Geç saatlere kadar birlikte güzel vakit geçirdik ona deftere çizdiğim resimlerimi gösterdim biraz değişiklerdi ama o çok beğenmişti ve 'birgün benide çizer misin?' Dediğinde hayır diyemedim tabi
Evin yolunu tutmuştum hava hafif karanlıktı ve ben yine tedirgindim. Poyraz beni evimin önüne kadar bırakmak istemişti ama mahallelilerin diline düşmek veya abimin bizi görme riskine girmek istemiyordum
Orta yaşlardaki amca, 5 dakikadır aynı yönden gidiyorduk. Hayır Deniz seni takip etmiyor tabiki. Bu tedirginliğim beni çok zorluyordu
Zar zorda olsa eve varabilmiştim her 5 dakikada bir arkama baka baka...
Ertesi gün
Camdan doğru gözüme vuran ışıkla yüzümü buruşturup gözlerimi aralamam bir olmuştu. Alarmsız uyandığımı farkettiğimde saate baktım 11:13
Gece alarmı kurduğumdan emindim uyanamamış mıydım yoksa? Annem ve ben tarafından evde 3. Dünya savaşı başlayacak gibi gözüküyordu
Salona indiğimde annemin elinde çay bardağıyla televizyon izlediğini gördüm
"Alarmı duymamışım bilerek olmadı lütfen şimdiden başlama"
"Ben kapattım alarmı" bi an şaşkınlıkla gözlerimi televizyondan hızla anneme çevirdim
"Sen ve benim okula gitmemem için alarmı kapatmak. Duyda inanma" bunu söylerken eş zamanlı olarak mutfaktan kendime çay dolduruyordum.
"Hastaneden çıkmadan önce doktor bir hafta sonra tekrar gelmemizi söyledi. Kahvaltını yaptıktan sonra hastaneye gideceğiz. Ayrıca neden çay koydun kendine ıhlamur yaptıydım sana iyileşemedin hala sesinden belli gel bakayım var mı ateşin" ateşimi ölçmek istercesine elini uzattı
"Anne bazen konuşurken nefes alman gerekiyor" kısa bir bakış atıp tekrar televizyona döndü. Dün için bana tripliydi farkındaydım, biraz gönül almaktan zarar gelmezdi
Hızla yanına zıplayıp yanağına sulu bir öpücük kondurdum
"Dur kız banada bulaştırıcaksın hastalığını"
"Trip atmayı bırakırsan elimden kurtulursun valide sultan"
"Tamam tamam affedildin hadi beni boğmayı bırakta kahvaltını et" dedi kollarımdan kurtulmaya çalışırken, sırıtarak mutfağa ilerlerken arkamdan "cimcime" diye söylendi söyleyiş tarzından gülerek dediğini anlamıştım
...
Klasik bir hastane randevusunun sonuna gelmiş acil kapısından büyük bir sevinçle çıkıyordum, ama annem için pek öyle söylenemezdi
"Hey, gülümsesene biraz, birşeyim yok işte sadece ilaçlarımı düzgün kullanmam gerektiğini söyledi" annem yere bakan gözlerini bana çevirdi
"H-haklısın ama anne yüreği işte, bak doktorunda dediği gibi ilaçlarını düzenli almazsan vallahi bozuşuruz ona göre" bıkkın bir şekilde kafamı sallamakla yetindim
...
Saat 23:07
Çalışma masama geçmiş bikaç ödevimi bilgisayardan halletmeye çalışıyordum ama düşüncelerim buna izin vermiyordu şu sıralar kafam fazla doluydu, gereğinden fazla.
Odaklanamayacağımı anladığımda ödev yapmaya kısa bir ara verdim.Bu süreçte instagram da dolaşıp birkaç post beğeniyordum birden aklıma Poyraz ın instagramı olup olmadığına bakmak gelmişti. Arama yerine 'poyraz seyhan' yazdım en başta çıkan kişi ona benzemiyordu onun altındakide boş bir hesaptı fotoğraf vesayre yoktu ve sadece 54 takipçisi vardı. Sanırım instagram kullanmıyordu.
Uzun uğraşlar sonucu ödevlerimi tamamladığımda kafamı masaya koydum tekrardan düşüncelere dalcağımı farkettiğim sırada bir şarkı açmayı düşündüm sessiz ortamda kalmak bana yaramıyordu. Tam müziği açmak için telefona yöneldiğimde camdan tıkırtı gelmişti bikaç defa tekrarlandığında cama doğru yaklaşıp hızla camı açtım, kafama bir taş darbesi aldığımda sinirle bir küfür savurdum
"Hiii, kızım niye cama çıkıyorsun pat diye"
"Aptal sen niye camıma taş atıp duruyorsun!" Sırıttı
"Cama çık diye"
"nerden denk geldim bu deliye" diye kendine kendime söylenirken
"Hadi aşağıya gel dolaşalım biraz parka inelim olmadı, bugün okulda göremedim seni hasret gideririm biraz"
"Olmaz geç oldu saat, hem hava buz gibi"
"Dedi asla gece dışarı çıkıp graffiti yapmıyormuş gibi"
"Aynı şey değil"
"Gayette aynı şey"
"Hiçte bile" cevap vermeden yangın merdiveninden çıkmaya başladı balkona ulaştığında hızla odama girdi
"Napıyosun!"
"Sen gelmiyorsan ben geliyim dedim" odamın kapısını kilitleyip yatağa oturdum oda çalışma masamın sandalyesine ters oturup dirseklerini yaslanma yerine koydu
"Resmimi çizdin mi?"
"Çizmem için resmin olması gerekiyor"
"Karşındayım ya işte güzelim"
"Böyle çizemem hem saatlerimi alıyor çizmek saatlerce öyle duramazsın"
"Kim demiş duramam diye hadi al kağıt kalem eline" tepki vermeden suratına bakarken "hadiii" diye ısrar etti en sonunda ayağa kalkıp tam çantama uzanacakken ilaçlarımı içmeyi unuttuğum aklıma geldi
"Çok aptalım ben ya"
"Bu senin suçun değil babanın spermlerinin suçu" kısa bir bakış attım
"Kafan güzel"
"Arkadaşlar genelde benim kafamdan ister, ben ise onların paralarını"
Gülerek kiliti açıp çıktığım esnada abimle burun buruna geldim, gözlerimi pörtletip hızla kapıyı arkamdan kapattım
"Ne gülüyon lan deli"
"Aklıma bişey geldi ona şey ettim"
"Deli işte, çekilde içerden montumu alayım"
"Birincisi odama giremezsin çok dağınık her şeyim ortalıkta ikincisi montunun odamda ne işi var üçüncüsü bu saatte nereye?"
"Çok soru soruyosun cimcime çekil hadi" bi anda bağırarak
"Montunu almak için odama girmene gerek yok ben veririm" dedim belki anlarda biyere saklanır ümidiyle. Tabiki abim beni dinlemeyip odaya girdiğinde kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu gözlerimi kapatıp yaşanan kaosu bekledim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKIL OYUNLARI
Short StoryOysaki, kendimi iyileştirebilecek tek ben varmışım şu hayatta, kendi zihnim, kendi kurgum ve kendi oyunlarım.