Multimedia: Görkem
Sabah alarm çalmadan kalkmıştım. Hemen hazırlandım, kahvaltı yapmamaya karar verip evden çıktım. Okula 10 dakikada gelebilmiştim. Tam okulun bahçesine girerken onları fark ettim, okulun popüler çetesi. Onlar da beni fark etmiş olacaklar ki gözlerini bana dikmişlerdi. Okula doğru yürümeye devam ettim. Yankı bana doğru geliyordu. Birkaç saniye sonra yan yanaydık.
+Hediyen için teşekkürler. Ahh, yine bebek gibi gülüyordu.
-Önemli değil. Ee bugün nasılsın bakalım? Yavaş yavaş yürüyor ve sohbet ediyorduk. Hiç olmadığım kadar şanslı hissediyordum kendimi şuan:)-YANKI'dan:
Kayla'yı görmek bile çok hoşuma gidiyor. Açıkçası dışarıdan garip görünüyor ama insan onu tanıyınca o kadar güzel, o kadar kırgın bir kız görüyor ki, işte beni etkileyen de buydu. Hiç kimseye böyle hissetmemiştim. Derste onu izlemek o kadar güzel ki. O tedirgin, utangaç tavırları... Yankı Güngör, naptı bu kız sana böyle?-KAYLA'dan:
Ders bitmiş Eve gelmiştim, Meloş yoktu. Ben de odama çıktım. Neden bilmiyorum kötü hissediyordum. Gözüm önüne geçmeye cesaret edemediğim boy aynama takıldı. Önüne geçecek ve kendimle tanışacaktım. Aynanın önündeydim ve kendim olmaya bile layık görmediğim bir kız gördüm. Aynaya bakacak güzelliğim yoktu, o zaman aynaya da gerek yoktu. Elime ilk gelen eşyayı tüm gücümle aynaya fırlattım.Paramparça olmuştu. Yere oturdum ve gözyaşlarımın serbest kalmasına izin verdim. Ağladım ağladım ağladım. Sanırım 1-1.5 saat olmuştu. Meloş odama girdi ve gördüğü manzaradan endişelendi. Yanıma geldi, ona sımsıkı sarıldım. Anne sıcaklığını yalnız onda hissediyordum.Meloş konuşmuyordu. O da ne diyeceğini bilmiyordu sanırım. Sadece normal bir kız gibi olmak istiyordum, ne yapmalıyım diye düşünürken babamı aramaya karar verdim. İlk defa babamdan bir şey isteyecektim. Telefon çaldığı anda açmıştı sanırım aramamı bekliyordu.
-Alo, kızım ne oldu iyi misin?
+Değilim ama artık iyi olmak istiyorum baba.
-Ne istersen yapmaya hazırım bitanem.
+Bana normal bir kız gibi giyinmeyi öğretecek birine ihtiyacım var, baba. Babam hemen yarın birinin geleceğini söylemişti, işte şimdi olmuştu.Telefonumun sesiyle uyanmıştım. Mesaj gelmişti, hem de Yankı'dan:
-Günaydın, prenses. Bana bir hafta sonraki partide eşlik eder misin? Ben mi?!
+Memnuniyetle...
Bir haftaya kadar hazırlanmalıydım. Bugün cumartesiydi ve her zamanki gibi evdeydim. Yardımcım bugün gelecekti. Hatta sanırım gelmişti bile kapının sesini duymuştum , aşağı indim. Meloş kapıyı açmıştı. Ve geleni gördüğüm anda olduğum yerde kalmıştım. Ben kadın beklerken erkek gelmişti ve gelen Yankı Güngör'ün taa kendisiydi. Rüya mıydı bu? Yankı Meloş'un elini kibar bir şekilde öptü ve kendini tanıttı. Yani yardımcım Yankı mı olacaktı?
+Yankı sen..?
-Evet, ben senin yeni yardımcın.. :)
+Pe-peki o zaman (yine konuşamıyordum.) İlk olarak ne yapıyoruz?
-Hmm, ilk olarakkk.. Kuaföre gidiyoruz. Bugün biraz yoğun olacak.
Peki, hemen üstümü giyinip geliyorum. Ahh, hayır olamaz ben üstümü giyinmemiştim. Şuan üzerimde olmamasını umduğum Sünger Boblu pijamam vardı. En iyisi daha fazla utançtan yere girmeden odama çıkmam gerekiyordu. En rahat kıyaflerimi giymiştim ve evden çıkmıştık.
İlk olarak kuaföre gelmiştik. Yankı kuaföre yapması gerekeni anlatacak ve onlar yapacaktı. Sonunda bitmişti. Aynaya baktığımda gördüğüm ise beni çok şaşırtmıştı, bu ben miydim?Kuaförden çıkmıştık. Arabaya doğru yürürken onu Görkem Sancaktar'ı görmüştüm. O da beni görmüştü, pek memnun olmamıştı sanırım gördüğüne. Bir kaç saniye göz göze gelmiştik, gözlerini çeviren ben olmuştum ve sonra Yankı'nın arabasına binmiştim. Hala bana bakıyordu...
-GÖRKEM'den:
Karşımdaki bu kız neden bana tanıdık geliyor diye düşünüyordum. Hatırladım bu yeni kızdı, tanımak biraz zordu değişmişti sanki. Gözleri ne kadar güzeldi yeni fark etmiştim. Yine Yankı'ylaydılar, bu çocuğu sevmiyordum ama ona neden daha fazla sinir olmaya başlamıştım?..-Tekrar KAYLA'dan:
Nihayet evdeydim o kadar yorulmuştum ki ama çok eğlenmiştim. Alışverişten önce pizza yemiştik, bir pizzayı beraber paylaşmıştık. Aslında bir tane daha yiyebilirdik ama çok işimiz vardı. Mağazadan mağazaya girmiştik. Yankı birçok kıyafet seçip getiriyor ben ise hepsini tek tek deniyor ve Yankı'nın onayına sunuyordum. Parti elbisemi de seçmiştim. Aksesuarlarım, kıyafetlerim, ayakkabılarım... Dolabımı boşaltıp yeni eşyalarımı yerleştirmeliydim, uzun zaman alacakmış gibi duruyordu. Meloş da olmadığı için kızları çağırmaya karar verdim. 1 saat sonra gelmişlerdi. Tabi beni görünce anlık bir şok geçirmişlerdi haklıydılar da..
Dolabımı yerleştirmiştik ve kız kıza film gecesi yapmaya karar verdik. Mısır, cips, kola ne kadar zararlı şey varsa toplamış ve televizyonun başına geçmiştik. Romantik komedi izlemeye karar vermiştik. Film izlerken kapı çalmıştı. Bu saatte kim olabilir diye düşünürken Yankı olmasını dilemiştim ve gerçek olmuştu, Yankı'ydı.
-Ben yalnız kalma diye gelmiştim ama kızlar varmış, rahatsız etmeyeyim en iyisi.
+Hayır, hayır gelsene. Biz de film izliyorduk. Beni kırmamıştı. Bizimle oturup film izlemişti. Film bittikten sonra kızlar gitmeye karar vermişti, biz de Yankı'yla bahçeye çıkmıştık. Bana her zamanki gibi gülümsüyordu adeta bir bebek duruyordu karşımda.
+Yankı, sana minnettarım. Benim için o kadar çok şey yaptın ki artık kendimi mahçup hissediyorum sana karşı. Çok çok teşekkür ederim. Bugün ise yeni bir ben çıkardın ortaya.
-Ben hiçbir şey yapmadım ki Kayla. Gizlediğin o güzelliğinin ortaya çıkmasını sağladım sadece. İnan bana sen benim gözümde hep aynıydın en başından beri. Çok güzel, narin ve iyi kalpli bir kız... Gözlerimin taa derinliklerine bakıyordu. Ben de gözlerimi ondan alamıyordum. O anda Yankı'nın telefonunun çalmasıyla anın büyüsü bozulmuştu. Telefonunu kapattıktan sonra Yankı gitmesi gerektiğini söyleyip çıkmıştı. Yankı gideli bir saat olmuştu ve o an aklıma babam gelmişti. Babam gideli daha 2 hafta olmamıştı ama onu çok özlemiştim. Hiç aramamıştım, aramalıydım.
+Alo, baba.
-Kayla bitanem.
+Nasılsın baba, her şey yolunda mı?
-Gayet iyi kızım. Peki sen nasılsın?
+Artık iyi olmaya başlıyorum sanırım.
-Senin adına çok sevindim, hayatım. Umarım hediyemi beğenmişsindir.
+Ne hediyesi baba? Bana hediye mi aldın?
-Dışarıda seni bekliyor olması gerek. Heyecanla bahçeye koşmuştum. Çıktığımda karşımda gördüğüme inanamadım. Babam bana motor almıştı.
+Baba, ben çok teşekkür ederim çok mutlu oldum.
-Araba istememiştin, ben de buna itiraz edemeyeceğini düşündüm.
+Çok teşekkür ederim baba. Seni seviyorum.
-Ben de seni seviyorum hayatım. Şimdi kapatmam gerek. Babamla vedalaşmış ve kapatmıştım. Motoruma odaklanmıştım. O kadar uzun zaman olmuştu ki sürmeyeli. Ayberk öğretmişti bana motor sürmeyi. Ayberk demişken, Ayberk benim her şeyim. Her anımda yanımda olan yakışıklı olduğu gibi bir o kadar da serseri olan prensim. O yurtdışında okumaya karar vermişti ben ise burda kalmayı istemiştim. Uzun bir süredir görüşemiyorduk, onu özlemiştim. Aramaya karar verdim. Çaldığı anda açmıştı.
-Alo, kelebek. Çocukluktan beri Ayberk bana böyle hitap ederdi.
+Selam Ayberk, nasılsın? Biliyorum seni çok ihmal ettim, üzgünüm. Ama telafi edicem söz.
-Kelebek, sen beni ihmal etmedin ki. Zaten telafi etmeme gibi bir şansın da yok. Yarın seni kaçırmaya geliyorum.
+Ne sen burada mısın, yani geldin mi? Ya insan bir haber verir. Neyse bu harika çünkü eski zamanlardaki gibi olmayı o kadar çok özledim ki...
-Ben de kelebek, ben de. Yarın akşam yanındayım.
+Sabırsızlıkla bekliyorummm...