Aras'tan
Deponun kapısının önüne geldiğimde hızla kapıyı açtım. İçeriye girdiğimde sandalyeye bağlı olan birini görünce sırıtmadan edemedim.
"Hoş geldin kardeşim."
"Paketlemişsiniz bu lavuğu Berk."
"Fazla kolay bir işti. Bir de diklenmeye kalktı salak." sandalyeye bağlı kişinin aşağı eğilmiş başını çenesinden tutup kaldırdı. Baygın olduğu için aynı hızla yine başı aşağıya düştü.
"Ayaz gelmeyecek mi?"
"Biraz gecikecekmiş."
"Ayaz gelmeden başlamak olmaz deme." gerizekalı hâlâ uyuyor.
"Eteri çok mu koklattınız buna uyanamadı?"
"Saniyesinde bayıldı." dedi.
Olayı açıklığa kavuşturmak gerekirse birazdan bir güzel benzeteceğimiz lavuk yengemiz Beste'nin eski sevgilisi. Kızı aldatmasına rağmen hâlâ kızın peşinde. Ayaz bu olanları ilk öğrendiğinde deliye dönmüştü. Ama o zaman sevgili olmadıkları için hiç bir şey yapamamıştı. Ama şimdi bir kaç haftadır sevgililerdi. Şimdi de Ayaz geldiğinde bir güzel benzeteceğiz.
Deponun ağır ve metal kapısının sesini duyduğumuzda bakışlarımızı içeri havalı bir şekilde giren diyecektim az kalsın. Ayaz içeri girerken ayağı metal kapının yerdeki yüksek çerçevesine takıldığında ciddiliği bir kenara bırakıp gülmeye başladık.
Ayaz eminim ki içinden küfür etmişti.
"Bir havalı giriş yapalım dedik. Onu da yüzümüze gözümüze bulaştırdık." dedi.
Ardından sandalyeye bağlı şerefsizin hâlâ uyanmadığını görünce kenardaki masanın üstünde duran soğuk su dolu olan şişeyi alıp sandalyedekine yaklaştı. Şişenin kapağını açıp lavuğun üstüne bütün şişeyi boşalttı.
Lavuk oturduğu yerde, yerinden sıçradı. Gözlerindeki korku dolu ifadeyle, ona sırıtan Ayaz'a baktı.
Ayaz vakit kaybetmeden ilk yumruğunu yüzüne geçirdi. Şu an niye böyle bir şey yapıyor bilmiyorum ama lavuğa bağlanan ipleri çözüp ayağa kaldırdı.
"Hadi vursana ne oldu? Beste'yi elinden alırım diye mi korktun Ayaz?" alayla söylemişti. Ayaz sinirden deliye dönmüş bir şekilde yumruklarını peş peşe yüzüne sıralamaya başladı. Sinirini aldıktan sonra hızla depodan çıktı.
Ağzı yüzü kaymış olsada ve de yüzü kanlardan görünmüyor olsada kekeleyerek konuşmaya başladı.
"G-Göreceksin pes etmeyeceğim. B-Beste'yi elinden alacağım Ayaz." Ayaz'ın burada olsa yapacağı şeyi ben yaptım. Yumruğumu sertçe kandan görünmeyen yüzüne geçirdim.
"Piç!"
Yerde olduğu için karnına tekmemi de geçirip hızla depodan çıktım. Berk'te peşimden gelmeye başladı.
18 yaşına girdiğimiz için hepimiz ehliyet almıştık. Hemen arabaya bindik. Ama araba benim değil babamın. Ayaz'ın evinin önüne geldiğimizde arabadan indik ve kapıyı çalıp beklemeye başladık. Ayaz kapıyı açıp salona gitti. Bizde peşinden gittik.
"İyi misin?" diye sorup sırtını sıvazladım.
"O piçi dövdükten sonra daha iyiyim." dedi sırıtarak.
"Hadi yemek yiyelim." diye sitem etmeye başladı Berk. Göz devirerek konuştum.
"Tamam öküz. Söyle bir şeyler de yiyelim. Ama pamuk eller cebe kardeşim." dedim göz kırparak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞ'İN SOĞUK GÖLGESİ
Jugendliteratur"Ben aslında 6 yıldır seni tanıyorum Derin." dediğimde kaşları çatılmıştı.Onun bir şey demesine izin vermeden devam ettim. "5.sınıfta kilolu bir çocuk vardı hatırlıyor musun?O çocuğun arkadaşlarından biri,o çocuk seni seviyor demişti sana.Anlattıkta...