Evlerimize döndüğümüz zaman saat geçti. Leslie'ye onunla kalmak konusunda çok ısrar etsem de kabul etmemişti. Kapıdan içeri girdiğim an gözüm saate takıldı. Akşam altı olmuştu. Babam telefonuma bu gece annemin ameliyatı olacağına dair mesaj attığı için rahattım. Çantamı yere atıp parkeye oturdum. Emma'ya bize gelmesi için mesaj atıp odama gittim. Hızlı bir duş aldım. Altıma iç çamaşırı ve rahat bir şort geçirdim. Üstüme ise sütyenimi giymeden hafif salaş bir tişört giydim. Saçlarımı kuruturken gelen kapı sesiyle Emma'yı karşılamak için aşağıya inip kapıyı açtım.
Gördüğüm şeyle ağzım açıldı. Hızlıca bir siktir çekip ellerimi saçlarına uzattım. Sırıtmaya başladı. "Sevdin mi bebeğim?" Gözlerimi kırpıştırdım. "Tanrım saçlarını siyaha boyamışsın." Belime sarılarak boynuma yavaş bir öpücük kondurdu. "Hmm. Burada seninle durmayı çok isterdim ama seni koltuğa yatırmam ve üstüne çıkmam daha cazip geliyor." Dudağımı ısırıp tişörtüyle onu içeri çekip anında kapıyı kapattım.
Bacaklarımı beline sarıp kollarımı boynuna doladım. Dudaklarıma dudaklarını değdirdiği anda sertçe öpüşmeye başladık. Yine bana pek çok duyguyu aynı anda hissettirmeyi beceriyordu. Sırtımı kapıya yasladıktan sonra elini tişörtümden içeri soktu. Ellerini göğüslerimle buluşturunca bana bir inleme bahşetti. Sıkmasıyla kafamı arkaya atıp ben de inledim. Dudaklarını boynuma yerleştirip emmeye başladı. Daha şimdiden oradaki kırmızı lekeleri düşünmeme sebep oldu. Tekrar sertçe inledim. Kafasını benden ayırıp tişörtümü yere attı. Sesimin düzgün çıkması için dua ederek "Odama gidelim." dedim. Kafasını salladı.
Merdivenlerden çıkarken ben de onun tişörtünü çıkardım. Beni düşürmemek için daha da sıkmaya başladı. Nihayet odama ulaşmamızla hızlıca beni yatağıma bıraktı. Şortumu ve iç çamaşırımı aynı anda indirdi. Vajinama yaklaşırken onu yatakta yanıma çekip ben üstüne çıktım. Hızlıca pantolonunu bacaklarından sıyırdım. Bu benim için gerçekten de bir ilk olacaktı. Heyecanla karışık bir zevkle iç çamaşırının üstünden onu okşayıp çok beklemeden dudaklarımı devreye soktum.
Çamaşırını yan tarafa çekince dudaklarım sonunda sulu klistorisiyle buluştu. Aynı anda emerken iki parmağımda içindeydi. Dayanamayıp beni alta geçirdi. Kendi vajinasını benimkine sürtmesiyle kafam geriye düştü. İnlemelerimle o da gitgide hızlanıyordu. Sonunda gözlerimde çakan şimşeklerle boşaldım. Benden saniyeler sonra da Emma boşalıp yanıma yığıldı. Beni üstüne çekip üşümeyelim diye ince battaniyeyi üstümüze örttü. Huzurlu bir nefes verip kollarımı ona doladım. O da başıma bir öpücük kondurdu. Gözlerimi kapamamla güzel rüyalara dalmam saniyeler sürdü.
Sabah huzurlu uykumdan annemin yüksek sesli bağırışlarıyla kalkmak zorunda kaldım. Kapıda olduğundan emin olduğum için yanımdaki sıcak bedene biraz daha yapışıp "Anne bir dakika sonra kalkacağım." diye mırıldandım. "Venüs! Hemen ayağa kalkıyorsun. İnanamıyorum yanındaki Emma mı? Tanrım bize ilişkiniz olduğunu ne zaman söyleyecektiniz?"
Yanımdaki bedenin kıpraşmasıyla pikeye daha da sarılıp yan tarafa döndüm. Yanımdan Emma'nın kısık sesi geldi. "Venüs sanırım bu sefer gerçek bir açıklama yapmamız lazım." Ve diğer taraftan annemin sesi duyuldu. "Venüs beş dakika içinde giyinip Emma ile aşağıda olmazsan seni yatılı okula gönderirim." Kapı sertçe kapandı. Bu sefer çığıran ses yan tarafıma aitti. "Venüs annen tarafından basıldık. Tanrım eğer uyurken ölmediysen seni annenin ellerine bırakmadan ben öldüreceğim!"
Siktir Emma ne demişti öyle?
