Multimedia Almina.
Bir anda merdivenlere koşup ona baktığımda yerde baygın bir şekilde yatıyordu. Hemen yanına koşup yere çöktüm. Kucağıma aldığım gibi okuldan çıktım. Otoparka gelip Fulya'yı arabanın arka koltuğuna yerleştirdim. Arabayı çalıştırdığım gibi son süratle en yakın hastaneye sürmeye başladım. Fulya'nın telefonu çalmaya başladığında arabayı yavaşlatıp arka koltuktan çantasını aldım. Telefonu çıkardığımda Ecem'in aradığını gördüm ve telefonu açtım.
"Alo?"
"Kerem? Fulya nerde?"
"Evet, benim. Fulya merdivenlerden düştü. Ben de hastaneye götürüyorum."
"Nee! Nasıl şimdi? İyi mi? Nerdesiniz ? Hangi hastaneye götürüyosun?"
"Tamam bir sakin ol. Baygın şu anda. ................. Hastanesine götürüyorum. Oraya gel sende."
"Ta-tamam geliyorum ben şimdi." dediği gibi telefonu kapattı.Ben de arabayı daha da hızlandırdım. Hastaneye geldiğimde Fulya'yı kucağıma alıp acile giriş yaptım. Yardım isteyip sedyeye koydular.
"Ne oldu?"
"Merdivenlerden düştü ve bayıldı." dedim.
"Tamam.Hadi arkadaşlar müdahale odasına alalım." dediği gibi Fulya'yı bir odaya soktular. 10 dakika sonra Ecem hastaneye geldi.
"Nerde şimdi?" diye sordu hemen.
"İçeride, odaya aldılar." dedim. Endişeli olduğu yüzünden belli oluyordu.
"Nasıl oldu?"
"Müzik odasındaydı. Sonra merdivenleri göremeyince düşüp bayıldı." dedim. Sandalyelere oyurup beklemeye başladık. Onbeş- yirmi dakika sonra doktor odadan çıktı. Bizde hemen doktorun yanına gittik.
"Durumu nasıl? İyimi mi?" diye sordu Ecem.
"Şimdi durumu iyi. Ayak bileği burkulmuş." dedi.
"Ohh. Peki sabahtan beri başı dönüyor ve midesi bulanıyor. O neden? " diye sordu Ecem.
"Hasta çok zayıf olduğundan başı dönüyor ve ara ara midesi bulanıyor. Sağlıklı bir şekilde kilo alması gerekiyor. Eğer daha da kilo verirse anoreksiya nervoza hasatalığına kapılacak." dedi.
"Ama isteyerek kilo vermiyor ki?"
"Olabilir. Ama insanlar üzüntüden yada telaş içinde iseler kilo verebilirler." dedi doktor.
"Evet. Yakın bir süre sonra sınava gireceğimizden çok telaş içinde."
"Böyle durumlarda psikologa gidip ilaç alınmalıdır." dedi.
"Tamam. Şimdi yanına girebilir miyim?" diye sordu Ecem.
"Şuan uyuyor. Birazdan normal odaya alacaklar. O zaman görebilirsiniz." dedi.
"Teşekkür ederiz." dedim.
"Geçmiş olsun." dedi ve yanımızdan ayrıldı. Bir süre sonra Fulya'yı sedyeyle dışarı çıkardılar. Yanına gittiğimizde uyuyordu. Nereye götürdüklerinin sorduğumuzda üst kattaki 19 numaralı odaya çıkardıklardını söylediler. Onlar asansöre binerken bizde Ecem'le merdivenlerle üst kata çıktık.
Odaya geldiğimizde Fulya'yı yatağa koyuyorlardı. Sonra onlar çıkınca bizde odada kaldık.
"Ben dışardayım." dedim ve odadan çıktım. Alt kata inip doktoru ve odasının nerde olduğunu sordum.
Doktorun odasına geldiğimde kapıyı çalıp içeri girdim.
"Merhaba."
"Merhaba. Buyrun" dedi ve karşısındaki koltuğu gösterdi. Ben de karşısındaki koltuğa oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN KADERİ ( THE FATE OF THE LOVE )
Teen FictionHayatları birbirinden farklı iki gencin imkansiz aşkı...