Lütfen

298 10 0
                                    

Alec tam düşerken onu sıkıca kavrayan elle düşmekten kurtulmuştu.
Elin sahibi onu yukarı çekti ve gözlerine baktı.
-sen buna nasıl kalkışırsın?
-...
-sen benimsin ölümüne de ben karar vereceğim...beni anladın mı Alexander?
Sessizce kafa sallayan Alec daha şoktan çıkamamıştı ki magnus onun elini tuttu ve sürüklemeye başladı.
-Beni neden bırakmadın,neden ölmeme izin vermiyorsun?
-ölmeni istemiyorum
-Ama neden,gözünde ne değerim var ki?
Magnus sertçe onu bir evin duvarına yasladı sırtı sertçe vurmuştu:
-Kendinin farkındasın değil mi?
-...
-Güzelliğinin, (derken saçlarını okşadı) saflığının(yüzüne dokundu)...
Alecin gözleri kapanmıştı bile çoktan.
Magnus ona yaklaştı ve derin bir nefes çekti içine...
-kokun hiç değişmemiş,hâlâ parfüm alerjin var mı?
-Alerji geçici bir şey değildir mags.
-Hım?
-Ne oldu?
-Mags dedin alec
-Hayır demedim.
Gülümsedi ve gözleri kayboldu.
-Eh sen bilirsin..
Adımı senden duymayı özlemişim Alexander...
Düşüncelerini bölen Alexander'ın gidiyor oluşuydu kolundan yakaladı ve kendine çekti.
-Nereye gidiyorsun?
-Magnus bırak beni.
-Hiç bir yere gidemezsin.
Kolunu daha da sıktığında mavi gözlü çocuğun gözleri dolmuştu magnus bunu fark ettiğinde kolunu bırakmış ve Alec kolunu diğer eliyle ovmaya başlamıştı.
-özür dilerim
-Her şey bir özürle geçmiyor işte...hadi özür dileyerek moraran yerin morarmamasını sağla yapabilirmisin?
-...
-O zaman dokunma verdiğin zararı engellemek yerine daha kötü yapacaksan...DOKUNMA MAGNUS
Dedi ve gitti...
Magnus ise sadece arkasından bakakaldı.
Alec
Sinirle eve döndüm izzy ve jace okuldaydı.
Kapı çalınca izzynin gelme saatine yaklaştığımızı gördüm ve o sanarak açtım.
Ama karşımda çok farklı biri vardı.
-RAPHAEL
-Alec
Sevinçle birbirimize sımsıkı sarıldık.
-Dostum seni özlemişim.
-Bende öyle ee ben yokken neler oldu hayatında?
-Ben hep buradaydım asıl sen neler yaşadın,işler nasıl?
-İsviçrede bir yıl kaldım evet ama benliğimi kaybetmedim sakin ol.
-İçeri geç hadi bende sana kahve hazırlayayım.
-Ne kahvesi artık ben kahve içmiyorum Alec.
-hım..peki çay?
-Hayır onu-
-da içmiyorsun kesin
Kafa salladığında zıkkım? Diye sormamak için kendimi zor tuttum.
-Sıcak çikolata yapayım mı?
Bunu hiç bir zaman reddetmezdi ve yine etmemişti.
Alec sıcak çikolata yapmaya mutfağa gitti gitmesiyle mutfakta notu görmesi bir oldu:
-o da kim eğer kıskandırmaya çalışıyorsan işe yaradı on dakikaya sizdeyim.M
-Bizde?
Seslice söylediğimde jetonum düştü bize gelecekti...Magnus ilk defa bize gelecekti ayrıca evde Raphael vardı.
Korkunç...her şey olabilirdi.
Raphael e anlatmaya çalıştığımda sevgilim olduğunu ve kıskandığımı sanmıştı.
Halbuki bilse korkardı...
Onu evden göndermeye çalışıyordum o ise beklemekte karalıydı en sonunda kaşınanı kaşırlar diye düşündüm ve onu zorlamayı bıraktım.
Kapının çalmasıyla gergince ayağa kalktım.
Yavaş adımlarla kapıya ilerledim belki onu durdurabilirdim.
En azından denemeliydim.
Kapı çaldığında Raphael ve ben aynı anda açmıştık ve karşımda Magnus ikimize bakıyordu.
Sessizliği Raphael bozdu:
-Merhaba ben Raphael Santiago
-Merhaba(?)
-Alec in arkadaşıyım sen kimsin?
-o-
-Sevgilisiyim...
Bu bende bir şok etkisi yaratırken duvara tutunma ihtiyacı hissettim.
-Tebrikler beyler
Raphael mutlulukla gözlerime baktı.
Magnus içeri geçti büyük siyah çantasıyla.
Bu sırada izzy merdivenlerden simon ile indi.
-İzzy
-Raphael
Sarıldılar...ardından İzzy'nin arkasında çekinerek duran simon kafasını yeni gördüğü yüze çevirmişti.
Raphael simon un gözlerine bakmış ve elini uzatmıştı:
-Merhaba adım Raphael Santiago
Ürkekçe elini uzattı simon:
-Simon lewis bende memnun oldum.
Raphael ona uzatılan eli öptü ve bıraktı.
Simon kıpkırmızı olurken İzzy gülüyordu.
Magnus kendini olaya dahil etmek istemiş olacak ki...
-İzzy öyle mi ben de magnus Alec in sevgilisiyim deyivermişti.
-İzzy bana şokla bakarken sadece omuz silktim.
-Demek senin için o gün öyle hazırlandı-
Dediğinde lafını kesen şey karnına  attığım dirseğim olmuştu.
