Emma ile öpüşmemizin üstünden daha yirmi dakika geçmemişti ama o rahat rahat koltuğumuzda oturup annem ve babam ile sohbet ediyordu.Annemler geldiği an Emma beni banyoya itmiş kendime çeki düzen vermemi sağlamıştı. Kendisi de o sırada bana çıkardığı notları topluyormuş gibi davranıyordu. Odama annem girince çok güzel bir muhabbet kurmuşlardı. Şu an da salonda babamla tablolar hakkında konuşmasını dinliyordum. İşleri bu kadar çabuk toparlayıp üstüne kendini aileme sevdirmişti. Fark etmiştim ki Emma'ya gerçekten mest oluyordum.
Annem Emma'ya ne kadar öğle yemeğine kalması için baskı yapsa da Emma ödevlerinin olduğunu fakat bir gün kesinlikle kalıp onlarla daha fazla konuşmak istediğini söyledi. Ayrıca bir gün kendi ailesiyle tanışmalarının çok iyi olacağını söyleyince işler nasıl bu noktaya gelmişti anlamamıştım. Emma sonunda parlayan gözleriyle bana bakıp "Venüs galiba çantam odanda kaldı?" İlk önce ne dediğini anlamamıştım. Annemin dürtüklemesiyle elinden tutup odama doğru çekiştirdim. Sonunda Emma ile baş başaydık. Bana 'bir planım var bakışı' attı. Kısık sesle "Benimle parkın oraya kadar yürür müsün? Sanırım konuşmamız gereken şeyler var." Dudağımı ısırıp başımı sallayacaktım ki parmağı dudağımı dişlerimin arasından çekti. "Aşağıdayım tatlım. Lütfen üstünü değiştirip in." Dedikten sonra kapımı çekti ve ardından merdivenden inen ayak sesleri duyuldu.
Üstüme rahat bir kot şort geçirdim çünkü sonra eve dönmeden Leslie ile buluşmalıydım. Aman Tanrım ben gerçekten Emma'nın o güzel dudaklarını öpmüştüm. Biraz daha burada kalıp düşünürsem çıkmayacağıma karar verip hızlıca odadan çıktım.
Emma aşağıda annemle konuşurken çıkmak için beni bekliyordu. Yanlarına gidip annemin yanaklarına iki küçük öpücük kondurdum. "Anne ben Emma'ya parka kadar eşlik edeceğim. Sonra da sahilde Leslie ile buluşacağız." Annem kafasını sallayıp Emma'yı kollarına aldı. İkimizin de şaşkın bakışları anneme döndü. "Emma arayı fazla uzatma yakın zamanda ziyaretimize gel." Emma kıkırdayıp başını salladı. "Tabii ki bayan Moore. Yakında görüşmek üzere."
Vedadan sonra dışarı çıkmış ve evden uzaklaşmıştık. İkimiz de çok sessizdik. Yapacağım şey için biraz cesarete ihtiyacım vardı ama Emma ile aramızda bir soğukluk ya da bilinmezden ortaya çıkan mesafe olsun istemiyordum. Gözüme kestirdiğim dar ve diğerlerine oranla karanlık sokağı görünce derin bir nefes aldım. Emma'nın elini tutup ara sokağa çektim. Bizi insanların dikkatli bakmadığı sürece göremeyeceği kuytuya yaslanıp ellerimi Emma'nın boynuna bağladım.
Bu sefer sadece gözlerine bakıp onun karar vermesini bekledim. Burnunu boynuma sürtüp adımı inledi. Sertçe boynumu emmeye başladı. Ona daha çok alan tanımak için kafamı geriye yasladım. Bir bacağımı kaldırıp Emma'nın beline doladım. Emma anında popomdan tutup beni yukarı çekince tamamen Emma'nın kucağında usul usul inliyordum. Saçlarını çekiştirip bana bakmasıyla dudaklarına yapışan taraf ben oldum. Beni yavaş yavaş acelesi yokmuş gibi öpüyordu. Kendimi ona sürtüp bastırmaya başladım. Emma'nın öpüşü anında sertleşti. Dudaklarla ve dillerle adeta dans ediyorduk. Dudaklarımı dişleriyle çekiştirip kafasını göğüs dekoltemin olduğu yere sulu öpücüklerle getirdi. Son kez göğsümün üstünden öpüp kafasını göğsüme gömdü.
"Venüs durmamız lazım." Kafamı sallayıp saçlarıyla oynadığım beş dakikadan sonra beni yavaşça yere indirdi. Hınzır gözlerle öpüşmeden önce boynumda olan fuları salladı. "Venüs bence fularını bana hediye edebilirsin." Gözlerimi devirdim ama dudaklarımda bir tebessüm vardı. Emma ben itiraz etmeyince fularımı çantasına koydu.
Elimi tutup beni ara sokaktan çıkardı. "Seni sahile kadar bırakabilir miyim tatlım?" Hızlıca kafamı salladım. "Emma bizimle sahilde oturmak ister misin? Leslie falan olacak." Emma kafasını olumsuzca salladı. "Gelmek isterdim ama şu kara kalemi bitirmem lazım. Belki de yarın sadece ikimiz sahilde olabiliriz?" "Hmm. Bu cazip teklifi düşünüp gece sana mesaj atacağım." Emma tek kaşını kaldırdı ama bir şey söylemedi.
Sahile gelince beni kendine çekip yanağımdan öpüp kulağıma "Yarın görüşürüz tatlım." diye fısıldadı. Sonra da arkasını dönüp caddeye doğru ilerledi.
Telefonu çıkarıp Leslie'yi aradım. Leslie telefonu açınca kayalıkta Davon ve Black ile beraber oturduğunu söyleyince oraya adımladım. Küçük grubu görünce Leslie ve Davon'a el salladım. Black'in sırtı bana dönüktü. Ses çıkarmadan ilerleyip aniden sırtına atladım. Duyduğum küfür sesiyle Leslie'nin arkasına geçtim. Black Leslie'nin arkasındaki beni kucaklayıp denize doğru koşmaya başlayacakken Davon'dan sırtına bir tekme yedi. Kahkahalarla Black'in kucağından inmeyi başardım.
Black'ten duyulan ikinci küfürle Davon beni kurtarmakla büyük bir hata yaptığını anlamıştı. Sakince konuşmaya başladı. "Black sakin ol. Biz on yıllık arkadaşız. Sakın beni öldür-" Black'ten gelen kumla Davon sustu. İşi büyütmeyin yerine oturdular. Black'ten gelen kötücül bakışlarla ona masumca baktım. "Bir dahakine paçanı Davon'da kurtaramaz Venüs cadısı." Dil çıkarmamla bu sefer topluca kahkaha atmaya başladık.
Black ve Davon yaklaşık bir saat sonra bizden ayrıldılar. Leslie'nin artık olanları anlatmazsan şurada çatlayacağım bakışları altında kalınca her şeyi detayıyla ona anlattım. Buna iki kere öpüşmemiz de dahildi. Leslie bir ara heyecandan bayılacak gibi olması dışında her şey normal geçti.
"Venüs benim de sana bir şey anlatmam lazım." "Buluşmanla mı ilgili? Tanrım yoksa sana bir şey mi yaptı?" Leslie bana yan gözle bakınca sustum. "Hayır öyle olmadı. Kızı evinden aldım. Bu arada kızın adı Fox. Kafeye gittik. Bayağı da bir konuştuk. Kızdan da çok hoşlandım. Sonra ona bir daha buluşmamız mümkün mü diye sordum." Heyecanla kafamı salladım. Leslie her zaman sevgili konusunda çok seçici olmuştu. Eğer kızı bu kadar sevdiyse gerçekten de iyi biri olmalıydı. "Kız bana ne dedi tahmin et. Benim sevgilim var." "Aman Tanrım ne?" Şaşkın bakışlarla Leslie'ye hadi devam et dercesine baktım. "Ben de aynı tepkiyi verdim. Kızla ayrılma noktasındalarmış. Ona bir daha konuşmamamız gerektiğini ve bana mesaj atmamasını söyledim." "Leslie gerçekten çok üzüldüm. En azından bunu Fox'a karşı bir şey hissetmeden öğrendin."
Bu konuşmadan sonra pek ciddi konular konuşmamış ben Leslie'nin kafasını dağıtmaya çalışmıştım. Saate baktığımda gece yarısını biraz geçmiş olduğunu gördüm. Leslie'nin koluna girip "Hadi artık gidelim." dedim. Leslie'de başını sallayıp "Araban hemen caddenin köşesinde." dedi. Yavaşça arabaya gittik. Önce Leslie'yi kendi evine bıraktım. Sonra da kendi evime gittim. Pijamalarımı giyip uyumadan önce telefondan Emma'ya mesaj attım.
Kime: Emma
"Yarın saat 16.00'da parkta görüşürüz bebeğim."
Kime: Emma
"İyi geceler."
Kimden: Emma
"İyi geceler tatlım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor girlxgirl
ChickLitLezbiyen olduğumu; en yakın arkadaşımla gittiğim lezbiyen bardaki kızı görünce, ıslandığımı anladığımda fark etmiştim. •Kurgumda "Mavi En Sıcak Renktir" çizgi romanından esinlenmeler vardır.