Dakikalar içinde giyinmiş ve Emma ile koltuğa oturunca annem tarafından yüzümü yıkamadığım için azarlanmıştım. Hızlıca yüzümü yıkayıp koltukta gereğinden dik oturan Emma'nın yanında ben de aynı pozisyonu alarak oturdum. Annem ve babam karşı koltuktaydı. Emma ile nefesimizi tutmuş diyeceklerini bekliyorduk.
İlk önce lafa babam karıştı. "Ne zamandan beri çıkıyorsunuz ve bizim bundan neden haberimiz yok?" Emma bana ona güvenmem için bir bakış attı. Ben de elini sıkıp ona konuşması için izin verdim.
"Bay Moore, Venüs ile yaklaşık 1,5 ay önce tanıştık ama bir hafta önceye kadar aramızdaki ilişkiye nasıl bir ad koyacağımızdan emin değildik. Ama fark ettim ki Venüs benim için gerçekten önemli. Venüs mutlu olduğu zaman mutlu olduğumu anladım." Emma yutkundu ve babamın nasıl bir tepki verdiğine baktı. Babam dikkatle Emma'yı dinliyordu. "O yüzden eğer izin verirseniz Bay Moore ve tabii ki Bayan Moore kızınızla bir ilişkiye başlamak istiyorum. Ciddi bir ilişkiye..." Son cümlesini söylerken bana bakmıştı. Ben de ona kocaman sırıtmamla karşılık vermiştim.
Babam anneme başını sallayınca annem sözü devraldı. Ses tonu sakinleştiğini anlamama yetmişti.
"Emma, tatlım seni çok sevdik. Şaşırdığımız tek nokta kızımızın eşcinsel olduğunu bilmemek ve sabah maruz kaldığımız manzaraydı." Emma ile ikimiz nefesimizi tuttuk çünkü şu an ikimizin de belki geleceğini etkileyeceği karar anıydı. "Venüs seninle daha sonra ayrı konuşacağız. Sanırım babanla ortak bir karara vardık. İlişkinize çok sevindik. Sadece, lütfen bir şeyler yaparken sizi görmememizi sağlayın." Emma'nın utançla kafasını düşürdüğünü gördüm ama ben çoktan sevinçle annem ve babamın koltuğuna atlamıştım.Emma ile beraber evden çıktıktan sonra parka gittik. İkimizin de suratında kocaman gülümsemeler vardı.
Parktaki daha az insan bulunan bir yere gidip banka oturduk. Başımı Emma'nın omzuna yasladım. O da çenesine başıma yaslayıp büyük bir nefes verdi. Yavaşça konuşmaya başladım. "Emma, seninle şu internet sitesi hakkında konuşmak istiyorum." Tamam dermiş gibi kafasını oynattı. "Tanıdığın bir bilgisayar programcısı var mı?" Ellerini belime götürdü. Muzip bir sesle "Hmm, yani tanıdığım bir hacker var mı?" Yanaklarımı şişirip "Evet." dedim. "Tanıdığım biri var. Bize yardım da eder ama sen mutlu olur musun? Emin değilim." "Lütfen bana eski sevgilim deme Emma." Güldü. "Tanrım, hayır. Yani en azından benim değil ama Fox'un." Gözlerimi devirdim. "Emma bize neden yardım etsin ki?" Bana bakıp ellerimi tuttu. "Onu bana bırak tatlım. Sen sadece siteye ne koyması ve ne yazması gerektiğini bana mesaj at. Keşke pazartesi günü yüzlerini ben de görebilseydim." Dudaklarımı yanağına sürttüm. "Seni seviyorum Emma." "Seni seviyorum Venüs."Telefonum çalmaya başlayınca Emma'dan ayrılmak zorunda kaldım. Arayan kişinin annem olması biraz garipti. Daha bir saat önce onunla beraberdim. Telefonu açtım. Ses anneme ait değildi. Babamın titrek sesiydi. "Venüs hemen annenin çalıştığı hastaneye gel. Emma yanındaysa onunla gelin. Yalnız gelmeni istemiyorum." Sesim beklenildiği üzere endişeli ve korkmuştu. "Baba anneme bir şey mi oldu?" Yanımda Emma'nın ne olduğunu anlamaya çalıştığını fark ettim. "Hayır kızım. Konu Leslie..." Telefonumun yere düşme sesini duydum. Emma'nın beni sarstığını da fark ettim. Bundan sonra tek yaptığım şey deli gibi koşmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor girlxgirl
Literatura FemininaLezbiyen olduğumu; en yakın arkadaşımla gittiğim lezbiyen bardaki kızı görünce, ıslandığımı anladığımda fark etmiştim. •Kurgumda "Mavi En Sıcak Renktir" çizgi romanından esinlenmeler vardır.