Herkes içeri geçerken ben magnus u odama çektim.
-Kendini böyle tanıtma gerçek zannedecekler.
-Gerçek olsun istemezmiydin Alexander?
-pek değil
Dedim hızla bu onu biraz üzmüştü.
-Bence tam birbirimize göreyiz ama
-Yanlış düşünüyorsun.
-Neden?
Dedi bana yaklaştı ve uzun tırnaklarını etimde gezdirmeye başladı içim ürperiyordu.Ardından bana sarılırmış gibi yaklaştı ve kokumu seslice içine çekti.
O kadar yakındık ki nefesini boynumda hissediyor,kokusunu burnumda duyuyordum.
Derince içime çektim...
-hadi oyun oynayalım sıkıldım.
Dedi ve benden ayrıldı.
Elini elime doladı ve beni boş misafir odalarından birine çekti.
Yanına da geçerken çantasını aldı.
Kapıdan girer girmez ardından kapattı ve beni yatağa doğru itti.
Yatağa oturdum bana yöneldi.
Kucağıma oturdu ve bana güzel gülümsemesini sundu.
Yıllardır görmemiştim bu gülümseyişi...
Özlemle üst dudağını dudaklarımın arasında hapsettim.
Özlemle ve seslice bir öpüşme başlattım.
Tam bu sırada içeri giren simon
güzelim planlarımızı mahvetmişti.
-Alec abi-ops bir şeyi bölmedim değil mi?
Dedi ikimize bakarak:
-Hayır ne diyecektin?
-Raphael onun hakkında ne biliyorsun?
-Hım..izzy nin arkadaşıydı ailemiz gibidir üniversitede Avrupaya gitti.
Bu sene dönmüş ama tahminen yine gidecektir.Neden sordun?
-Hiç sadece...merak.
-Anlıyorum
Simon teşekkür etti ve odadan çıktı.
Magnus ise hemen ardından:
-Onun hakkında bu kadar şey bilmen doğal mı?
Kıskanmışmıydı?
-evet onu çok eskiden tanıdım aileden gibidir.
-Pek olmasa daha iyi olurdu sanki ama her neyse
-Ne senle sevgiliyim diye dış dünyaya kendimi mi kapatayım?
-Laflara bak sen
-ama  haksız  değilim
-Her doğru her yerde söylenmez.
-Bence söylenir ve söylenmeli.
-bana asla ileride yalan söylemeyecesin öyle mi?
-Söylememi mi tercih ederdin?
-Tabiki hayır ne demek istediğimi biliyorsun.
-Evet biliyorum merak etme.
Kapı çaldı tam kalkacağım an magnus bileğimden kavradı:
-Diğerleri açar.
Kafa salladım ve dudaklarımız yaklaştı....ve yine kapı sesi.
Oflayarak kalktım ve kapıya ilerledim.
On dakika sonra(Magnus)
Alec hâlâ gelmemişti ve ne olduğunu merak edip ayağa kalktım.
Üzerime siyah bir yelek  geçirdim ve ayaklandım.
Kapı kulbunu yavaşça indirdim ve odamızdan çıktım Alec kapıyı açmış önünde dikiliyordu bir kadın sesi duydum:
-Alec ben özür dilerim
-...
-Seni bırakmak istememiştim.
Alec kapıyı kadının yüzüne kapatmaya çalıştığında kadın engel oldu:
-BEN SENİN ANNENİM
-BENİM ANNEM 14 YAŞIMDAYKEN ÖLDÜ...CENAZESİNE GİTTİM....BEN SANA YILLAR ÖNCE VEDA ETTİM.
Kadın alec in omuzunu okşadı:
-Kardeşlerin onlar nerede?
-senin bizim gibi çocukların yok sen bizim için yıllar önce öldün.
Alecin  bacaklarının titrediğini görüyordum hızla yanına geldim ve koluna girdim.
-Sen kimsin?
Kadın anlamaya çalışır gibi kaşlarını çattı alec ise yorgun bakışlarla:
-Seni ilgilendirmez
Diyebilmişti ve bayıldı.
Onu kucağıma aldım ve salona üçlü koltuğa götürdüm.
Kadın da arkamdan gelmişti.
Alec i yatırdım ve kadına döndüm:
-Evet tanışamadık ben Magnus Bane Alec in sevgilisiyim.
Kadın şok içinde yüzüme baktı bir kaç dakika sonra gülümsedi ve elimi nazik gülümsemesiyle sıktı:
-maryse Lightwood alec in annesiyim.
Alec
Gözlerimi açtığımda başımda İzzy clary ve jace vardı.
Bana sorar şekilde bakıyorlardı.
Ayağa kalktım ve karşımda magnusu ve  bayan maryse lightwood u görmüştüm.
-Alec oğlum-
-Açıklama istemiyorum beni bırakmanın hiç bir nedeni olamaz buradan gitmeni istiyorum zaten yıllar önce bıraktın şimdi zor olmasa gerek.
-Alec
Clary e çevirdim kafamı:
-Sen annemi hatırlıyorsun ama onlar çok az hatırlıyor.
Onu tanıma fırsatım hiç olmadı.
-Onu gerçekten tanımayı istermiyiz bilmiyorum o sadece zarar getirir,kıyamet getirir...
-Denemek istiyorum onlar da annelerini tanımak isteyecektir lütfen...


•1077 kelime vote ve yorum Alec clary e dayanamayıp bir şans verir mi sizce annesine?
Vermeli mi?
Raphael geldi sizce Raphael kiminle olmalı?
Yorumlayın~

Sadist ve MazoşistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin