetmemiş de olabilirdim. Kafam karışıktı. Adını öğrenmek istesem de yapmamıştım. Zaten yapacak halim de yoktu.

Bir kaç saat uyuduktan sonra kalkıp yemek yedim. Sonra tam dizi izlemeye başlamışken telefonum çalmaya başladı.

Ö görüntülü arıyor...

Heyecan bedenimi sardı. Derin bir nefes alıp yerimde dikleştim ve aramayı yanıtladım. Ekran siyahtı yine. Benim de yüzüm kırmızı!

Yüzümün kızarıklığı belli olmasın diye hemen siyah beyaz efekt yaptım geçenki gibi. "Şunu neden yapıyorsun ki? Gözlerinin mavisini görmek istiyorum ben!"

"Sen beni görebildiğine şükret gözlerimin mavisi de eksik kalsın! Hem ben seni ne zaman göreceğim?"

"Kader bizi ne zaman karşılaştırırsa..."

Sesi... Sesi... İnanılmaz güzel bir ton... Her duyduğumda iç çekesim geliyor.

"Peki ben beni gördüğün halde konuşmadığını nereden bileyim?"

"Görsem konuşurdum Gözde. Çünkü senden daha sabırsızım."

Kısa bir sessizlik oldu. "İyi gördüm seni."

"İyiyim."

"Hep iyi ol."

"Olurum. Sen nasılsın?"

Acaba benimle konuşurken nasıl duruyordu? Elini çenesine koyup telefonu bir yere koymuş öyle mi izliyordu yoksa yüzüstü uzanmış üstten üstten telefona mı bakıyordu? "Sesini duydum çok çok daha iyi oldum."

Ben de.

"Hem bi şey sorucam sana?"

Kahkaha attı. "Sen hem demeden soru soramıyor musun?" Bu avele kahkaha atmak yasaklanmalıydı.

Gülümsememi bastırmaya çalıştım. "Bilmem. Soramıyorsam demek." dediğimde keyifli bir sesle "Gül Gül içinde kalmasın." dediğinde ciddi bir ifadeye büründüm. "Nasıl da değişti hemen suratın neyse sor bakalım meraklı civciv?"

Bozuntuya vermedim. "Sen nerede oturuyorsun?"

"Tanıştığımız marketin alt sokağında oturuyorum."

Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. "Bu kadar yakın olabileceğimizi tahmin edememiştim."

"Allah için bana o sokakta oturuyorum deme!" dediğinde sesinde hayret vardı. 'Yok artık' der gibi bir tonlama. Sesini çok güzel kullanıyordu. Duyguları yansıyordu. Anlaşılırdı.

"Hayır ama yine çok yakınız."

"Ve ona rağmen kaç gündür karşılaşmıyoruz."

Üzülmüştü. Sesinden anlamıştım. Yüzü de düşmüştür herhalde...

ÖFKELİ CİVCİV | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin