Artık atayım dedim ayrıca ileride hikaye çok değişecek okumayı bile bırakma ihtimaliniz olabilir...
-Benden ne yapmamı istiyorsun alec?
-Louis Garrel hakkında ne biliyorsun?
Alec
Sessiz kaldı ve düşünür gibi yaptı.
-Özür dilerim hatırlayamıyorum tabi yaşım otuzlara dayandı demek hafızada sıkıntılar oluyormuş cidden doktora daha sık gitmeliyim.
Dedi bakışlarını kaçırarak.
-Yalan söylüyorsun
Gözlerini tekrar kaçırdı.
-Peki başka bir soru,M senmisin?
-O da ne?
Ya cidden iyi numara yapmıştı yada o değildi.
-Hadi ama!
Dedim sinirle yaklaştı ve:
-Sakinleştirici vereyim mi?
Diye sordu işte bu cidden beni sinir küpü haline getirdi sinirlendim ve kapıyı çarpıp evinden çıktım.
Nasıl yalan söylerken bu kadar doğal olabilirdi? Demekki o değildi.
Sinirle eve dönerken yolda telefonum çalmaya başladı* take me to church* eşliğinde.
(Medyada var ve dinlemeyi çok severim dinlemek isteyen oradan açabilir)
Ekranda M Yazıyordu... işte bu yeni bir şey.Açtım:
-Alexander Gideon Lightwood
-Tahmin edeyim...Şu sadist sapığım.
Güldürmüştüm onu.
-Ah evet bana gelmeni istiyorum Alec
-Gelmeyeceğimi biliyorsun
-Neden?
-Mazoşist olduğumu mu düşünüyorsun?
-Hadi ama şimdi zevk almadığını söyleme lütfen.
-Ne zaman söyleyeyim?
-Neyi?
-Zevk almadığımı
-Bayat espiri sevdim...bana gelmeni istiyorum Alec gel ki can yakmayayım.
-Neden ben?,o kadar insan varken neden?
-Çünkü senin gibisini bulmak zor diğerleri canı yandığında beni bulmaya değil konuyu kapatmaya çalışırdı ama sen beni merak ediyorsun yanılıyormuyum?
-...
-Hımm bu sessizlik çok güzel ve rahatlatıcı şimdi ailene gelelim ölmüş olanlara... kalan ailenin de ölmesini istemezsin değil mi?
-Magnus bak bu sensen hiç komik değil.
-Hımm beni magnus sandın öyle mi?
-değilmisin?
-Kim olduğumu merak ediyorsan attığım adrese gel ve kimseye bundan bahsetme ve dua et ki gerçekten canın yanarken zevk alıyor ol çünkü bu yapacaklarımı gerçek bir mazoşistten başka kimse kaldıramaz.
-Zevkle ve heyecanla bekliyorum.
- ah beni kışkırtıyorsun...yarım saate victoria streetdeki 25 numarada ol Alec bekliyor olacağım yanan mumlarla.
-Ne romantik işte şimdi kalbimi kazandın.
Hattın diğer ucundan bir gülme sesi geldi ardından yüzüme kapattı.
Bu adam kimdi?
Sarah ile konuşmaya gittim önce yani o amaçla gitmiştim ama polisleri kapısının önünde bulmuştum.
Saklandım beni görmemeleri için.
Polisler dışarı çıkarken Sarah ın cansız bedenini evden çıkarttılar.
İki buçuk saat boyunca orada saklandım ardından polisler gittiğinde evin içine girdim.
Evet doğru duydunuz eve girdim.
Ev sessizdi...
-İZZY,JACE BEN GELDİM
Odama gidip üzerimi değiştirirken kalçalarıma yakın bir yerde duran içiçe geçmiş harfleri gördüm:MB
Salona geçtim..kimse yok.
Yukarı çıktım...yine kimse yok
Bahçeye bakındım..oradada kimse yokBuz dolabının üzerinde pembe bir postiş buldum.
Beni bulmaya çabalamak yerine aile üyelerini korumaya bak benden sana tavsiye yakışıklı 😉-M--SİKTİR
Öyle bir bağırdım ki boğazlarım yandı.
Lanet olsun eğer onlara zarar verirse ben ne yapacaktım?
Tanrım P*ç...
Onları kaç yıldır korumaya çalışırken şimdi...Bir manyağa kaptırmıştım.
Keşke hiç kaçmasaydım..bana acı çektiren adam kardeşlerime neler yapmazdı.
Kafamı toplamaya çalışırken postişin arkasında ev adresinin yazılı olduğunu görmüştüm.
Hızla kalktım ve arabaya bindim adrese doğru ilerlemeye başladım...
Adres bir okuldu.Çok komik..bunu düşünmesi espri sevdiğinin kanıtıydı.Ama burası bana tanıdık gelmişti nedense....elbette bu sırada bunu kurcalamadım.
Hahaha çok gülebilirdim...kardeşlerimi kaçırmasa.
Okula ilerledim terk edilmiş gibiydi ve korkunçtu çocukken de sevmediğim yerler olan okulları neden sevmediğimi tekrar anlamıştım.
Koridorda yürürken dolapları gördüm ve bir şey gözüme çarptı dolaptaki bir isim:Alexander Gideon Lightwood
Şaşkınlıkla dolaba ilerledim.
Yazıya dokundum..aklımda beliren anıyla gözlerimi kapadım:
-Gerizekâlı Lightwood annenle baban seni yaptığına pişmandır eminim..pis Gay...DUYDUNUZMU ÇOCUKLAR LİGHTWOOD BİR KIZ.
Ve sonra gülüşler...erkek çocuklarının o gün onu öldüresiye dövmesi.
Tekrar canlanan anılarla korkuyla dolaptan geri çekildi.
Lise yılları onun için zor geçmişti...çok zor.Özellikle lise iki çünkü okulundaki tüm kabadayılardan haftada en az üç kez dayak yiyor ve ağzı yüzü patlamış şekilde eve dönüyordu.
Ama Alec onlar ona her vurduğunda ağlamak yerine güldü ki dövdüklerinde canının yandığını anlamasınlar sonunda gerçekten bu durumdan zevk almaya başladı.Ve zaman geçtikçe artık dövülmeye değil dövmeye de başlamıştı.
Herkes ondan korkar olmuştu...bir kişi hariç Magnus Bane
Güzel yıllar...diye geçirdi alec içinden,cidden güzel yıllardı.
Sonra kendi sınıfının katına çıktı.Sınıf kapısından İçeriye başını uzattı.
Okula geldiği ilk günü hatırladı.
Farklı olduğu için İlk tartaklandığı günü...
Evet çocuklar bu Alec hadi ona merhaba diyin..
Liseliler göz devirerek ve ağızlarını yaya yaya:Meeerhabaaaa Alecccc diye bağırdı.Alec kendini tanıttı ardından boş olan tek yere geçti.
Magnus Bane in yanı..
Alec hatırladıklarıyla gözünü korkuyla açtı.
Okul çetesinin başı...onu tek dövdüren...
-o benim onu sadece ben dövebilirim..BENİ DUYDUNUZ MU?
Korkuyla gözlerini kapattığında hatırladıklarıyla gözünden bir damla yaş düştü.
Okulun son günü mevzun olacakları zaman...seni bulacağım demişti ona hiç beklemediğin bir anda hayatını karartacağım.
Ve yapmıştıda...tam unutup tarihin tozlu sayfalarına gömdüğü an geri gelmişti.
Ama ona böyle davrandıran şey neydi?
Neden yıllarca dokunmamış şimdi gelmişti?
O kadar acıdan sonra onu tamamen bitirecek olan hamlesini yapabilmek için mi?
Halbuki tanıştıklarında onu hatırlamıyor gibi yapmıştı,neden?
•
•
•BİTTİ SONRAKİ BÖLÜMÜN BİRAZI LİSE ZAMANINDA GEÇECEK...VOTE VE YORUM OKUYAN HERKES YORUM YAPSIN LÜTFEN~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist ve Mazoşist
FanficI was born sick, but I love it...❤️🌈 Hasta doğdum ama bunu seviyorum... Alec ve magnus çok farklı seviyordu..acı çektirerek... -seni sevmek acı da olsa güzel. -Seni acıyla sevmek çok daha güzel Polis ve iş adamı olan alec kardeşlerini koruyor İşler...