"Kiraz, sevgilim Kadir ve abisi Necati abi." Sevgilisi ve Necati'ye dönmüş ve tekrar konuşmuştu Gizem. "Hayatım, Necati abi, bu da en yakın arkadaşım, kardeşim Kiraz."
"Gizem sen beni pavyona falan satmayı planlamıyorsun değil mi?"
Bütün düşünceleri...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Necati
“Doğruyu söyle aranızda bir şey mi var sizin?”
Gözlerini kısarak oturduğu koltukta kendisini ha bire dürten Gizem’le içine sabır dolu bir nefes çekmişti Kiraz. Yani ne vardı özür dilemek istemişse, hemen bir yakıştırma yapıyordu hanım efendi!
“Aramızda bir şey olmadığını söyledim Gizem, zorlama.”
“Valla bu yaptığına Kadir bile inanamıyor nasıl aranızda bir şey yok ya? O zaman net o senden hoşlanıyor!”
Duyduklarıyla kaşları şaşkınlıkla havalanmış ve anlamayarak Gizem’e bakmıştı Kiraz. Ne saçmalıyordu bu kız?
“Daha iki gündür tanıyoruz birbirimizi bence aklında fazla senaryo kuruyorsun Gizem. Hem adam bana sülük diyor bu nasıl hoşlanma?”
“Belki de inceden mesaj veriyordur? ‘Yapış bana, em kanımı, bırakma kadın!’ Diye. Olamaz mı?”
Necati’nin ses tonunu çıkarmaya çalışarak yaptığı taklitle Kiraz kendini tutamamış ve gülmüştü.
“Allah aşkına diyecekse bile böyle demesin! Girdiğin hale bak.”
“Ya ne var? İki dakika eğleniyoruz şurada!”
Omzuna vurarak gülen Gizem’le içine derin bir nefes çekmiş ve başını iki yana sallayıp camdan dışarıya bakmıştı.
Dün geceden beri Gizem başının etini yiyip duruyordu- yediği lahmacunları saymazsak- ve ne gariptir ki bir türlü doymuyordu.
“Eğlenecek başka konu bul lütfen. Hem sen sevgilinle konuşsana, iki gündür arabada telefonla konuşmaktan yüzüme bakmıyorsun.”
“Bugün dersi yok onun ya, uyuyordur şimdi hiç aramayayım.”
Camdaki bakışları yavaşça Gizem’e döndüğünde yapmayı planladığı şeyin suya düştüğünü hissetmişti. Kadir ve Necati aynı bölümdeyse Necati de bugün okula gelmeyecektir. İçine derin bir nefes çekmiş ve Gizem’in yanlış anlayacağını bilse de konuşmuştu.
“Necati de mi gelmeyecek?”
Başı yavaşça kendisine dönerken kaşı gözü ayrı oynamaya başlayan Gizem’le sinirle oflamış ve hızla konuşmuştu.
“Teşekkür edecektim Gizem bakma öyle!”
Onun sert çıkışıyla Gizem gözlerini devirmiş ve eline telefonunu alırken olumsuz anlamda başını sallamıştı.
“Gelmeyecek, yüksek ihtimal çalışır o da bugün.”
“Emin misin işe gideceğine?”
Başını ona bakmadan olumlu anlamda sallamıştı Gizem.
“Kesin işe gider, boş durmayı pek sevmez o.”
Başını yavaşça olumlu anlamda sallamış ve kollarını göğsünde bağlayıp içine derin bir nefes çekmişti. Anlaşılan teşekkürü yarına kalacaktı.
