Bir moda organizasyonu kapsamında, konserlerde verildi. Gece sonunda işin ilginç tarafı Robert Pattinson , Emma Watson gibi ünlü isimlerle aynı kare içinde yer aldım ve moda tasarımcılarından biri olan Daniel beni onlarla tanıştırdı. İşin ilginç. tarafı beni çok büyük bir Hollywood yapımcısı ve yönetmenleriyle tanıştırdı. Bunlar gerçek olamazdı sanırım. Justin Timberlake , Katy Perry ve Shakira gibi ünlü isimlerin sahne aldığı bir organisazyonda hem ünlülerle tanışmak, hem büyük yapımcılarla tanışmak hem de böylesine akıl almaz bir Amerika günleri yaşamak rüya dışında olası pek mümkün olmayan şeylerdi benim için. Eve geçtik. Ertesi sabah birkaç çekim işlerim vardı. Stüdyoya uğramadan önce Duygu ile beraber kahvaltı ettik. O da ne!! Beni Robert Pattinson ile aynı kareye almışlar Bu şakaydı sanırım. Kafayı yemek üzereyim. Ama hoşuma gitmediğini söylersem yalan olur. Bir haftalık iş için gittiğim büyüleyici Paris turu ve aralarında dünyaca ünlü modellerin de bulunduğu bu muhteşem moda ekibinin bir parçası olmak büyüleyiciydi. O da ne bir hafta sonra Paris'te son günümüz. Türkiye'den apar topar gelen bir teklif ile ekipten izin alarak İstanbul'a gittim. Mavi'nin reklamı için poz verdim. Büyük bir isimler beraber. Basın ile yaptığım röportajdan sonra Bebek'te bir otelde iki gün konakladım. İstanbul moda haftasına ön koltuktan izleyici olarak katıldım. Tabiki bütün gözler üzerimdeydi. Daha sonra yolda yürürken annemin yakın arkadaşı Şükran Teyze'yi Nişantaşı'nda kafe çıkışı yolda gördüm. O da annem gibi bir anda beni çekiştirip eve götürmeye kalktı. Annemi aradı. Bense işim bitmişti. Oyalandmayıp doğru taksiye atlayıp otele yöneldim. Bavulumu toplayıp resepsiyon işlemlerimi tamamladım. O salak kadın yüzünden ayırttığım bir diğer günün parasını da fazladan verniştim. Ama para konusu şu an düşüneceğim en son şey olmalıydı. Hemen Anadolu Yakası'na geçerek en yakın yarım saat sonra olan uçak biletini satın aldım.Frankurt aktarmalı olan uçak biletinin işlemlerini , telefondan hallettikten sonra doğruca valizimle dış hatlara doğru koşturdum. Bütün Sabiha Gökçen Havaalanı bana bakıyordu. Bir an gündemde yer alan Tükiye'yi Amerika'da temsil eden bir manken olduğumu unutuyordum az kalsın. Uçağa bindim. Saatler sonra gökyüzünde özgürce salınan uçak gibi bende yorgunlağa kendimi teslim ederek uçak gibi koltuğun kenarında uykuya süzüldüm.