4.Bölüm

2K 217 63
                                    

Yorgun gözlerimi aralarken kirpiklerim birbirine yapışmıştı. Odama vuran güneş ışığına baktım. Akşam yaşadıklarım kabus olması dileğiyle kalkıp banyoya ilerledim.

Ben bir ruhu nasıl kurtarabilirdim ? Dünya ya eğer Venüs yaklaşırsa gelecekti yine bu nasıl olur mümkün değil. Yüzüme vura buz gibi suyla ferahladım başımı kaldırıp aynaya baktığımda arkamda yarı görünen silüetle sıçradım belirgin olmuştu. Bedenin görüyordum... beyaz gömlek beyaz pantalon vardı kehribar gözleri ışıl ışıl merhametle bakarken ben korkudan ölmek üzereydim Şizofrene bağlıyordum artık.

"Ne zaman bitecek bu eziyet!" Dedim titreyerek arkama geldi elleriyle kollarımı tuttu. Bir Ruh dokunuyordu bana...

"Sessiz ol kokunu duymama izin ver..." deyince fısıltıydı ürpertici kas katı kesildim

"N-nasıl kurtaracağım seni ne zaman rahat bırakacaksın beni" dedim hala o yüze bakarken

"Beni seversen acım diner yangın söner ve asla seni bırakmayacağım" dedi yüzünü boynuma gömerken, kurtulmaya çalışamıyordum çünkü dondurmuştu sanki beni. Bedenim benim değildi kontrol edemiyordum.

"Kokunda bana ait..." deyip yok olmuştu, derin bir nefesimi dışa vurdum sevmemi istedi seversem kurtulacaktı o acıdan ama beni bırakmayacaktı bir ömür boyu peşimdeydi.

Şizofren... olabilirdim bunu bir başkasına anlatırsam deli hastanesine yatırırdı emindim.

Kafeye girerken güçsüzce selam verdim okulda ki arkadaşlarıma yerime geçtiğim an Oğuz atladı koltuğa.

"Başkan naber Tin nasıl ya?" dedi gülerek

" Ya Oğuz dalga geçme"

"Dalga denizde olur bebem" dedi o an ona tekme atmak istedim. Siktir diyen bakışlarımı attıktan sonra önüme döndüm

"Mira nerede?" Dedim yayılarak

"Dersi varmış" dedi pizzayı yiyerek
"elektirik geçirmesen şuan senin saçını karıştırırdım çünkü neden ellerim yağlı silmem lazım"

" şurada peçete var görüyor musun Oğuzkuşum onu ellerimizi silmek için koyuyorlar" dedim dalga geçerek

" yes haklısın " ağzına son lokmasın atıp yayıldı " evde kaldın ha sen valla sana ben kalacağım fefo" dedi gülerek

Kahkaha atıp kafasına sarıldım " elektirik geçirmedi oha" dedi gülerek

Yoksa tamamen gitti mi ? Heyecanla daha sıkı sarıldım.

-------

Eve geldim fısıltı duymamıştım ilk defa gitmişti bitmişti bir anda boşlukta savrulup duvara yapıştım ışıklar açılırken karşımda tekrar o vardı Tahir... belirgin hale gelip gözlerime baktı

"Bir daha gülersen ona bir daha bir erkeğe dokunursan inan cezan daha büyük olur bana bunu yaptırma " diye fısıldadı

" canımı yakıyorsun şiddetle aşk olmaz!!" Der dermez geri çekildi

"Sarıl sadece bana sarıl ihtiyacım var" dedi çaresizce. Başımı onaylamazca salladım. "Deli olmama sebep oluyorsun. Belki de hiç yoksun. Ben sadece şizofren biri oldum"

Beni biraz daha duvara yasladı ve kokumu içine çekti. Gözlerim kendiliğinden kapanırken ben de içime bir nefes çektim. Ama kokusu yoktu. O yoktu. O hiç olmamıştı.

"Ölmüş biri neden beni sevsin ki? Neden bana bağlansın? Bu çok saçma" dememle tekrar gözden kayboldu.

Derin bir nefes aldım ve telefonumu elime aldım. Rehberde annemin numarasını bulduğumda gözlerimi yumdum ve onu aradım.

Birkaç çalışta telefon açıldı ve uğultulu bir ses geldi. Hemen ardından ses düzeldi ve annemin ninni gibi sesi kulaklarıma doldu.

"Kızım?" sesinde bile gülümseme vardı.
"A-anne" dedim. Ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

"Kızım ne oldu sana?" Sesi bir anda endişe dolmuştu. Gözümden çeneme bir damla yaş akarken dişlerimi sıktım. "Anne ben yanına gelmek istiyorum" dedim.

"Gel tabii kızım. İzin mi istiyorsun bir de. Elbette gel. Ne zaman gelirsin?"

"Bu gece yola çıkarım" dedim ve daha bir şey söylemesine izin vermeden telefonu kapattım.

Hızlı adımlarla odama girdim ve bavulun içine rastgele kıyafetler attım. Ellerim titriyor, kalbim deli gibi atıyordu.

Bir anda tekrar belirdi karşımda. Bunu umursamadım. Bavula elbise tıkmaya devam ettim.

"Benden kaçacağını mı sanıyorsun sen?" dedi alayla. Duymamazlıktan geldim. Pasaportumu kasadan çıkardım ve bir miktar parayı da el çantama koydum.

"Benden kaçamayacaksın Nefes. Ve bu evden de çıkmayacaksın." dedi bana doğru yaklaşarak. Bavulu alıp yere bıraktım ve kapı koluna uzandım.

Elimde alev gibi sıcak olan kapı kolunu hızla bıraktım ve dehşet içinde ona baktım. "Senden nefret ediyorum. Rahat bırak beni!" diye bağırdığım an ev zifiri bir karanlığa gömüldü.

Korkuyla sırtımı duvara yasladım. Önce dudaklarımda bir ısı oldu. Sonra da "sarıl bana" diye fısıldadı.

Can havliyle kollarımı ona sardım ve gözlerimi kapattım. "Bırakma"

------------------------------

Of ama bu çok güzel oldu.

Ama her şeye rağmen bok gibi yazıyorum. Kmsmsjsndjöx

Hadi oy verip yorum yapın ✨

SevdaluyukYengem & hazretiesma

BELKIS BEN ÜŞENGEÇİM AŞKM

TİN ~Ruh'lar Serisi-1~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin