Halil Sezai-Dolunay
Ekin: Seni parkta bekliyorum gelmelisin
053********: Gelmeyeceğimi ikimiz de biliyoruz
Ekin: Gelmelisin
053********: Olmaz
Ekin: Öyle olsun
Telefondan kafamı kaldırıp etrafa baktığımda Aras'ın yanına gitmem için işaret yaptığını gördüm. Telefonu çantama atıp yanına giderken Ekin'e bir şey olup olmadığını merak ettim.
"İçeri geç seni alacaklar." dediğinde kafamla onaylayıp kapıdan içeri girdim. Çantamı kenara bırakırken tomografi cihazına baktım. Ürkütücüydü.
"10-15 dk sürecek." diyen görevli eliyle makineyi gösterdi. Uzandıktan sonra kafamın üstüne taktığı şeye baktım. Korkmam normal miydi?
Her şey hazır olunca kapıyı açıp bilgisayarlı odaya girdi. Göz ucuyla baktığımda Aras'ın da orada olduğunu gördüm.
Sesler gelmeye başlayınca gözlerimi kapattım. Hareket etmemem gerekiyordu.
Kötü bir şey çıkarsa ne yapacağımı düşündüm. Sanırım insanlar üzülmesin diye kendimden uzaklaştırırdım.
Ekin ona her şeyi anlatır mıydım? Anlatmazdım sanırım. Bilmiyorum.
Bildiğim tek şey deli gibi korktuğumdu.
Kapı sesini duyunca gözlerimi açıp etrafa baktım.
"Tamamdır geçmiş olsun." diyen görevli kafamın üstüne taktiği leyi söktü. Aras yanıma gelip ayakkabılarımı giymeme yardımcı olurken görevliye dönüp "Sonuçlar?" dedi.
"Doktorunuzun yanına gidin direk oraya gidiyor." diyen görevliyle odadan çıkmıştık.
"İçim daraldı be saçma saçma sesler." dedim ve gülerek Aras'a baktım. Çok gergindi. Gülümseyerek bana baktığımda işaret parmağımı ona doğru uzatıp "Hah şöyle işte." dedim.
Haline gülerke doktorun odasına gelmiştik. Kapıyı çalıp içeri girerken doktor eliyle sandalyeleri gösterdi.
"Sonuçlar şimdi geldi. İzninizle bir bakayım." dediğinde masasının önünde ki sandalyelere oturmuştuk.
Ellerimle oynarken doktorun diyeceği şeyi korkuyla bekliyordum.
"Buğlem hanım?" dediğinde bakışlarımı ellerimden alıp doktora çevirdim.
"Şüphelerimde haklıymışım." dedi ve ekranı bana doğru çevirip beyin tomografimde bir yeri gösterdi.
"Burayı görüyor musunuz? Tam orada büyük bir tümörünüz var." dediğinde bakışlarımı Aras'a çevirdim. Yıkılmış görünüyordu.
"Tedavi? Tedavisi var değil mi?" diyen Aras'la gözlerim dolarken doktorun cevabını bekledim.
"Var tabi ki ama riskli. Buğlem hanım kabul ederse yapılabilecek bir ameliyat." dediğinde çantamı elime aldım ve ayağa kalktım.
"İstemiyorum." dedikten sonra hızla odadan çıktım. Kendimi sıkıp tuttuğum göz yaşlarımı bırakırken hastaneden çıkmıştım.
Kolumdan tutup durdurulunca derin bir nefes aldım.
"Nasıl istemiyorum? Saçmalama Buğlem!"
"Aras riskiymiş işte ya yaşayacağım zamanları da o ameliyathane de yersem?" dediğimde bağırarak ağlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE | Texting
Short Story053********: Geçen gün saudade diye bir kelime gördüm. Anlamı tam olarak şuan ki durumumu anlatıyor 053********: Aşık olunan kimsenin yokluğuna duyulan derin özlem 053********: Ve.. 053********: En çok bu kısmı üzüyor beni 053********: Özenilen ki...